"يؤسفني" - Translation from Arabic to Turkish

• üzüldüm
• üzgünüm
• Üzülerek
• Korkarım
• Maalesef
• özür dilerim
• pişmanım
• üzülüyorum
• kötü
• nefret
• pişman
• üzücü
• Ne yazık
• sağ olsun
• kusura bakma

Kişisel değildi. Ve kulağa saçma gelse de bunun olmasına üzüldüm.
الامر لم يكن شخصي ورغم غرابة ما اقول، يؤسفني ما حدث

Aranızda problemler olmasına üzüldüm, ama bu, klisede yılın, en büyük yardım kampanyası.
حسناً , يؤسفني سماع أنكما تواجهان مشاكل لكن هذه حملة تبرعات الكنيسة الكبري

Bunun için üzgünüm ama başka türlü nasıl halledeceğimi bilmiyorum.
يؤسفني ذكر هذا لكني لا أدري كيف أتخلص من الأمر

Bunu söylediğime üzgünüm. Sadece petrol çıkarmak için yeni bir yer kazıyor.
حسناً، يؤسفني قول هذا لكنه يستكشف فقط مناطق جديدة للتنقيب عن النفط

Üzülerek bildiriyorum ki, İmparatorluk elçisi görevini yapmış olan, Eustace Chapuys, İspanya'ya dönüşünden kısa süre sonra vefat etmiş.
يؤسفني أن أبلغك أن يوستاس تشابويس الذي كان مرة السفير الإمبراطوري هنا, قد مات بعد عودته الى اسبانيا بقليل

Öyle hissetmenize üzüldüm dedektif ama gördüğüm şekilde yazmak zorundaydım.
أنا كتبت تلك القصة. يؤسفني شعوركَ بذلك يا مفتش لكن عليَّ كتابتها هكذا.

Kardeşinin başına gelenlere üzüldüm. İyi misin?
يؤسفني ما سمعته عن خبر وفاة أخيك ، هل أنت بخير ؟

Böyle bitmesine üzüldüm. Ama iyi ki bitti.
يؤسفني أن الأمر انتهي لهذا، و لكنني سعيد لأنه انتهي

Buna üzüldüm.
لقد كلفني الرهان كل ما أخبئه من سجائر يؤسفني ذلك

Adams'ın öldürüldüğüne çok üzüldüm ama buna şaşırdığımı söyleyemem.
النظرة، يؤسفني أن أسمع الذي آدم قُتِلَ، لكن بطريقة ما، لَستُ مُفاجئَ.

Ama geçen haftaki olayı kaçırdığına üzüldüm.
يؤسفني أنه قد فاتتك حادثة الأسبوع الماضي

Seni bıçakladığım için çok üzgünüm kardeşim. özür dilerim. Öyle yapmamam gerekirdi.
يؤسفني بحقّ طعني إيّاكَ يا أخي، آسف، لقد كان إثماً ما فعلت.

Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm. Hakkımda ne düşünüyorsundur bilemiyorum.
يؤسفني أنّك رأيت ذلك، لا يمكنني تصوُّر ما تظنّه فيّ الآن.

Akşam yemeğine kalamayacağınız için çok üzgünüm.
يؤسفني للغاية عدم استطاعتك البقاء للعشاء

Böyle rahatınız yerinde mi? Birşey yapamadığım için üzgünüm.
يؤسفني أنني لا أستطيع القيام بأي شيء حيال ذلك

Gittiğin için üzgünüm, ama tabiki gitmek zorunda oluşunu anlıyorum.
يؤسفني أنك سترحل، ولكنني بالطبع أتفهم أن عليك الرحيل

Üzülerek sizden başka bir yer bulmanızı rica etmek zorundayım.
يؤسفني ان اقول انك بحاجة ان تنقلي ابنتك لمكان اخر

Korkarım ki bu, elimizde 6 adet nükleer felaket bulunması demek oluyor.
يؤسفني أن أقول أن هذا قد يعني ست كوارث نووية بين أيدينا

Maalesef uyutulması gerekiyor.
يؤسفني أن أقول أنّه يجب أن يُقتل قتلا رحيما.

Bak, gerçek bir teklif olduğunu düşündüğün için özür dilerim.
إسمعي، يؤسفني أنكِ ظننت أن ذلك كان طلب زواج حقيقي.

Ne olursa olsun Bay Briggs, size yardım edemeyeceğim için çok pişmanım.
على كل حال مستر بريجز يؤسفني اني لا استطيع خدمتك لماذا ؟

Böyle yaşamak zorunda olmana üzülüyorum, canım.
يؤسفني اضطرارك للعيش بهذه الكيفية يا عزيزي

Bu iyilik yapmanız çok ince... bir davranış ama bu şekilde insanları öldürmek kötü bir alışkanlık.
يؤسفني قول هذا بعد أن تكرمت بإنقاذي لكن قتل الناس عادة سيئة

Bu özel anı bölmekten nefret ediyorum ama buradan çıkabilir miyiz?
يؤسفني أن أقاطع لحظات الألفة ولكن هل يمكننا أن نرحل من هنا ؟

Ne kadar utanç verici olduğunu olanlar için ne kadar pişman olduğumu sana söyleyemem.
لا أستطيع التعبير لكي كم أشعر بالخجل وكم يؤسفني ما حدث

üzücü haberler için üzgünüm Albay.
يؤسفني أن أكون حامل الأخبار السيئة أيها العقيد

Ama önce, Ne yazık ki üzgün gözüken bir çocuk görüyorum.
لكن أولاً، يؤسفني أن أرى طفلاً يبدو قلقاً

Başın sağ olsun ama ölü karın gelip aletimi ağzına alabilir.
يؤسفني مصابكَ فعلاً ولكن لتذهب زوجتكَ الميتة إلى الجحيم

Bunu söylediğim için kusura bakma, ama Bastiano'ya ancak böyle yararlı olabilirsin.
يؤسفني قول ذلك.. لكنها الطريقة الوحيدة التي تكون بها مفيداً لي وللحصن