"يخبرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sana
        
    • söyleyen
        
    • söylüyor
        
    • size
        
    • söyler
        
    • anlatmadı
        
    • söyledi
        
    • söylemez
        
    • söylememiş
        
    • söyleyecek
        
    • bahsetmedi
        
    • diyor
        
    • söylediği
        
    • söylesin
        
    • söylemeye
        
    Bir araba hırsızına göre boktan olduğunu sana kimse anlatmadı mı? Open Subtitles أي أحد يخبرك, من أجل لص سيّارة تحصل على طعم البراز؟
    Ne tür bir adam burada oturup sana bundan verir. Open Subtitles النوع الذي يخبرك بأريحية أنك تجري داخل دمه، أيها الزنجي.
    Biliyor musun, senin sorunları var, sana hiç bunu söyleyen oldu mu? Open Subtitles كما تعلمين , لديكِ مسائل وإهتمامات لم يخبرك بها أحد أبداً ؟
    Çünkü mantığınız size bunun her zaman işe yaraması gerektiğini söylüyor. TED لأن المنطق يخبرك نوعاً ما أن هذا بوسعه النجاح كل الأحيان.
    Bilmen gereken her şey söyler. Tek yapman gereken, dili öğrenmek. Open Subtitles سوف يخبرك كل شيء تريد معرفته كل ماعليك هو معرفة اللغة
    Bana ne yapacağımı söyleme. Ne yapacağını ben sana söylerim. Open Subtitles .أنت لا تخبرني مايجب عمله أنا من يخبرك ما تعمله
    -Diyor ki sana söylemek zorunda değil, çünkü yine oluyor. Open Subtitles يقول ان ليس عليه ان يخبرك بشئ لانه يحدث مجددا
    Bu yavru 50 km'den bir pilicin hangi parfümü... -...kullandığını bile sana söyleyecek. Open Subtitles هذا الشيء يخبرك عن نوع الرائحة و ملابس الفرخ على بعد 30 ميلاً
    Eğer istersen Jim'le konuşurum ama o da sana aynı şeyi söyleyecek. Open Subtitles سوف اتكلم مع جيم اذا كنت تريد لكنه سوف يخبرك بنفس الكلام
    sana çok hoş ellerin olduğunu söyleyen oldu mu hayatım? Open Subtitles ألم يخبرك أحد من قبل يا عزيزتي أنّ يداك جميلتان؟
    sana neyin doğru olduğunu söyleyen iç sesin Tanrı'nın sesidir evladım. Open Subtitles الصوت الداخلي الذي يخبرك بماهية الصواب يأتي من الرب يا بنيّ
    size söylemeden önce, bu garantinin elinde olmasını istediğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنه لابد أن يأخذ هذا الضمان قبل أن يخبرك.
    Mükemmel durumda olduklarına dikkatinizi çekerim. Bu size ne söylüyor? Open Subtitles لاحظ بأن حالتها ممتازة ما الذي قد يخبرك به هذا؟
    Demek istediğim, bazen mantığınız size bir şey yapmanızı söyler ama bu şeyde kalbinizden bir parça da olmalı . Open Subtitles فما أعني أن المنطق يخبرك بشيء كي تفعليه ولكن يجب أن يكون هناك جزء في قلبك يؤمن من أنكِ ستفعليه
    anlatmadı mı? Onun adını kullanmamı istemiyor. Open Subtitles انه لم يخبرك ، انه لم يكن يريدني ان اتعامل بأسمه
    - Polis bize bir bayanın kefaletimizi ödediğini söylememiş miydi? - söyledi. Open Subtitles ـ ألم يخبرك الضابط أن سيدة دفعت لنا الكفالة ـ نعم قال ذلك
    Yetişkin olmanın ilginç bir yanı var. On sekiz yaşına geldiğinizde, kimse size artık kendi ebeveynliğinizi üstleneceğinizi söylemez. TED المثير للاهتمام في كونك راشدا هو عندما تبلغ سن الثامنة عشرة، لا يخبرك أحد أن مهمتك ستصبح الآن الاهتمام بنفسك وتربيتها.
    - Ne işe yaradıklarından bahsetmedi mi? Open Subtitles نعم، ديزموند ألم يخبرك عن هؤلاء، عن فائدتهم؟
    Hiçbir şey yolunda değilken "her şey yoluna girecek" mi diyor? Open Subtitles هل يخبرك ان كل شيء بخير حتى عندما لا يكون كذلك؟
    size söylediği her şeyin, verdiği her emrin yaşlı, hasta ve ölmek üzere olan birinin kuruntuları olmadığını nereden bileceksiniz. Open Subtitles ،أيّ شيءٍ يخبرك به أيّ أمرٍ يصدره لك كيف عساك أن تعرف أنّها ليست مجرّد أوهام عجوز مريض مجنون يحتضر؟
    Onun danışmanı olarak hiçbirine cevap vermeyecek. size ne söylesin? Open Subtitles ونصحتها بأن لا تجيب على أيّ منها، بماذا يخبرك ذلك؟
    Hey, kazanan bileti sana sattığını söylemeye çalışıyor. Open Subtitles أنه يحاول أن يخبرك بأنه باع لك التذكرة الرابحة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more