| Kimse sana inanmaz. | Open Subtitles | لن يصدقك أحد ، لقد ثرثرت بما يه الكفاية عن الفساد |
| Bunu kime gösterirsen göster, kimse sana inanmaz. | Open Subtitles | من ناحية الجودة, فهو غير قابل للدفاع عنه. ستنشر الأمر للجمهور, ولن يصدقك أحد. |
| İtibar için baştan kabul ettiğini gerekirse inkar ediyorsun. Artık kimse inanmıyor. | Open Subtitles | تدعي المسئولية عن شيء وتنكر مسئوليتك عن شيء آخر ولم يعد أحد يصدقك |
| Bir şey öğrendim: Söylediklerini gerçekleştirirsen insanlar sana inanır. | TED | لقد تعلمت أمراً واحداً: عندما تعمل بما تخطب، يصدقك الناس. |
| Sen öyle sanıyorsun ve beynin de sana inanıyor. Sadece ekmek yerler. | Open Subtitles | انت تعتقد ذلك و عقلك يصدقك انهم يأكلون الخبز فقط |
| Elinizden bir şey gelmediğini söylediğinizde size inanmadı. | Open Subtitles | لم يصدقك عندما أخبرته أنك لا تستطيع فعل شئ |
| Ama hakkımda uydurmayı bırakırsan iyi olur. Yoksa kimse inanmayacak sana. | Open Subtitles | لكن من الافضل التوقف عن قول الاكاذيب عني لانه لن يصدقك احد |
| Ben toplumun saygın bir üyesiyim ve kimse sana inanmaz. | Open Subtitles | أَنا عضو محترم فى المجتمع. ولن يصدقك احد. |
| Hepsini yersen, kimse çiftçi olduğuna inanmaz. | Open Subtitles | لن يصدقك أحد أنك مربي خنازير إن أكلتهم كُلهم. |
| Düşünebiliyor musunuz, hayatınızın en inanılmaz yolculuğunu yapıyorsunuz ve... ..kimse size inanmıyor? | Open Subtitles | هل لك أن تتخيل كيف يكون شعورك عندما تسافر لأروع رحلات حياتك و لا أحد يصدقك ؟ |
| Kimse sana inanmıyor çünkü herkes senin ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لا أحد يصدقك ، لأن الجميع يعلم ما الذي كنت تفعله |
| Oraya gideriz, onu buluruz ve herkes sana inanır. | Open Subtitles | سنذهب إلى هناك و نجده و الكل يصدقك عندها |
| Sana inanır. Neden ona sen söylemiyorsun? | Open Subtitles | هو لن يصدقك ، لماذا لا تخبريه ؟ |
| Neden insanlar senin bunu yapabileceğine inanıyor ki ? | Open Subtitles | لما لأي أحد يصدقك عليه أن يقوم بهذا؟ |
| Demek gazete editörün sana inanmadı öyle mi? | Open Subtitles | إذا محرر صحيفتك لم يصدقك ؟ |
| Hisse senetlerine yatırım yaparken para kaybettiğini öğrenince kimse senin fallarına inanmayacak. | Open Subtitles | لن يصدقك أحد إذا علموا بهذا خسرت مالك عندما أستثمرته بالبورصة، ألا تعتقد هذا؟ |
| Sana inanacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | إذا كان هناك اي شخص يصدقك سوف يكون انا، حسنا؟ |
| Sanan inanmamış! İptal etmiyorlar! | Open Subtitles | ، إنه لم يصدقك . لن يقوموا بإلغاؤه |
| Belki size inanmazlar ama en azından ses çıkaramazlar. | Open Subtitles | لن يصدقك أحد، لكن سيتم التغطية على الأمر |
| Size inanmadığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه لا يصدقك |
| Biz sana inanıyoruz, ama başka kimse inanmayacaktır. | Open Subtitles | نحن نصدقك يا تيلك ، ولكن لن يصدقك أحداً آخر |
| Ne Şerif sana inandı, ne jüri, ne de hakim. | Open Subtitles | العمدة لم يصدقك ، و لجنة الحكم لم تعتقد أنك أنت و القاضي لم يصدقك. |
| Önemli olan tek şey, adamın söylediğin yalana inanması. | Open Subtitles | كل ما يهم أن هذا الشخص يجب أن يصدقك عندما تكذبين |
| Tıpkı senin, benim katil olduğumu söylediğinde kimsenin inanmayacağı gibi. | Open Subtitles | تماماً كما لن يصدقك أحد إذا قلت أنني قاتل |
| Ama hâkim inanmayabilir. Yürü kukucuk, topla pılını pırtını. | Open Subtitles | ربما القاضى لن يصدقك, هيا يا عزيزى أحضر أغراضك, هيا, دعنا نذهب |