"يأتي إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelir
        
    • geliyor
        
    • gelen
        
    • gelmesini
        
    • gelmiyor
        
    • gelmesine
        
    • gelmesi
        
    • gelmedi
        
    • gelirdi
        
    • geldi
        
    • gelsin
        
    • geldiğinde
        
    • gelemez
        
    • geldiğini
        
    • gelebilir
        
    En sonunda neşeli bir şekilde eve gelir ve bana şöyle derdi: Open Subtitles و يأتي إلى المنزل في النهاية و معنوياته مرتفعة و يقول لي:
    Evimize gelen ışığı seviyoruz, ama yaz ortasında, bütün bu ısı aslında soğuk tutmaya çalıştığımız eve geliyor. TED يعجبنا الضوء الذي يدخل الغرفة، لكن في عز الصيف، كل ذلك الحر يأتي إلى الغرفة والذي نحاول إبقائها باردة.
    Bebeğim, buraya gelen herkese, üç kişinin tamamına yeşillendin zaten. Open Subtitles عزيزي، فلترميها على وجه جميع من يأتي إلى هنا ثلاثتهم
    - Gidip Ajan Finley'e buraya gelmesini söyle. - Emredersiniz. Open Subtitles اذهبي و أخبريه أن يأتي إلى هنا حاضر ، سيدي
    Nasıl bir salak ki kapıya kadar bile gelmiyor? Open Subtitles أكل ما أحصل عليه هو مزمار؟ أي نوع من الأغبياء لا يريد أن يأتي إلى الباب؟
    Amanda'nın nerede olduğunu söylemen için beş saniyen var yoksa babasının buraya gelmesine izin vereceğim sana kendisi soracak ve sana garanti ediyorum benim kadar nazik olmayacak, anlıyor musun? Open Subtitles أو سأدع والدها يأتي إلى هنا ويسألك بنفسه، وأعدك لن يكون مهذباً مثلي، حسناً؟
    Vardiyasından önce, önünde büyük bir kartal olan aptal üniformasıyla buraya gelir. Open Subtitles يأتي إلى هنا قبل أن يُبدل زيّه الغبي، نسر كبير في المقدمة.
    Babam tüm maçlarıma tişört giyerek gelir, ''Baba Gator'' diye en önden bağırırdı. TED وكان أبي يأتي إلى كل مبارياتي مرتدياً قميصاً مكتوب على مقدمته، "التمساح الأب".
    Kabul etmek hiç hoşuma gitmiyor ama eskiden tıpkı senin gibi buraya gelir ve gazete kupürlerine bakardı. Open Subtitles أنا أكره الإعتراف بذلك , ولكنه يأتي إلى هنا ويبحث عن قصاصات له تماماً كما كنت تفعل
    Bankanın kredi baş vurusunu reddettiğini biliyorum, ama buraya geliyor ve ona 5.000 dolarlık bir ev yapıyoruz. Open Subtitles عرفت أن المصرف رفض هذا القرض لكنه يأتي إلى هنا ونحن نبني له بيتاً بخمسة آلاف دولار
    Bankanın kredi baş vurusunu reddettiğini biliyorum, ama buraya geliyor ve ona 5.000 dolarlık bir ev yapıyoruz. Open Subtitles عرفت أن المصرف رفض هذا القرض لكنه يأتي إلى هنا ونحن نبني له بيتاً بخمسة آلاف دولار
    Bütün mektuplar posta kutusuna geliyor, Partrier adına. Open Subtitles كل بريدهم يأتي إلى فرع التسليم العام ويخاطب بإسم بريترير.
    Kendisine doğru gelen ışıkta sanki bir kapının kapandığını fark etti. TED لاحظ أنه يبدو كباب بدأ بالانغلاق. إلى شعاع الضوء الذي يأتي إلى عينه.
    Kutsal dağın arayışında olupda Lotus Adası'na ilk gelen siz değilsiniz. Open Subtitles أنتم لستم أول من يأتي إلى جزيرة لوتس بحثاً عن الجبل المقدس
    - Gidip Ajan Finley'e buraya gelmesini söyle. - Emredersiniz. Open Subtitles اذهبي و أخبريه أن يأتي إلى هنا حاضر ، سيدي
    Hemen buraya gelmesini söyle. Open Subtitles اذهب لمناداة القاضي وقل له أن يأتي إلى هنا حالا
    Selam çocuklar. Babanızı merak ettik. Bir haftadır işe gelmiyor. Open Subtitles يا أولاد، نحن قلقون حول والدكم، لم يأتي إلى العمل منذ أسبوع
    Anne dediği kadın onun buraya gelmesine asla izin vermeyecek. Open Subtitles المرأة التي يناديها بـ"أمي" لن تدعه يأتي إلى هنا ابدا
    Bende kalan temel şey her birimizin bu dünyaya eşsiz bir değerle gelmesi inancıydı. TED كان ما بقي معي هو هذا الإعتقاد الراسخ بأن كل واحد فينا يأتي إلى هذا العالم بقيمة فريدة من نوعها.
    Fakat saatlerce oturmama rağmen aklıma hiç bir şey gelmedi. TED و لكن جلست هناك لساعات ، ولا شيء يأتي إلى ذهني.
    Yalnız yaşıyordu, kemoterapiye yalnız gelirdi, tedavisini olup eve yalnız yürürdü. TED يعيش بمفرده يأتي إلى العلاج الكيماوي بمفرده يتلقى علاجه ويعود إلى منزله وحيداً
    Tek başıma dans ediyordum ve bu acayip yanıma geldi. Open Subtitles كنت أرقص رقص منفرد وكلب مقشعر يأتي إلى جانبي
    - Doktor Ferreiro'ya söyle, aşağı gelsin. - Tabii, efendim. Open Subtitles أخبري دكتور فريرو أن يأتي إلى هنا حسنا يا سيدي
    Biz de Dan'le tanışmak isteriz belki bir dahaki sefer St. Louis'e geldiğinde. Open Subtitles أتعلمين، نحب أنْ نلتقي بدان، ربّما المرّة القادمة عندما يأتي إلى سانت لويس.
    Burada bu kadar insan varken buraya gelemez herhalde. Open Subtitles ــ ماذا؟ لن يأتي إلى هنا ليس بوجود كلّ هذه الأشخاص
    50'li yaşlarda Fabry hastalığı olan bir erkek hastanın buraya geldiğini duydum. Open Subtitles سمعت أنّه يوجد رجُل مصاب بداء فابري يأتي إلى هنا
    Her an buraya gelebilir ve herkes izliyor. Open Subtitles يستطيع أن يأتي إلى هنا في أي وقت وفي أي ساعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more