"يسكن" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşıyor
        
    • oturuyor
        
    • yaşayan
        
    • yaşadığını
        
    • kalıyor
        
    • yaşadığı
        
    • yaşamıyor
        
    • oturan
        
    • evi
        
    • yaşıyordu
        
    • kaldığını
        
    • yaşıyormuş
        
    • yaşar
        
    • oturuyormuş
        
    • ikamet
        
    Doktorlar, borsacılar ve avukatlar polisler, itfaiyeciler ve temizlik işçileriyle yan yana yaşıyor. Open Subtitles حيث يسكن الاطباء وسماسرة البورصات والمحامين بجوار رجال الشرطة والاطفائيين ورجال الصرف الصحي
    Eğer hala bitişiğimizde yaşıyor olsaydı sigorta şirketi ile bir sorun yaşamayacaktı. Open Subtitles إذا كان مازال يسكن بجانبنا لما كان لديه هذه المشكله مع التأمين
    Komşu evde bir vampir oturuyor ve eğer kendimi korumazsam beni öldürecek. Open Subtitles هناك مصاص للدماء يسكن بجواري سيقتلني اذا لم احمي نفسي
    Oh, tamam, iyi, ben, o yakın yaşayan birini istiyorum düşünüyorum Open Subtitles أوه ، حسناً ، أعتقد أنها سترغب برجل يسكن في الجوار
    10. ipucu kedi sahibinin, Blend içen Danimarkalı'nın yanında yaşadığını belirterek onu 1. eve yerleştiriyor. TED فإن المفتاح العاشر يخبرك بأن مالك القطة يعيش بجوار الدنماركي مدخن البليند، مما يجعله يسكن في المنزل الأول.
    Çalışırken burada kalıyor. Open Subtitles كلاهما يسكن هناك إنه يقيم هنا عندما يكون لديه عمل
    2 milyondan fazla insanın yaşadığı Oregon'daki en büyük şehir olan Portlande 1 saatlik sürüş mesafesinde. TED يمكن الوصول إليه في رحلة تستغرق ساعة واحدة من مدينة بورتلاند، وهي أكبر مدينة بأوريغون، حيث يسكن مليوني شخص.
    Ama bugün gelip Bay Raskolnikov burada mı yaşıyor, diye sordum. Open Subtitles ولكني سألت اليوم هل هنا يسكن السيد راسكولنيكوف؟
    Ama o aynada yaşıyor. Seni öyle yakalıyor, aynadan geliyor. Open Subtitles ولكنه يسكن في المرآة هكذا ينال منك، من المرآة
    Yakında bir yerde yaşıyor. Araba kullanmak kafasını karıştırırdı. Open Subtitles القاتل يسكن بالجوار ربما يكون مرتبكاً أثناء القيادة
    Buradan beş dakika mesafede, Inglewood'da oturuyor. Open Subtitles إنه يسكن على بعد حوالي خمس دقائق من هنا في إنغلوود
    Bu yaşa geldi, hala annesiyle oturuyor. Open Subtitles بعد كل هذه السَنَوات لا يزال يسكن مع أمه
    Çünkü kulübede yaşayan adamın, bizi öldürmeye çalışanlarla nasıl başa çıkacağımızı söyleyeceğini umuyorum. Open Subtitles لأن الرجل الذي يسكن بالكوخ يستطيع إخبارنا ماذا نفعل حيال من يريدون قتلنا
    Bizim aşağı caddedeki sarı evde yaşayan adamı hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تذكر الرجل الذي كان يسكن بشارعنا في المنزل الأصفر؟
    O yaşlı ve burada Sam Hunt adlı bir fotoğrafçının yaşadığını düşünüyor. Open Subtitles أنه عجوز جداً , ويعتقد أن مصور يدعى "سام هانت" يسكن هنا
    Burada uzun zamandır kimsenin yaşadığını sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن أن أحداً يسكن هنا منذ فترة طويلة.
    Şimdi kim benimle ve ailemle Los Angeles'ta kalıyor, tahmin edin. Open Subtitles خمنوا من يسكن معي و مع عائلتي في لوس انجلس؟
    Ve, Asya'nın en büyük LGBT gurur yürüyüşünün büyükannemlerin yaşadığı mahalleden birkaç blok ötede yapıldığını öğrendik. TED وعلمنا أن أكبر حفل للمثليين في آسيا يقام على بعد عدد من الأحياء السكنية من المكان الذي يسكن فيه أجدادي.
    Kimse istediği yerde yaşamıyor. Hayalimdeki yerde yaşamak istiyorum ben, tamam mı? Open Subtitles .لا أحد يود العيش حيث يسكن فإنهم يريدون العيش في الخيال، إتفقنا؟
    Yan dairede oturan adam sürekli "Balkonumda jakuzi var." deyip duruyordu. Open Subtitles نعم الشاب الذي يسكن بجوراي دائما هكذا لدي جاكوزي في شرفتي
    Rüyamda gördüğüm büyük tapınağı yapacağına söz ver, ...böylece tanrının, insanları arasında, görkemli bir evi olur. Open Subtitles عاهدنى بأنك سوف تقوم ببناء المعبد القوى الذى حلمت به حتى يكون للرب مكان يسكن به بين شعبه
    Demek istiyorum ki, Tanrım, bir alış veriş merkezinin dışında yaşıyordu. Open Subtitles إنني وضيعة , يا للمسيح لقد كان يسكن علي عربة تسوق
    Dokturu, ya arkadaşlarında ya da pansiyonlarda kaldığını söyledi. - Bazen sokakta yatarmış. Open Subtitles قال طبيبه إنه كان يسكن مع أصدقائه في نزل وفي الطرقات أحياناً
    Diğer seçeneklerimi gözden geçirdim hikâyelere göre burada gizli ilime sahip biri yaşıyormuş. Open Subtitles استنفدت خياراتي، وكل القصص تقول أن الرجل الذي يسكن هنا لديه علم سري.
    İçinde Rotwang, Mucit, yaşar. Open Subtitles الرجل الذي يسكن هناك يدعى روتوانج المخترع
    Söylenen şu ki, evde Kings Üniversitesi'nde görevli bir müzik profesörü oturuyormuş. Open Subtitles لقد قال ان هذا المنزل كان يسكن به بروفيسور فى الجامعة
    Birbirlerinin en iyi arkadaşlarıymışlar. Gel gör ki, kötü bir adam delikanlının apartmanında ikamet ediyormuş. Open Subtitles ولكن كان هنالك شرير يسكن في المبنى الذي يسكن به الصبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more