"يتكلمون" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşurlar
        
    • konuşur
        
    • bahsediyorlar
        
    • konuşmaz
        
    • konuşuyorlardı
        
    • konuşsunlar
        
    • konuşurken
        
    • konuşmuyor
        
    • konuşmuyorlar
        
    • konuşmaya
        
    • konuştuklarını
        
    • konuştuğu
        
    • konuştuğunu
        
    • konuşuyordu
        
    • konuşmazlar
        
    Şu avukatlar böyle çok kısa davalarda bile konuşurlar da konuşurlar. Open Subtitles أولئك المحامين يتكلمون ويتكلمون، حتى عندما تكون القضية مفروغ منها مثل هذه.
    Amerikalılar genelde Almanca'yı çok kötü bir aksanla konuşur... ama senin aksanın... gerçekten berbat. Open Subtitles تعلمين،عادة، الأميركيين يتكلمون الألمانية بلكنة سيئة للغاية لكن لهجتك رائعه حقا
    Ama garaj satışı ve tekne havuzlarından bahsediyorlar. Open Subtitles إنها جميلة حقا وهم يتكلمون عن سوق المقايضة وحوض القوارب
    - Hepsi çiftçi. Çiftçiler gübre ve kadınlardan başka bir şey konuşmaz. Open Subtitles فلاحون يتكلمون عن لا شئ إلا المحاصيل و النساء
    Evlerin içlerinde anneler babalar çocukları ile konuşuyorlardı bunun hakkında. TED لقد كان يدور في المنازل، أمهات وآباء يتكلمون عنه مع أطفالهم.
    O makaleden konuşmasınlar da neden konuşurlarsa konuşsunlar. Open Subtitles وجعلهم يتكلمون في أي شيء ما عدا تلك المقالة اللعينة
    Bu sadece seks çalışanlarını konuşurken dinlemek değil, aynı zamanda sesimizi artırmak. TED ذلك لا يعني فقط سماع محترفي الجنس عندما يتكلمون ولكن تضخيم أصواتنا.
    İnsanlar konuşmuyor, Harry. Open Subtitles إلى أي مدى وصلتم؟ الناس لا يتكلمون يا هاري
    Pek iyi bir fikir değil. Brett'le artık fazla konuşmuyorlar. Open Subtitles لست فكرة جيدة هى و بريت لا يتكلمون مع بعض بعد الان
    Senin şu sert konuşmaya çalışan korkak askerlerini dinlemeye bayılıyorum. Open Subtitles أحب الإستماع لجنودك النمل هؤلاء يحاولون أن يتكلمون بلهجة قاسية
    Susmaları gereken yerde konuşurlar. Her neyse... Open Subtitles يتكلمون حينما ينبغى أن يستمعوا و لكن على أى حال
    Susmaları gereken yerde konuşurlar. Her neyse... Open Subtitles يتكلمون حينما ينبغي أن يستمعوا و لكن على أي حال
    Sen de bilirsin, insanlar eninde sonunda konuşur. Open Subtitles انت تعرف نفسك، انهم يتكلمون دائما في النهاية.
    Onlar değişik konuşur. Bir kelimesini bile anlamayacaksın. Open Subtitles هم جميعا يتكلمون بطريقة غريبة لن تستطيع فهم اي كلمة
    Grand caddesindeyiz, burada bir grup siyah ateş ediyor arabaları yakıyor ve devrimden bahsediyorlar. Open Subtitles أننا في غراندريفر و وست غراند معظم السود يقتلون ويحرقون السيارات يتكلمون عن ثورة
    Dostlarım, konuşanlar bir şey bilmez, bilenlerse konuşmaz. Open Subtitles الذين يتكلمون، لا يعرفون والذين يعرفون، لا يتكلمون
    Hayatım boyunca, bu türden deneyimler yaşayan kadınlar, arkadaşlar ve iş arkadaşları gördüm ve bunlar ile ilgili nadir olarak konuşuyorlardı. TED لذلك خلال حياتي، رأيت نساء أُسر و أصدقاء و زملاء يعيشون مثل هذه التجارب و نادرًا ما يتكلمون عنها.
    Bırak konuşsunlar. Ben sana bir şey söyleyeyim. Open Subtitles حسنا دعيهم يتكلمون سأخبركِ شيئا واحدا
    Unutmayın, çoğu insan konuşurken genellikle gayrı resmîdir. TED تذكر أن معظم الناس عادة غير رسميين جداً عندما يتكلمون.
    İnsanlar artık bu şekilde konuşmuyor. Open Subtitles الناس لا يتكلمون في الواقع بتلك الطريقة.
    Evet, onu denedik ama yeni yönetim alna su damlatma yöntemini kaldırdığından beri konuşmuyorlar. Eğer konuşabilseydik bile, onlara güvenmek için hiçbir sebebimiz yok. Open Subtitles لقد حاولنا ولكن الأدارة الجديدة جعلت العملاء لا يتكلمون
    Erkekleri nasıl kadına karşı şiddet hakkında konuşmaya çağırabilirdik? TED كيف لنا ان نجعل الرجال يتكلمون عن العنف ضد النساء و البنات
    Ama ormanda dolaşanlar onların çok güzel Fransızca konuştuklarını duyar. Open Subtitles لكن لو مشيت خلال الغابة تسمعهم يتكلمون الفرنسية أكثر إتقانا
    Genellikle geçmişi yaptığımız savaşlarla tanımlarız, insanların savaştan öncesi ve sonrasındaki olan olaylar hakkında konuştuğu. Open Subtitles نقوم عادة بتقسيم ماضينا بحسب الحروب التي خضناها حيث تجد الناس يتكلمون عن الأمور قبل الحرب وعن عالم ما بعد الحرب.
    Aslını söylemek gerekirse, annem çoğu insanın saçma konuştuğunu söyler ve dinlemeye değmezmiş. Open Subtitles فظيع سيئ دعوني أقول لكم كل الحقيقة أمي تقول أن أكثر الناس يتكلمون كلام كالقمامة و هو لا يستحق أن يُسمع
    Ve Başkan karşımıza çıkmış, yanında onu destekleyenler ve sallabaşlarıyla savaş hakkında mutlu mesut konuşuyordu. Open Subtitles وها هو الرئيس محاط بمسانديه ورجاله الآليين يتكلمون بسعادة عن حربه
    Didi ve Mama Dell konuşmazlar bile. Open Subtitles ديدى وماما ديل لا يتكلمون مع بعضهم البعض ابدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more