| Bütün kızlar kazara hamile kalmıyor. | Open Subtitles | أتعرفين، جميع هؤلاء الفتيات لا يحملن بالصدفة |
| Kızlar hamile kaldıklarında tuhaflaşırlar. | Open Subtitles | يا حبيبتى .. البنات يصبحن سخيفات عندما يحملن فجأة ، يعرفون كل شئ بخصوص كل شئ |
| Bu arada, sorun ne, anlamıyorum. Bütün kuzenlerim hemencecik hamile kalmıştı. | Open Subtitles | لا أعرف ما المشكلة كل قريباتي يحملن بسهولة |
| ve gördüğünüz gibi hepsi de çocuklarını taşıyan kadınlar. hastaneye gelen kadınlar, evleri yapan kadınlar. | TED | وكما ترون، فالنساء هن من يحملن الأطفال، والنساء هنّ من يأتين إلى المستشفى، والنساء هنّ من يبنين المنازل. |
| bu da sırtlarında çocuklarını taşıyan annelerin yardım alabilmesi için daha az beklemeleri demekti. | TED | وهذا يعني أن المرضى وبالتحديد الأمهات اللاتي يحملن أطفالهن على ظهورهن أصبحن يقضين وقتا أقل في انتظار المساعدة. |
| Kızlarım nehirden su taşıyorlar. | Open Subtitles | وبناتى يحملن الماء من النهر |
| hamile kalıp ta çocuklarını çöpe atacak kızlara benziyor muyuz? | Open Subtitles | أنبدو كالفتيات اللاتي يحملن ويلقين طفلهن في القمامة؟ |
| Artık hamile kadınlar,karınlarını ortada bırakacak şekilde giyinebiliyor . | Open Subtitles | في هذة الأيام عندما يحملن النساء فإن بطونهم لم تعُد ظاهرة أكثر |
| Bir sadist neden kadınları hamile bıraksın? | Open Subtitles | لما يقوم مجرم سادي بجعل النساء يحملن أطفاله؟ |
| Dediğine göre kadınlar hamile bırakılıyorlar ve bebekleri 2 yıl boyunca karınlarında pişiriyorlar ta ki "şeyleri" kan ve konserve spagettisiyle fışkırana kadar. | Open Subtitles | ،قالت إن النساء يحملن ويخبزن الأطفال في بطونهن ،لمدة سنتين حتى يخرجوا من أرحامهن مع الدم والسباغيتي |
| - Yoksa mezuniyet gecesi hamile bırakılan kızlardan falan mıydın? | Open Subtitles | أو كنتِ إحدى تلك الفتيات اللاتي يحملن ليلة الحفل؟ |
| Neden hamile, can taşıyan kadınlar... erkekleri hayvana çeviriyor? | Open Subtitles | مالأمر بشأن النساء الحوامل اللواتي يحملن حياةً بداخلهنّ يحولّن الرجال إلى حيوانات ؟ |
| Biraz önce söylediğim cümle hamile kalıp "nasıl oldu bilmiyorum yüzme havuzundan geldi galiba" | Open Subtitles | ما قلته يجعلني أبدو كواحدة من تلك النساء اللاتي يحملن ويدعين أن ليس لديهم فكرة كيف حدث هذا |
| Dünya Savaşı sırasında Joseph Stalin'in süper askerler yaratmak için kadınları gorillerden hamile bıraktırdığı bir araştırma programı yaptığını okumuştum. | Open Subtitles | جوزيف ستالين كان يملك برنامج أبحاث لصناعة الجنود الخارقين بواسطة جعل النساء يحملن من الغوريلات. |
| O kadınları hamile bırakıyor, bu da onları öldürüyor. | Open Subtitles | انه يجعل تلك النساء يحملن والذى حقيقة يقتهلم |
| Bizi hamile bırakamazsın, yemeğe götüremezsin. | Open Subtitles | لن يحملن منا أو يتناولن العشاء معنا. |
| Arabada sevişen kadınlar daha kolay hamile kalıyor. | Open Subtitles | الفتيات يحملن لو مارسن الحب بالسياره |
| Teleskobik süpürge taşıyan pek çok kadın tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير من النساء اللواتي يحملن حول يدّيهن مكنسة قابلة للانهيار |
| Ama yanında fare taşıyan kızlar, sevişme isteği uyandırmaz. | Open Subtitles | ولكن الفتيات الاتي يحملن فئران لابد أنهن مخبولات |
| Kadınlar çanta taşıyorlar. | Open Subtitles | النساء يحملن حقائب |