Uykusunda koşan bir köpek kadar değil ama idare ederim. | Open Subtitles | ،ليس مثل كلباً يركض وهو نائم لكنني على ما يرام |
Karbon fiber protez bacaklarla koşan çocuğu görmüş olabilirsiniz. | TED | أو قد تكونوا رأيتم طفلا على يركض على ساقين أصطناعية من ألياف الكاربون |
İsmini öğrenemedim ama parka doğru koşuyordu. | Open Subtitles | لم أعرف اسمه ولكنه كان يركض تجاه الحديقة. |
Alacağını alır, kapıdan dışarıya çıkar, koridor boyunca koşar, tamam mı? | Open Subtitles | يأخذ ذلك الشيء يركض خارج الباب و يذهب خلال الممر, صح؟ |
İki çanta taşıyan bir adam gölgelik alana doğru kaçıyor... hemen ardından da bir araba oradan çıkıyor. | Open Subtitles | رجل مع حقيبتين يركض بإتجاه الظل بعد ذلك هناك سيارة تغادر |
Owen Reid Birinci Bulvar'da koşarken Norimaku'da mola vermediyse tabii. | Open Subtitles | بينما يركض على الجادة الأولى هلا تأتوا هنا للحظة ؟ |
Ben de onu arayıp, pusuya yatsın diye nerede koştuğunu söylemeni onaylamamıştım. | Open Subtitles | لمْ أكن موافقاً عندما اتّصلتِ و أخبرتِها أين يركض حتّى تكمن له |
Bişeyden kaçıyordu. Yardım istedi. Biz de ettik. | Open Subtitles | لقد كان يركض من شيئا ما وتوقف للمساعدة وقمنا بمساعدته |
Şey, uh,parkın güneyine doğru koşan bir adam gördüm. | Open Subtitles | رأيته يركض باتجاه جنوب المتنزه ربما مازال هناك |
Bisiklet ayakkabılarıyla koşan bir adam için oldukça ukalasın. | Open Subtitles | أنت ذكي جداً بالنسبة لشخص يركض بأحذية دراجة |
Ben sadece mücevher hırsızları ve konuşan gorillerin peşinden koşan bir adamım. | Open Subtitles | ما أنا سوى مجرد رجل يركض لص مجوهرات أو ما شابه |
Geçen sene bir çocuk vardı. Çok hızlı koşuyordu. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الفتى من العام الماضي، كان يركض بسرعة جداً لكن من أجل فائدته الخاصة |
Ayakkabısız deli gibi koşuyordu. Hızlıydı. Şimdiye kadar gördüğüm çocuklardan daha hızlıydı. | Open Subtitles | كان يركض مثل المجانين و لا يرتدي حذاء و بسرعة تفوق سرعة أي فتى رأيته من قبل |
Pencereden baktığı zaman aynı adamı tişörtü yanarken koşar durumda görmüş. | Open Subtitles | ونظرت للنافذة حيث شاهدت نفس الرجل يركض من القبو وقميصه يحترق |
O, şeytandan kaçıyor... ama kurtulamayacak. | Open Subtitles | بالإتهاض منذ قديم الزمان وهو يركض من الشيطان لكن الدين دائماً يكسب |
Bir çok kez, onu dondurma kamyonunun arkasında iç çamaşırlarıyla... caddenin ortasında koşarken gördüm. | Open Subtitles | أكثر من مرة رأيته يركض بثوبه الداخلي وراء عربة الأيس كريم. |
Çok korktum ama karanlıkta kaybolana kadar caddede koştuğunu gördüm. | Open Subtitles | كنت خائفة حتى الموت لكني رأيته يركض بعيدا في الشارع الى أن اختفى في الظلال |
Tahminimce hayatta kalmak için ondan kaçıyordu. | Open Subtitles | تخميني هو بأنه كان يركض من أجل انقاذ حياته. |
Bir atış köprücükkemiğinin oraya, ve diğeri koşarak uzaklaştığı sırada direk arkadan. | Open Subtitles | طلقة واحدة عبر الترقوة وطلقتين على ظهره مباشرة حينما كان يركض هارباً |
Neil aynı hızla koşmaya devam ediyorsa çoktan evin yolunu yarılamıştır. | Open Subtitles | "نيل" المسرع كان يركض, والان هو في منصف الطريق الى الديار. |
Elektrotları anlıyorum. Peki koşu bandına ne gerek var? | Open Subtitles | أفهم سبب توصيله بالأقطاب الكهربائية لكن لماذا يركض على السير؟ |
Kapıya doğru koştu, açtı ve çocuğun merdivenlerden dışarı kaçışını gördü. | Open Subtitles | ركض إلى الباب، فتحه، رأى الابن يركض عبر السلالم ويخرج من البيت |
Şarapnel parçalarına bakılırsa kurban vurulduğunda koşuyormuş. | Open Subtitles | بالحكم على أثار الشظايا أقول إن ضحيتنا كان يركض عندما أصيب |
Jacu hızlı Koş... Vahşi geyik hızlı Koş... | Open Subtitles | غزال الرنَّة البري يركض سريعا ً. |
Herkes etrafta koşup duruyordu, eğleniyorduk, ama 30'lu yaşların başında müzik durdu ve herkes sandalyelere oturmaya başladı. | TED | الجميع كان يركض و يستمتع، لكن ال30 كانت كانطفاء الموسيقى و بدأ الجميع بالجلوس. |
Ormanlarda Elf'leri aramaya kaçan genç bir Hobbit'i hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر أنّك كنتَ هوبيت يافعًا يركض دائمًا في الغابة بحثًا عن الجنّ |