Gerçek şu ki, ben bunlardan daha önce hiç kullanmadım. | Open Subtitles | إذا أردت الحقيقة ؟ لم يسبق لي أن إستعملت إحداها |
- Nasil bir sey oldugunu bilmiyorum. Daha önce hiç bebek dogurmadim. | Open Subtitles | لا أعلم ما احساس المخاض، لم يسبق لي أن أنجبت من قبل |
Seni Daha önce Hayatımda hiç görmedim. Değil mi, küçük hanım? | Open Subtitles | لم يسبق لي أن وضعت عيني عليك من قبل أيتها الشابة؟ |
Sana, karımı çok sevdiğimi ve kendisini hiç bu kadar çok arzulamadığımı fakat senin cazibene de karşı koyamadığımı söyleyecektim. | Open Subtitles | كنت أريد أن أقول بأنني أحب زوجتي ولم يسبق لي أن رغبت بها أكثر ? .. ? |
Şimdiye kadar beyaz boyayla düzelmeyecek hiçbir şeye rastlamadım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن رأيت شيئا لا يمكن إصلاحه بالقليل من الدهان الأبيض. |
Kendimi hiçbir zaman Antarktika'daki kadar küçük hissetmedim. | TED | لم يسبق لي أن شعرت بصغر حجمي مثلما شعرت في القارة القطبية الجنوبية. |
Aslında insanların en çok korktuğu on şey listelerinde buna hiç rastlamadım. O listelerde topluluk önünde konuşma veya ölüm vardı. Eminim yardım istemek de o listelerde olmalı. | TED | إلاّ أنني لم يسبق لي أن رأيتها تندرج ضمن إحدى قوائم الأشياء العشر التي يهابها الناس كالتحدث أمام الحشود والموت لكنني على اقتناع تام أن مكانها إحدى هذه القوائم. |
Size şimdi, daha önce hiç kimseye söylemediğim bir şeyi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أقول لك شيئا لم يسبق لي أن أخبرته لأحدا |
O da bana: "New York'tayım çünkü daha önce hiç New York'u görmemiştim" dedi. "Kendine bir uçak ayarla! | Open Subtitles | قالت : "أنا في نيويورك لأنني لم يسبق لي أن أذهب إلى نيويورك من قبل " "أركبي في الطائرة! |
Daha önce hiç tekneye binmemiştim. Bu ilk kezdi. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن ركبت قارب من قبل، كانت هذه أول مرة |
Oh, Tanrım! Daha önce hiç buruna gitmedim. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي لم يسبق لي أن ذهبت إلى التلّة من قبل |
Buradan hep geçiyorum ve daha önce hiç radyo görmemiştim. | Open Subtitles | لقدمررتمن هنامراتعديدة.. ولم يسبق لي أن رأيت مذياعاً |
Gerçekten. Herhangi bir şey için bu kadar heyecanlandığınızı Daha önce görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن رأيتك بمثل هذه الحماسـة بشأن أي شيء قط |
Eee, bilemiyorum. hiç bu kadar büyüğünü yapmamıştım. | Open Subtitles | لا أعلم، لم يسبق لي أن صنعت واحدة بهذا الحجم |
Bir kadından dayak yediğime hiç bu kadar sevinmemiştim. | Open Subtitles | يا إلهي, لم يسبق لي أن أكون سعيداً هكذا لأن امرأة ضربتني |
Şimdiye dek içten gelerek kafa sallamadığım bir tane bile şikayet dinlemedim. | Open Subtitles | و أنا لم يسبق لي أن سمعت أحدٌ يتذمّر و لم أتعاطف معه |
Bu dönemde Hayatımda etmediğim kadar tembellik ettim. | Open Subtitles | أن أبدأ بالخمول لمرحلة لم يسبق لي أن وصلت إليها. |