Görünüşe göre manavın vurduğu kişi ambara gitmiş mermiyi çıkardıktan sonra kapıyı tekmelemiş. | Open Subtitles | يبدو أنّه بعد أن أطلق النار على البائع ذهب إلى الحظيرة وركل الباب |
Ve Görünüşe göre biyokinetik enerjiyle aşırı yüklenerek bulaştığı kişinin hücrelerine yerleşiyorlar. | Open Subtitles | و يبدو أنّه يمكن زيادة تحميلها بالطاقة الحيويّة المخزّنة في خلايا المصاب. |
Evet, maalesef hançer koleksiyonumu da alıp gitmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | أجل، للأسف، يبدو أنّه لاذ بالفرار مع مجموعة الخناجر خاصّتي |
Çocuğu pek iyi tanımıyorum ama aşırı kızgınmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لستُ أعرف الغلام جيّدًا، لكن يبدو أنّه يحمل غضبًا شديدًا. |
Anlaşılan, partnerinin dilini savuşturmak için hem kendi dilini kullanıyor hem de alt çenesini yanlara doğru hareket ettiriyordu. | Open Subtitles | يبدو أنّه يقوم باستخدام لسانه لصدّ اللسان الدخيل ولكنّه أيضاً يقوم بتحريك فكّه السفلي بينما يقوم بتضيق شفاهه السفلية |
Burundan çıkarılmış. Mısırlıların mumyalamadan önce kullandığı tekniğe benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه سُحب من الأنف، على طريقة المصريين القدامى قبل التحنيط. |
Bu ses sanki bayağı yüce bir yerden geliyor gibi. | Open Subtitles | حسناً, هذا الكلام يبدو أنّه صادر من إنسان كريم جداً |
Görünüşe göre annesi öldüğü zaman devlet bakımı altına alınmış. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان قيد الحماية بواسطة الحكومة عندما ماتت والدته. |
Görünüşe göre CTU'daki birisini izlemek için iç gözetimi inceliyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يستخدم نظام المراقبة الداخلى ليتعقب أحدهم خلال الوحدة |
Yaralanmış. Kan ve biraz saç var burada. Görünüşe göre kafasını duvara çarpmış. | Open Subtitles | كان جريحاً، ثمّة دم وشعر، يبدو أنّه رأسه ارتطمت بالجدار |
Görünüşe göre, siz bunu imzalayana kadar hiçbir sınıfa giremeyecekmişim. | Open Subtitles | يبدو أنّه لا يُسمح لي بالعودة إلى أيّ صفّ حتى توقّعي على هذه. |
Görünüşe göre, başka bir yerde öldürülüp, buraya yerleştirilmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّه قتل في مكان آخر وبعدها وُضع هنا |
Görünüşe göre bir kişi ikisi silahlı 4 kişiyi harcamış. | Open Subtitles | يبدو أنّه مجرم واحد يقتل أربعة أشخاص، إثنان منهما كانا مسلّحين. |
Her gün okulu filme almayı seviyor gibi görünüyor. Önce şu kasetlerde ne var ona bakalım. | Open Subtitles | يبدو أنّه يأخذ الكاميرا معه كلّ يوم دعونا نتابع الفلم |
Bir tür eğitim gibi görünüyor. Emri ilet,Çavuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه تدريبٌ منْ نوع ما أرسلها إلى مُخْتَلف الأماكن أيها الرقيب |
Bir çeşit tatbikat gibi görünüyor. Emri ilet, Çavuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه تدريبٌ منْ نوع ما أرسلها إلى مُخْتَلف الأماكن أيها الرقيب |
Anlaşılan uçağa hiç yüklenmemiş. | Open Subtitles | يبدو أنّه لم يوضع على متن الطائرة من الأساس |
Bu müzik çalabilen bir kutuya benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه ذلك الصندوق الذي يمكنه تشغيل الموسيقى |
Belli ki buraya sıkça gelip oyun odası kiralıyormuş. | Open Subtitles | على يبدو أنّه يأتي غالباً إلى هنا، ويستأجر حجرة سمر |
Peakala, Görünen o ki sen ve ben kaldık, Powder Dağı. | Open Subtitles | يبدو أنّه لم يبقى سوى أنا وأنت الآن يا جبل "المسحوق" |
Bu tipik bir savunma yarası değil, ayrıca boğma senaryomuzu da destekleyen bir etken gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذا ليس نموذج لجرح دفاعي يبدو أنّه عامل بفرضية الإختناق لدينا |
Baban o stres altindaymis gibi duruyor. | Open Subtitles | والدكِ.. يبدو أنّه يعاني الكثير من الضغوط. |
Bu dönen ok Masonların temeli gibi gözüküyor... kantaşı, altın... | Open Subtitles | هذا الوعاء يبدو أنّه مأسوني في الأصل وعاء الدم الذهبي |
Görünüşe bakılırsa nadir bir yapı. Gerçekten eski bir Chicago malı. | Open Subtitles | على ما يبدو , أنّه نادر و يمثّل مباني شيكاغو القديمة |
galiba mevzu pis bir sürüngenden ibaret değil. | Open Subtitles | يبدو أنّه ليس هناك زاحف مُروّع، بعد كلّ شيء. |
Evet, evet, evet.Öyle görünüyor ki çaylaklarimiz var. | Open Subtitles | حسن،حسن،حسن، يبدو أنّه لدينا متطوّع أخيراً |
Bu sözler karıncalarla kaplanmış gibi görünen bu adamdan mı geliyor. | Open Subtitles | هذا الكلام يصدرُ من شخصٍ يبدو أنّه قد بنى خيمةً للنّمل. |