Saatler boyu benimle oturur, domuzlar gibi terleyerek konyak içer ve İrlanda Devrimi hikayelerini anlatırdı. | Open Subtitles | يجلس معي لساعات وهو يتعرق بشدة ويشرب البراندي ويحكي لي قصصاً عن الثورة الإيرلندية. |
Viski yerine votka içer haberleri gazete yerine radyodan öğrenir. | Open Subtitles | ويشرب الفودكا والويسكي ويحب ان يقرأ الأخبار من الراديو لا من الصحيفة |
Cardoso kravat takıyor, cep telefonu var ve viski içiyor. | Open Subtitles | كاردوزو يرتدي ربطة عنق، لديه هاتف خلوي، ويشرب الويسكي |
İlk bulgular, beyaz erkek, 40' lı yaşların başında, sigara ve tekila içiyor. | Open Subtitles | النتائج الأولية تقول أنه ذكر أبيض في أوائل الأربعينات ومدخن ويشرب التيكيلا |
Tahmin et kim buzlu kahvesini içip yazı yazmak için her sabah oraya gidiyormuş? Stephen Fisher. | Open Subtitles | وخمني من كان يذهب هناك ليكتب في كل صباح ويشرب صويا مثلجة أمريكية |
Yemek yerine 20 fincan kahve ve iki paket sigara içerdi. | Open Subtitles | عوض ذلك كان يحتسي 20 كوبًا من القهوة ويشرب علبتي سجائر يوميًا |
Her neyse... yaşlı Stanislav görev başındaydı, bayat ekmeğini yiyip votkasını içiyordu ya da her ne yapıyorsa. | Open Subtitles | على أي حال كان ستانيسلاف مناوبا يأكل كسرة خبز ويشرب الفودكا، أو أي شيء كانوا يفعلوه هناك |
Çünkü değersiz bir şekilde yiyen ve içen biri kendini yargılıyordur. | Open Subtitles | لأنه هو الذي يأكل ويشرب بدون كرامة الأكل والشرب هم عقوبته فقط |
Aslında biraz eski kafalı bir şey ama ağabeyim arabasını çalıp yol viskisini içtiği zaman babam dayak atmaktan çekinmemişti. | Open Subtitles | أتعرفين هذا يبدو شيء كلاسيكي لكن أبي كان يستخدم العصا حين يتسلل أخي لشاحنته ويشرب الويسكي المخصص للقيادة الخاص به |
Ne tür bir psikopat bir adamı bıçakladıktan sonra kahve içer ki? | Open Subtitles | ما هو نوع المختل الى طعن رجل حتى الموت ويشرب قهوة؟ |
Davullar çalar ve Kasap bir bardak alev içer. | Open Subtitles | الطبول تقرع ويشرب الجزار كوبا من النار |
- Evet zayıftı çünkü, durmadan içer hiçbir şey uğruna direnmezdi. | Open Subtitles | - حتى زال لإنه كا ضعيفاً ويشرب الخمر لأنه لم يدرس حقيقة لأي شيء |
Oturmuş karşımızda bizim şarabımızı içiyor biz ölürken kusana kadar yiyor. | Open Subtitles | إنه يجلس هنا ويشرب نبيذنا ويأكل حتى الشبع بينما نموت. |
Saçma arabalar sürüyor, modellerle çıkıyor, çılgınca içiyor... | Open Subtitles | يقود سيارات سخيفة ويواعد العارضات ويشرب بلا هوادة |
# Adamsa içiyor sıçıyor Eve uğramıyor # | Open Subtitles | وهوَ يدخّن ويشرب ♪ ♪ ولا يأتي للمنزل أبدًا |
Tahmin et kim buzlu kahvesini içip yazı yazmak için her sabah oraya gidiyormuş? Stephen Fisher. | Open Subtitles | وخمني من كان يذهب هناك ليكتب في كل صباح ويشرب صويا مثلجة أمريكية |
Timsah yiyorlar, kurşun içip tüfek mermisi işiyorlardı, Güney Federasyonu'na cehennemi yaşattılar. | Open Subtitles | كانوا يأكلون التماسيح، ويشرب تؤدي... ... كرات بندقية قديمة سكران، أعطى الجحيم الحلفاء. |
John Wayne sadece biftek yer ve her yemeğin yanında da kahve içerdi. | Open Subtitles | جون واين يأكل اللحم ويشرب القهوة فقط في كل وجبة |
Dana gibi yiyip sünger gibi içerdi. | Open Subtitles | كان أكله غير صحي، ويشرب كثيراًً |
Geçen gün banyoya girdim gayet ciddiyim, oturmuş sıçıyordu ve aynı zamanda süt içiyordu. | Open Subtitles | مثل، أنا ذهبت الى الحمام ذلك اليوم أتصدقين أنه كان يجلس هناك يتغوط ويشرب الحليب في الوقت ذاته ويحدق بي |
Evime girdim. Orada durmuş viskimden içiyordu. | Open Subtitles | يأتي الى منزلي ويشرب من الخمر الخاص بي! |
Etimden yiyen ve kanımdan içen benim içimdedir ve ben de onun içinde. | Open Subtitles | إنه من يأكل من لحمي ويشرب من دمي سيعيش داخلي |
Beni izledi, içti ve çok içtiği için uykusunda konuştu. | Open Subtitles | إنه يراقب ويشرب وعندما يشرب كثيراً يتكلم في نومه ، كسائر الرجال هل أتكلم أثناء نومي ؟ |
"Derilerini soydu canlı canlı , ve kanlarını içti." | Open Subtitles | كان يسلخهم أحياء ويقطعهم لقطع ويشرب من دمائهم |
Erken uyuysun ve düzenli yemek yesin. Bol bol su içsin. | Open Subtitles | ينام ويصحو مبكرًا ويأكل بانتظام، ويعرّض نفسه للشمس ويشرب مياه أكثر. |