"يحتجز" - Translation from Arabic to Turkish

• elinde
• tutuyor
• tuttuğunu
• tutan
• tutuluyor
• esir
• tutuyormuş
• aldı
• tuttuğu
• kaçıran
• kaçırdı
• yakaladı
• tutuyordur
• hapsolmamalı

Tercihli bir cinsel suçlu olduğunu düşünüyoruz ama Michael elinde değil.
نظن انه معتد جنسي تفضيلي لكنه لا يحتجز مايكل

Don Huertero denen adam Meksika'da birini elinde tutuyor.
الآن، هذا الدون هواتيرو يحتجز رجلاً في المكسيك

- FBI, Lars Etsen'i burada tutuyor, davayı onun üzerine yıkmaya çalışıyor.
الإف بي آي يحتجز لارس إيستن هنا .. ويتهمه ببعض الجرائم

Page'in evinin durumu, orada birilerini tuttuğunu gösteriyor.
من الواضح من منزل بايج انه كان يحتجز احدا

elinde rehineler olan adam benim. elinde silah olan adam benim.
أنا من يحتجز الرهائن وأنا من يحمل السلاح

Senin oğlan sapıttı ve şu anda küçük kızın onun elinde.
حبيبك الجميل منحرف العقل و الان انه يحتجز ابنتك الصغيرة

Her davada , şüphelimizin kurbanları en az 24 saat elinde tuttuğunu biliyoruz.
في كل القضايا يحتجز مشتبهنا الضحية لأقل من 24 ساعة. جميعهم قيدوا وتعرضوا للتعذيب.

Karımı ve kızımı elinde tutuyor, ...ona sempati duymadığım için beni bağışla.
إنه يحتجز زوجتي وإبنتي كرهائن، سوف تعذُريني إذا لم أُظهر له الكثير من التعاطف.

Ve oğlumuz o çocuğu öldüren kişinin elinde.
و الرجل نفسه الذي قتله يحتجز ابننا

{C:$CAFFFF}Dün Shinjiku'da birkaç kişiyi öldürüp altı kişiyi yaralayan katil... {C:$CAFFFF}...hala anaokulunda küçük çocuklarla birlikte sekiz kişiyi rehin tutuyor.
،هاجم القاتل الشبح 6 أشخاص في منطقة شينجوكو الاقتصادية يوم أمس وهو يحتجز 8 أطفال ومعلمي روضة كرهائن داخل غرفة الحضانة

Saldırgan sınıfın sağ tarafındaki inşaat alanından hızlıca içeri girmiş saat 8:35 civarında ve rehineleri yanında tutuyor.
المختطف أقتحم الفصل فى المبنى الشرقى فى حوالى الثامنة و النصف و يحتجز رهائن

Hayır, Wild, Christy'yi yer altında tutan doktorun adı değil.
كلا دكتور وايلد ليس اسما لشخص يحتجز كريستى تحت الأرض

- Bir adam suçlanmadan içerde tutuluyor.
إنّ هذا الرجل يحتجز بدون أيّ اتهام بأي جريمة

Caveman gibi katillerin bizlere ait bu topluluğu esir almasına izin veremeyiz.
لا يمكننا السماح لقاتل مثل رجل الكهف أن يحتجز مجتمعنا

Crowley güçlü bir kongre üyesinin metresini mi tutuyormuş?
إذاً، كراولي كان يحتجز أصابع الأقدام المحبوبة لسياسي مُتَنَفذ؟

- Bilmiyorum. Şimdi de rehineler aldı.
الآن يحتجز أناسنا كرهائن في الأسفل هناك.

Maalesef Fisher'ın rahipleri rehin olarak tuttuğu yerin tam arka tarafında.
لسؤ الحض هو خلف فيشر" حيث يحتجز الرهبان"

Michael'ı kaçıran kişi oradaysa varlığınız onu ürkütebilir.
ان كان الرجل الذي يحتجز مايكل هناك فوجودكم قد يخيفه

Az önce Hau, Tayland'da Sam'in karısını ve kızını kaçırdı.
عرفنا للتو بأن (هاو)، يحتجز زوجة (سام)، وابنته كرهائن

Ne demek Vincent Sam'i yakaladı?
ماذا تعني بأن فنسنت يحتجز سام ؟

Arthur çocuğu kim bilir nerede tutuyordur.
"قد يكون (آرثر) يحتجز ذلك الفتى في أيّ مكان"

Hiç kimse bu küpe hapsolmamalı. Özellikle de senin gibi özel birisi.
لا يفترض أنْ يحتجز أحد في تلك الجرّة لا سيّما شخص مميّز مثلكِ