"يسعى خلف" - Translation from Arabic to Turkish

    • peşinden
        
    • ın peşinde
        
    • peşindeydi
        
    • peşindeyse
        
    • peşine
        
    • pesinde
        
    • un peşinde
        
    • peşindeymiş
        
    Ayrıca, mürettebatınızın Blink Drive'ın peşinden buraya gelmiş olması anlamsız. Open Subtitles بالمناسبة، فإنه لا جدوى لطاقمك بان يسعى خلف القرص المضيء
    Ya katil bize arkadaşlarımızın peşinden gittiğini söylemek istiyorsa? Open Subtitles ماذا إذا كان يحاول القاتل أن يخبرنا أنها سوف يسعى خلف أصدقائنا؟
    Siobhan'ın peşinde biri varsa şayet, artık senin de peşindeler. Open Subtitles لو كان هناك شخص يسعى خلف أختكِ، فإنّهم سيسعون خلفكِ. سأفعل ذلك.
    -Katil, FBI'ın peşinde değil. Open Subtitles القاتل لا يسعى خلف الفيدراليين
    Büyük bir şeyin peşindeydi, o kadar büyük ki nükleer reaktör adeta bir pile benzeyecekti. Open Subtitles بعمل قوي لقد كان يسعى خلف شيء كبير شيء كبير جدا سيجعل القنبلة النووية تبدو مثل بطارية صغيرة
    Eh, eğer fotoğrafların peşindeyse, şansı yokmuş çünkü satana kadar onları kimseye göstermem. Open Subtitles حسناً, إن كان يسعى خلف الصور فإنّه غير محظوظ لأنني لا أدع أي شخص بأن يراها حتى أبيعها
    - Onun şey olduğunu sanmıyorsun ya. - Adam Bayan Bellane'in arkadaşı ve Cost o kekin peşine karnı acıktığı için düşmemişti. Open Subtitles انه صديق السيدة بيلانى, ان كوست لم يسعى خلف الكيكة لأنه جائع,
    Kaos'un bankanin pesinde oldugunu nasil çözemedin, dostum? Open Subtitles كيف لم تعرف أنّ (كايوس) كان يسعى خلف البنك، يا رجل؟
    Peki, eğer oğlun yüzde ikiden daha fazlasını istiyorsa, Steve Holt'un peşinde olmalı. Open Subtitles %ان أراد أبنك أكثر من 2 فعليه ان يسعى خلف (ستيف هولت)
    Escher'ın peşinden gidiyordu, o elbiseye ihtiyacı vardı, arayüze! Open Subtitles هو يسعى خلف آيشر ، و هو يحتاج الى البدلة التفاعل
    Kayıt garanti olacak, ...ikimizden biri asla konuşmayacak ve diğerinin peşinden gitmeyecek. Open Subtitles هذا الشريط كضمانه ان لاأحد منا سيتحدث او يسعى خلف الآخر.
    Bu yeni bir oyuncuydu, ailesinin peşinden gidebilecek biri. Open Subtitles لاعب جديد كان هذا , واحد لم يكّن يسعى خلف عائلته
    Davayı bırakıp gerçek katilin peşinden giderdi. Open Subtitles كان ليسقط القضية و يسعى خلف القاتل الحقيقي
    İntikam değil, Blink Drive'ın peşinde. - Hayır, ikisi de. Open Subtitles لا،انه يسعى خلف الاثنين لا أعتقد ذلك
    Spicer'ın peşinde değildi. Open Subtitles لم يكن يسعى خلف سبايسر
    Şüphelimiz oraya gidiyor. Kamu avukatının oğlu Brian Meachum'ın peşinde. Peki. Open Subtitles لأنّ الشاهد يتمركز هناك إنّه يسعى خلف (براين ميشوم) محاميّ الدفاع للفتى
    Çıktığında fark ettim ki adam bir şeylerin peşindeydi, efsanevi bir şeylerin. Open Subtitles وعندما غادر ، أدركتُ أنه كان يسعى خلف شيئاً ما .. شيئاً مـا ملحمي
    Humphrey şimdi başka bir şeyin peşindeydi. Bir kaç tuzak kurdu... Open Subtitles (همفري) الآن يسعى خلف شيء آخر وقد صنع الكثير من الأفخاخ..
    Sloane sıvının peşindeyse Nadia'yı bulmaya çok yaklaşmış demektir. Open Subtitles .. إن كان (سلون) يسعى خلف السائل (لابدّ أنه قريب جداً من إيجاد (نادية
    Lockwood üçüncü polisin peşindeyse, hâlâ şehirdedir. Open Subtitles إذا كان (لوكوود) يسعى خلف الشرطي الثالث، فلابدّ أنّه لا يزال في المدينة
    Polisler için geçerli olan bu durum, çok daha pişkin suçluların peşine düşmüş ajanlar için de fazlasıyla geçerlidir. Open Subtitles إنه صحيح للشرطة و حتى أصح للجواسبس من نوى أن يسعى خلف نوع متطور من المجرمين
    Orada ve onu bulmamiz gerekiyor. Quinn, son Bilgisayar'in pesinde oldugunu söylemisti yani onu bulursak Quinn'i de buluruz ve tabii ki... Open Subtitles قال (كوين) أنّه يسعى خلف التداخل الأخير، وهو ما يعني أنّه لو وجدناه، ربّما نجد (كوين)
    Şimdi Jules'un peşinde ve o telefonuna bakmıyor. Open Subtitles إنه يسعى خلف (جولز) وهي لا تجيب على هاتفها
    Sydney de orada. Khasinau'ya ulaşmak için Calder'ın peşindeymiş. Open Subtitles سيدنى هناك,هو يسعى خلف كولدر ليصل الى كازانو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more