| Sizi yeniden birlikte görmek güzel hala benzer kıyafetleri giyerken. | Open Subtitles | يسرني رؤيتكما وأنتما معاً مرة أخرى مازلتما ترتديان ملابساً متشابهة |
| Sonunda burada olduğumuz için çok mutluyum. Burası çok güzel. | Open Subtitles | يسرني أننا وصلنا إلى هنا أخيراً المكان في غاية الجمال |
| Leydi Mary, sizi tekrar sarayda gördüğüme çok memnun oldum. | Open Subtitles | سيدة ماري. يسرني جدا أن نراك مرة أخرى في البلاط |
| Aslında, seninle karşılaştığıma çok memnunum. | Open Subtitles | ،أنا، من ناحية أخرى .يسرني جداً أني صادفتك |
| Diğer kızların senin için doğru kız olmadığına çok sevindim. | Open Subtitles | يسرني أن لا أحد من تلك الفتيات كانت مناسبة لك |
| memnuniyetle söyleyebilirim ki şahsi çabalarım sonucu oylamayı 1,5 saat öne almayı başardım. | Open Subtitles | يسرني أن أخبرك إنه بعد الجهد الكبير المبذول مني أستطعت أن أستعجل التصويت ساعة ونصف, قل شكراً لك |
| Ardından boş zamanlarımda gün içinde daha da detaylanan hayalleri görmekten zevk alır hale geliyorum. | Open Subtitles | مؤخّرًا، في لحظات فراغي, يسرني حلم اليقظة الذي ينمو ويصبح أكثر وضوحًا وتفصيلًا يومًا بعد يوم. |
| İnsanların senden nefret etmesi iyi bir his olmasa gerek. | Open Subtitles | . و لا يسرني قط أن الناس كما تعرف يكرهونك |
| -Geri dönmek güzel. | Open Subtitles | ـ مرحبا بعودتك يا هرميون ـ يسرني أنني عدت |
| Smallville' deki tek meraklı kişinin ben olmadığımı görmek güzel. | Open Subtitles | يسرني أن أرى أنني لست الشخص الوحيد الفضولي في "سمولفيل" |
| Sizi görmek çok güzel, gençler. Ben Gloria. | Open Subtitles | يسرني أن ألتقي بكم أيها الناس اللطاف أنا جلوريا |
| Tabi, kocam William filmine servet harcıyor. Sizin mekanınız da pek güzel. Beğendiğine sevindim. | Open Subtitles | ينفق زوجي ثروة على فيلمها لديك منزل جميل يسرني أنه أعجبك من هنا |
| Çok saygıdeğer efendimiz, elbette bu beni memnun etti. | Open Subtitles | يسرني يا مولاي الكريم وأراني في هذا الارتباط قد نلتُ شرفا عظيما من لدن جلالتك |
| Hiçbirşey beni Norman Osbourne'u saf dışı bırakmak kadar memnun edemez. | Open Subtitles | لا شيء يسرني أكثر من فصل نورمان أوسبورن خارج العمل. |
| Tanıştığımıza çok memnun oldum, genç bayan. Şaka yapıyorsunuz. | Open Subtitles | يسرني لقائك أيتها السيدة الصغيرة – إخرج من هنا – |
| Çok iyi iş çıkardın. Bunu gördüğüme çok memnunum. | Open Subtitles | كان عملي أن أنجحك وقمت بعمل جيد يسرني رؤية ذلك |
| # memnunum ki yapacak Başka işlerim vardı # | Open Subtitles | يسرني أن أقول أنه كان لدي شيء أهم لأفعله |
| İyi. Bu ilişkinin bitmesine çok sevindim. | Open Subtitles | حسناً, يسرني أن تلك العلاقة المهلكة قد أنتهت |
| memnuniyetle. Her şey için tekrar teşekkürler. | Open Subtitles | يسرني ذلك مرة أخرى ، شكراً لكِ على كلّ شئ |
| Odama gel. Yönetimin dün onların da grubumuza katılmasını onayladığını söylemekten çok mutluyum. | Open Subtitles | يسرني القول بأن المجلس وافق البارحة على تعييناته للموظفين |
| Diyelim ki, o katil p*çi direk cehenneme göndermekten büyük bir zevk alacağım, yani yasal olarak, sihirle değil. | Open Subtitles | دعنا نقول فقط انه سيكون يسرني العليا لإرسال أن نذل قتل مباشرة إلى الجحيم، بالوسائل القانونية، وليس السحرية. |
| İyi ki buradasın. Başka bir boyutta sıkışıp kaldığını sanmıştım. | Open Subtitles | يسرني أن وجدتكِ هنا فقد قلقت أنكِ علقتِ بالبعد المتوازي |
| Seni şimdiden yorduysa Jamie yerini doldurmaktan çok mutlu olurum! | Open Subtitles | لو نزعت ملابسها مسبقاً, يا جايمي يسرني أن أشغل مكانك |
| Ekselansları'na, Majesteleri'nin şu an daha iyi olduğunu söylemekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | حسنا, يسرني أن أخبر سموك ان صاحب الجلالة الآن أفضل بكثير |
| Anlatması da güzeldi. Onlar mutlu günlerimdi. | Open Subtitles | يسرني أنني رويتها لكِ لقد كانت أوقاتاً سعيدة |
| Sizinle tanışmak büyük zevkti ama bir yıldır bu işin peşindeyim. | Open Subtitles | ، يسرني مقابلتكما يا أصدقاء لكني أتبعهم منذ عام |