Aralarında altı milyon kişi vardı ve biz onları patakladık. | TED | و كان مجموع ميزانية منافسينا تبلغ ستة ملايين وقد هزمناهم. |
Ve bence onda hiç işe yaramayacak bir sürü şey vardı. | TED | و كان لديهم الكثير من الأشياء ليست ذات أهمية في اعتقادي |
Gecenin ortasında, su dökmek için kalktım, Ve o orada, yere uzanmış yatıyordu. | Open Subtitles | و في وسط الليل استيقظت لأقضي حاجتي و كان هو مستلقي على الأرض |
ve bir test yaptırıp negatif çıkarsa, 0.1 puan daha kazanırsın. | Open Subtitles | و إن كنت خضعتِ للفحص و كان سلبياً كنتِ لتتأكدين تماماً |
Çalı çırpıdan, sincaplardan başka bir şey yoktu, ve ne oldu dersiniz? | Open Subtitles | و كان لا يوجد إلا الفرش و السناجب و أنت تعلم ماذا؟ |
Ayrıca Hicks cahil vahşi bir kişiye karşı savaştığını düşündü ama yanıldı. | Open Subtitles | أيضا هيكس كان يظن أنه يحارب وحش جاهل ، و كان خطأ |
Birinin arasıra yaptigi şeylerden biri O da şudur ki serumdan kan hücrelerini ayirmak Burada bir örnek alırız | TED | الاولى. أحد الاشياء التي نحتاج من حين لآخر القيام بها هو فصل خلايا الدم عن المصل. و كان السؤال, |
Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik ve Shenzhen'de fabrika içindeki yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı. | TED | قبل عام أرسلنا مجموعة من الطلاب إلى مدينة شنجن وجلسوا عن الأرض المصنع مع المبتكرين في شنتشن و كان مدهش |
Her neyse, sonuçta buradan kovulduk ve ellerimizde zehirli otlar vardı. | Open Subtitles | بأيه حال, كنا هنا و كان هناك سمّ البلوط على أيدينا |
Çalışıyorduk, evimiz vardı ve sonra çocuk sahibi olma zamanı geldi. | Open Subtitles | كنا نعمل، و كان لدينا منزل ثم حان وقت إنجاب الأطفال |
Bu adam, sağımdaydı ve önünde çocuğu vardı. Video oyunu oynuyordu. Bunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | كان هذا الرجل إلى يميني و كان ابنه أمامه كان يلعب بلعبة الفيديو |
Arada da, sadece kahveruncu olarak tanımlayabileceğim bir rengin izleri vardı. | Open Subtitles | و كان هناك ايضاً لون غريب يمكنني أن اصفه بأنه برتقالي |
Küçük güzel bir kızımız ve bir de bu kaplumbağa vardı. | Open Subtitles | و كان لدينا هذه الطفلة الجميلة و هذه السلحفاء كحيوان أليف |
Biliyorsunuz, ben şehirde büyüdüm. 56 yıl önce ben okula ilk başladığımda, orada başarısız öğrenciler vardı. Ve o okullar bugün, hâlen berbat durumda. 56 yıl sonrasında.. | TED | لقد ترعرعت وسط المدينة، و كان هناك أطفال يفشلون في المدارس 56 سنة مضت عندما كنت أذهب إلى المدرسة، و لازالت هذه المدارس رديئة، بعد 56 عاما. |
Somali yakınlarındaki Dijibouti burası Ve o kadar uzak ki oraya ancak helikopter ile ulaşabildik. | TED | في جيبوتي المجاورة للصومال، و كان المخيم في منطقة نائية جداً بحيث كان علينا أن نستقل المروحية للوصول إليه. |
Instagram'da resimler gösteriyordu Ve o çocuklar da çılgınca gülüyorlardı. | TED | كان يتصفح الصور على إنستغرام، و كان أولئك الأولاد يضحكون بشكل هيستيري. |
Videoyu tam bir sessizlik içinde çektim çünkü sadece kafamdaki müziği duyuyordum ve bir gün ortaya çıkacak olan koroyu hayal ediyorum. | TED | و كان في صمت تام حين صورته لاني كنت فقط اسمع الموسيقى في رأسي متخيلا الجوقة التي ستتكون يوم من الايام |
bunun üzerine ben de okula başladım ve konum bir şekilde eğitim oldu | TED | و حصلت على دبلوم و كان ذالك بميدان التعليم. |
Son 11 yıldır sürekli genişleyen bir internet sitesi oldu ve bu mükemmel bir kaynak. | TED | و كان ينمو للسنوات الـ 11 الأخيرة و كان مورداً رائعاً |
Ayrıca Tanrı'nın onun için bir planı olduğunu da anlıyordu. | Open Subtitles | و كان يدرك أيضاً أن الربّ قد أعدّ له سبيله |
İlk gece çok korkmuştum ve yalnız hissetmiştim Ayrıca yatak da çok setti. | Open Subtitles | تلك الليلة الأولى كنت خائفة جدا و اشعر بالوحده و كان السرير قاسى |
Az önce O da oynuyordu. Tuvalete gitmek zorunda kalmış olmalı. | Open Subtitles | و كان يلعب قبل ذلك, أظن ولابد أنه ذهب للحمام فحسب |
ve bu garip yaratık orada duruyordu el çantası çeşit tutarak. | Open Subtitles | و كان المخلوق الغريب واقفاً هناك كان يحمل نوع من الحقائب |