Şey, her neyse, eğer gerçekten de bununla ilişkilendirilmek isteyen bir reklam veren tanımıyorsan, durmak zorundasın. | Open Subtitles | حسنا , على كل حال .. إلا إن كنت تعرف معلنين ,الذين يريدون أن يشتركوا في مثل هذا . يجب أن تتوقف |
Dur. durmalısın çünkü aksi takdirde, sen öleceksin." | TED | "يجب أن تتوقف لأنك إن لم تفعل ذلك ستموت". |
Beni bu şekilde izlemeyi bırakmalısın. Bu iş gittikçe tuhaflaşıyor. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن تتبعي هكذا يزداد هذا غرابة نوعاً ما |
O konudan bahsetmeyi bırakman gerek dostum. | Open Subtitles | يأخي ، يجب أن تتوقف عن ذكر هذالموضوع،يارجل. |
Bu savaş durmalı. Kuzey ve Güney birleşik kalmalı. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف هذه الحرب ويجب أن يتحد الشمال والجنوب |
Dinle, şu büyüleyici Fransız kendini aşağılama işine bir son vermelisin. | Open Subtitles | حسنا، سأحتاجه أنصت، يجب أن تتوقف عن نقد الذات الفرنسي الساحر هذا |
Tüm bu kedi fare olayları, durmak zorunda! | Open Subtitles | هذه أمور القط والفأر يجب أن تتوقف |
Leo, bu üzerinde kendinizi suçlamayın durdurmak lazım, tamam mı? | Open Subtitles | ليو ، يجب أن تتوقف عن لوم نفسك على هذا ، حسناً ؟ |
Gus lütfen süper koklama yetisi. durman gerekiyor. | Open Subtitles | أوه، جوس ، رجاء مع رائحة ممتازة يجب أن تتوقف |
- Bak bunu yapmak zorundaydım. - Hayır, durmak zorundasın. | Open Subtitles | اسمعي، اضطررت لفعل هذا - والآن، يجب أن تتوقف - |
durmak zorundasın, lütfen! | Open Subtitles | يجب أن تتوقف أرجوك |
durmak zorundasın, artık. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف. الآن |
Eğer kendini bu kavşaklardan birinde bulursan durmalısın ve dinlemelisin. | Open Subtitles | ...وإن وجدت نفسك في أحد تلك التقاطعات يجب أن تتوقف وتصغي |
Gerektiğinde durmalısın. | Open Subtitles | ! يجب أن تتوقف في الوقت المناسب |
- Hayır, hayır. Sadece çalışıyorum. - Beni takip etmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | لا ,لا , لا ,أنا أسعى وراء عملى يجب أن تتوقف عن ملاحقتى |
Burnuna "süper koklayıcı" demeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن تسميتك لأنفك بالشم الخارق |
Sikinin ağzımda olması hoşuna gidiyor o yüzden bana küçük bir çocukmuşum gibi davranmayı bırakman gerek gerçekten! | Open Subtitles | أنت تحب وجود قضيبك في فمي لذا يجب أن تتوقف عن معاملتي كفتاة صغيرة |
Hayatıma müdahale etmeyi bırakman gerek, anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن التدخل في حياتي, أتفهم؟ |
Dinle dostum, bu eşek şakaları artık durmalı. | Open Subtitles | إسمع،يابني. هذهالمزح يجب أن تتوقف |
Böyle konuşmaya son vermelisin. Bizim evimiz IS. | Open Subtitles | يجب أن تتوقف عن التحدث بهذه الطريقة هذه هي ديارنا |
Burda durmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يجب أن تتوقف هنا؟ |
Ama oğlu için , şu anda durdurmak lazım. | Open Subtitles | لكن يجب أن تتوقف الآن . من أجل إبنك |
Yüksek nabız, tansiyon ki zaten bu yüzden durman gerekiyor. | Open Subtitles | ارتفاع معدلات القلب والضغط الشرياني ولهذا السبب بالتحديد يجب أن تتوقف |
Joseph Kony'nin suçları durdurulmalı. | Open Subtitles | ولقد اتفقوا معنا جرائم جوزيف كوني يجب أن تتوقف |