"ووضعنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • koyduk
        
    • yanıp sönüyordu
        
    • yerleştirsek
        
    • kurduk
        
    • taktık
        
    Onun için direk mağzaya gittik ve yüzlerce plastik sandalye aldık. Sandalyeleri sokağa koyduk. TED لذا ذهبنا الى متجر للمعدّات واشترينا المئات من كراسي الحدائق ووضعنا هذه الكراسي على الشوارع
    Ve süpürgeleri hole koyduk ve burayı yeniden inşa ettik ve işte burada ilk Grammy ödülümüzü kazandık. TED ووضعنا الممسحات في الردهة و اعدنا هندسة المكان هذا هو المكان حيث سجلنا الغرامي الاولى.
    Bu beyin üzerinde odaklandık, öylesine odaklandık ki önüne bir kamera çipi koyduk. TED التركيز عبر هذا الدماغ، كان تركيزًا دقيقًا ووضعنا كاميرا مكشوفة خافتة أمامها.
    Renkli ışıklar yanıp sönüyordu. Open Subtitles ووضعنا مصابيح ملونة
    Işık dolu bir kutu hayal etsek ve o kutunun içine belli sayıda proton yerleştirsek. Open Subtitles ماذا لو تخيلنا صندوق مليء بالضوء ووضعنا عددا محددا من البروتونات داخل الصندوق
    Ve projeksiyonu hastahanenin dışında bulunan park yerinde bulunan duvarın üzerine kurduk. TED ووضعنا جهاز اسقاط على جدار موقف للسيارات خارج المستشفى.
    Kapına ikinci bir kilit taktık, pencerene kilitler taktık, ve bütün ışıklarını zamanlayıcıya ayarladık. Open Subtitles لقد ثبتا قفل ثاني على بابك ووضعنا أقفال على نوافذك عند سلم الحريق ووضعنا كل لمباتك على مؤقت
    Cam kırıklarının üzerine yastık koyduk, yatak örtüsünü kolumuza sardık. Duvarı bu şekilde tırmandık. Ve çıplak ayakla kaçtık. TED ووضعنا الوسادة عليها وقمنا بلف أغطية السرير على ساعدينا وتسلقنا الجدار، وهربنا ونحن حفاة القدمين.
    Fazladan bir günümüz vardı bu yüzden daha derin kazıp üzerine biraz kaya koyduk. Bu sayede leş yiyiciler çıkaramaz. Open Subtitles لقد كان لدينا يوم إضافي، لذا قمنا بالحفر أعمق قليلاً ووضعنا الصخور عليه
    Posta torbasına öfkeli bir gelincik koyduk. Open Subtitles ووضعنا ذلك النمس الغاضب بحقيبة توزيع بريده
    Ama masasındaki her şeyi alıp bir kutuya koyduk. Open Subtitles لكنّنا نظفنا مكتبه ووضعنا كلّ أغراضه بصندوق
    Bu ülke için olan hedeflerimizi çocuğumuzun iyiliğinin önüne koyduk. Open Subtitles ووضعنا طموحاتنا لهذه الدولة أمام سلامة ابننا
    Dünya Savaşı'nı kazandık, aya insan gönderdik ve herkesin kucağına bilgisayar koyduk. Open Subtitles كما أننا انتصرنا في الحرب العالمية الثانية, ووضعنا رجلاً على أرض القمر وجهاز حاسب في حضن كل شخص.
    Son konuşmamızdan sonra güvenlik kasalarını değiştirdik ve sizinkini yeni bir taneye koyduk. Open Subtitles خلال ترميمنا الأخير، إضطررنا لتغيير أماكن صناديق الائتمان، ووضعنا صندوقك بصندوق أخر.
    Viking cenazesi istemişti. Biz de bir sal yapıp bedenini içine koyduk. Open Subtitles لقد أراد جنازة فايكنج لذا, فقد بنينا طوافه ووضعنا جسده عليها
    Renkli ışıklar yanıp sönüyordu. Open Subtitles ووضعنا مصابيح ملونة
    Işık dolu bir kutu hayal etsek ve o kutunun içine belli sayıda proton yerleştirsek. Open Subtitles لقد كنت أفكر ماذا لو تخيلنا مربع مليء بالضوء ووضعنا عددا دقيقا من البروتونات
    Tadım için, mağazanın girişine yakın küçük bir stand kurduk. TED ووضعنا كشك للتذوق قرب مدخل المتجر مباشرة
    Bu yüzden, son terapisinde ona şarkı söyledik, kafasına taç taktık, baloncuklar üfledik ve sonra ona dedim ki: "Peki, şimdi ne yapacaksın?" TED وعند جلسة الكيماوي الأخيرة أنشدنا له أغنية ووضعنا التاج على رأسه ونفخنا الفقاعات ثم سألته: "ما الذي ستفعله الآن؟"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more