Jules, bu plak çalmıyor, CD çalıyor. | Open Subtitles | جوليا هذا لا يشغل شرائط انه يشغل اسطوانات |
Plakçalar gibi, ama binlerce şarkı çalıyor. | Open Subtitles | إنه مثل المسجل إلا أنه يشغل آلاف الأغانى |
...hapisanedeyken, üstün bir varlık fikrinin seni meşgul edip etmediği. | Open Subtitles | إذا كان هناك كائن أعلى يشغل تفكيرك عندما كنت مسجوناً |
Ayrıca entelektüel olarak teşvik edici bir yer ki, aklımı karmaşık problemlerle meşgul etmek her zaman hastalığıma karşı kullandığım en güçlü ve en güvenilir savunma oldu. | TED | و إنه مكان مثير فكرياً و يشغل ذهني بقضايا معقدة و هذا الشيء الاكثر فعالية و تأثير للتصدي ضد مرضي النفسي. |
Bunlardan biri alev tabancasını çalıştırıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّ أحد هذه الأشياء يشغل قاذفة اللهب |
Canını sıkan nedir, oğlum? Kız oğlum demek istedim. | Open Subtitles | ما الذي يشغل تفكيرك يا ابني، أقصد يا ابنتي |
Uyur, yatak işgal eder, her gün yemek yer ama Arnavutluk fakir. | Open Subtitles | ينام، يشغل سريراً، يأكل يومياً ولكن الألبانيون ضعفاء |
Bu seninkinin aklında tek birşey var. | Open Subtitles | أما صاحبكِ هذا لا يشغل باله سوى شيء واحد |
Kalçalarımı kot pantolonun içinde tanımadığına göre şu an aklından neler geçiyor? | Open Subtitles | إن كنت لا تميز مؤخرتي في بنطلون الجينز، فما الذي يشغل بالك ؟ |
Tek düşündüğün; oda, ev ve yaşlı kadın. | Open Subtitles | كل ما يشغل تفكيرك . الغرفة , المنزل السيدةالكبيرة. |
O şey her neyse bağımlılığını tetikliyor. | Open Subtitles | شيء ما في ادراكه يشغل هوسه |
Bugünlerde herşey müzik çalıyor, video oyunları ve resim çekiyor | Open Subtitles | كل شيء هذه الأيام يشغل الموسيقى و ألعاب الفيديو و يلتقط الصور |
Abba'nın hitleri sonsuz döngü şeklinde çalmadığında sanırım kişisel sesli notların çalıyor. | Open Subtitles | كي لا يعمل حتى النهاية وأتوقع أنه يشغل مذكراتك الشخصة الآن |
Muhtemelen tecavüz sırasında sürekli bu şarkıları çalıyor, böylece şarkıyı sonradan duymaları Pavlovyan bir tepkiye yol açıyor, bir tür bilinçaltı tecavüz tetikleyicisi. | Open Subtitles | انه على الاغلب يشغل الاغانى بشكل متكرر خلال الاعتداء مما ادى لاستجابة لا ارادية عندما يسمعونها لاحقا، تطلق نوعا من زناد الاغتصاب اللاواعى |
Yani, bir Tudor beyefendisi neyle meşgul olurdu? | TED | حسناً، ما الذي يمكن أن يشغل نبيل من نبلاء التودر؟ |
Kaçacak mı? Kaçmayacak mı? Bu sorunu cevabı bugün burada bulunan yüzlerce insanın aklını meşgul ediyor. | Open Subtitles | ستقبل أ لاتقبل هذل ما يشغل عقول مئات من الناس هنا |
Christina, şu anda kafam çok meşgul ve bebeğimi taşıman için seni tutmamın sebeplerinden biri | Open Subtitles | كريستينا، لدي الكثير مما يشغل عقلي في هذه اللحظة احد الأسباب التي جعلني اعينك كأم بديلة |
Sanırım mahalledeki biri yüksek elektrik harcayan elektronik aletler çalıştırıyor. | Open Subtitles | أعتقد ان أحد الجيران ربما يشغل جهاز يسحب الكثير من الطاقة |
Bir çeşit tuş takımı bilgisi çalıştırıyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يشغل طريقة استرجاع لوحه المفاتيح |
Senin canını sıkan bu mu? | Open Subtitles | ؟ هذا كل ما يشغل بالك ؟ ؟ |
Bunak hastanede yer işgal eden ama ölme nezaketini göstermeyen yaşlı insandır. | Open Subtitles | شخص عجوز يشغل غرفة في المستشفى ولا يتحلّى بالأخلاق ليموت |
Salak değilsin. aklında bir sürü başka şey var. | Open Subtitles | أنت لست غبية , أنت فقط لديك الكثير يشغل عقلك |
Bir şeyi var gücünle aklından çıkarmaya çalışırken tek düşünebildiğin o oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل حاولتَ سابقاً بجُهدٍ عدمَ التفكير في شيء لدرجة أنه هو ما يشغل بالك ؟ |
Karşında büyük bir kariyer fırsatı duruyor ve senin tüm düşündüğün gösterişli araban ve az paralı uyuşturucu işi. | Open Subtitles | فرصة عظيمة تطرق على بابك، وكل ما يشغل بالك هو طلاء سيارة وصفقات مخدرات رخيصة |
- Her alarm bombayı tetikliyor. | Open Subtitles | - كل جهاز انذار يشغل القنبلة |