"يتوقعون" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyor
        
    • bekler
        
    • beklerler
        
    • bekliyorlardı
        
    • beklemiyorlar
        
    • bekleyen
        
    • bekleniyor
        
    • bekleyecekler
        
    • bekliyorlar
        
    • tahmin
        
    • bekliyordu
        
    • beklemezler
        
    • bekledikleri
        
    • beklentileri
        
    • beklediklerini
        
    Bu insanlar, koca bir millet yeni başbakanlarının hürmet konuşmasını bekliyor. Open Subtitles هؤلاء الناس، والأمة بأسرها يتوقعون من رئيسهم الجديد أن يقدم ثناء.
    Ve onlar bu insanların onlar için çalışmalarını bekliyor güzel bir iş çıkarmalarını-- umuyorum ki, en az. TED وانهم يتوقعون من هؤلاء الناس الذين يعملون لديهم القيام بعمل كبير آمل ذلك.
    Kilise komiteleri hep bağış yapmamı bekler, ve o bağışı hep alırlar. Open Subtitles لجان الكنيسة يتوقعون دائما مساهمة سخية مني وأنهم دائما يحصلون عليها
    Fakat senin 8.50 de burada olmanı beklerler, yapmış halde. Open Subtitles لكن يتوقعون منك أن تكوني هنا 8: 50 ، انتبهي
    General bekliyorlardı general görecekler. Open Subtitles انهم يتوقعون جنرالاً وهذا ما سوف يحصلون علية
    Ciddi ciddi bunu takmamızı beklemiyorlar, değil mi? Open Subtitles هم لا يتوقعون منا جدياً أن نرتدي هذه، أليس كذلك؟
    Onlar sadece bir baba devletin onların bütün sorunlarını çözmelerini bekleyen, süregelen bir mevcut monarşinin kurbanları. TED إنهم فقط ضحايا لحكم فردي طويل المدى، يتوقعون دولة أبوية تحلّ كل مشاكلهم.
    Nasıl oluyor da, böyle bir yolda programa uymamız bekleniyor? Open Subtitles كيف يتوقعون أن نحافظ على الجدول على طريق كهذا؟
    Bizim uygun pozisyonu almamızı bekleyecekler ama onların Chaplain'i beklediklerinden şüpheliyim. Open Subtitles سوف يتوقعون اننا سنأخذ هذا الموقع لكني أشك بانهم سيتوقعون قسيسا
    Japonlar savaş çıkmasını bekliyor. Open Subtitles وحرق كل المستندات اليابانيون يتوقعون الحرب
    Ani ve sert hareket etmemizi bekliyor, öyle yapmayacağız. Open Subtitles إنهم يتوقعون بأننا سنهاجم بكل قوتنا وبسرعة لذا فلن نفعل
    İnsanlar bu laboratuardan 40,000 şişe pahalı musluk suyunu nasıl incelememizi bekliyor? Open Subtitles مثل كيف يتوقعون المعمل أن يفعلوا 40 ألف زجاجة من مياه صنبور غالية الثمن ؟
    İnsanlar benden hayatta önemli bir şey yapmamı bekliyor. Open Subtitles الناس يتوقعون منى أن أكون شيئا عظيما فى الحياة
    Sanki böyle bir şey bekler gibiydiler. Open Subtitles وكأنهم تقريباً يتوقعون حدوث أمر مشابه كهذا
    Beş yıllık ürünler için ödeme yapmamızı nasıl beklerler? Open Subtitles كيف يجرؤ كانوا يتوقعون منا أن تدفع لبنود تبلغ من العمر خمس سنوات.
    Silahlı çatışma bekliyorlardı ama hiç ateş edilmedi. Open Subtitles وقد كانوا يتوقعون تبادلاً عنيفاً لإطلاق النار ولكن لم يحدث شئ
    Güneş doğmadan seni Transylvania'ya beklemiyorlar mı? Open Subtitles ألا يتوقعون أن تعود مجددا إلى ترانسيلفانيا قبل الشروق ؟
    Eşleşme bulmayı bekleyen uzmanlar, bulur. Open Subtitles ..الخبراء الذين يتوقعون العثور على تطابق يعملون
    Sert rüzgarlar ve 50 cm.lik kar bekleniyor. Open Subtitles إنهم يتوقعون رياح عاصفة و 20 بوصة من الثلوج
    Herneyse, artık görebildiğin için, insanlar senden yapamayacağın şeyler bekleyecekler. Open Subtitles على أية حال, لأنك أصبحت ترين فالناس يتوقعون منك أن تتعاملي مع الأشياء التي أنت لا تستطيعين التعامل معها
    Bu kulübeyi bir hizmetçi ile aç karnına paylaşmamızı mı bekliyorlar? Open Subtitles يتوقعون ان نشارك خادمة فى حجرة كالصندوق مع معدة خاوية ؟
    Kara deliğin nerede ve ne zaman olacağını tahmin etmeyi öğrendiler. Open Subtitles تعلموا كيف يتوقعون متى وأين سيحدث ثقب أسود
    Bu insanlar şimdiye kadar tutuklanmış olmanı bekliyordu. Open Subtitles هؤلاء الناس يتوقعون انه سيتم القبض عليكي الآن
    Yani, benim de savaşa katılmamı ciddi olarak beklemezler. Open Subtitles أعني أنهم لا يتوقعون مني أن أقوم بأي قتال
    Bunu yapıyorlar; çünkü olmasını bekledikleri şeyler var. TED إنهم يفعلون ذلك ﻷنهم يتوقعون شيئاً ليحصل.
    Yola çıktığımızda, diğer insanların beklentileri var: Yani, bir bisikletçi kolunu kaldırdığında, bu demektir ki arabanın onlara yol vermesini ve şerit değiştirmek için yer açmasını bekliyorlar. TED بينما نحن على الطريق الأشخاص الأخرين لديهم توقعات: بحيث لو قام راكب دراجة برفع ذراعه، هذا يعنى بأنهم يتوقعون من السيارة فسح المجال لهم لتغير مسارهم.
    Bir soygun beklediklerini duyduk biraz zorlu olabilir. Open Subtitles سمعنا بأنّهم يتوقعون السرقة، لذا الأمر قد يصبح صعب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more