"يطعم" - Translation from Arabic to Turkish

    • besliyor
        
    • beslemek
        
    • yem
        
    • besleyen
        
    • beslemesi
        
    • besleyecek
        
    • beslesin
        
    • beslerken
        
    • beslemeye
        
    • beslediğini
        
    • besleyebilir
        
    • doyurur
        
    • yediriyor
        
    • doyurmuyor
        
    • karnını doyurmaz
        
    Bir çok tavuk, yaban domuzu ve büyükbaşı besliyor ve benzinlerimize koymak için federal yasalara uygun bir şekilde ethanol üretiyor. TED ولكن يطعم عدد كبير من الدجاج والماشية وينتج الإيثانول الذي يستخدم في البنزين وهذا يعتبر جائز بحسب القانون الفيدرالي
    1937 yılının bir günü, Tesla oteldeki odasından ayrılıp güvercinlerini beslemek üzere yola koyulmuştu. Open Subtitles احد الايام في عام 1937 بدأ تيسلا يطعم الحمامات من غرفته في الفندق
    Bu, parkta güvercinlere yem veren yaşlı bir adam. Open Subtitles إذاً .. هي عبارة عن رجل ٌعجوز يطعم الحمام في أحد الحدائق
    Selam sana, arpaları yaratan, sığırları besleyen, gemileri yüzdüren tanrıların en büyüğü. Open Subtitles نادى عليه .. صانع الشراب الذى يطعم المواشى ..
    Bu tıpkı; İsa'nın tüm o insanları ekmek ve balık ile beslemesi, gibi.. Open Subtitles مثل المسيح عندما يطعم جميع الناس بالخبز والسمك
    -Böyle bir maaşla biri nasıl hayatta kalacak ve ailesini besleyecek ki. Open Subtitles أنا الرجل الذي يفترض أن ينجو و يطعم أسرته و لكن ليس بهذا الراتب
    Pedere söyleyin, katırları mısırla iyice beslesin. Open Subtitles قولي للقس ان يطعم البغال ذرة جيدة
    Tesla'yı New York Halk Kütüphanesinin karşısındaki sokakta, güvercinleri beslerken buldular. Open Subtitles وتيسلا وجد انه كان في الشارع المقابل بجانب مكتبه نيويورك يطعم الحمام
    Ya bütün dünyayı yanlış kurdu beslemeye ikna ediyorsa. Open Subtitles وهو.. يقنع العالم بأكلمه ان يطعم الذئب الخاطئ
    El Kaide'ye ordunun köpekleri bebe bisküvisiyle beslediğini söyleyeyim de Amerika'nın sonu gelsin. Open Subtitles سأخبر تنظيم "القاعدة" أن الجيش يطعم كلابنا رقائق "كيبلز". ستكون نهاية أمريكا.
    Ama Etiyopya'da beş paund bir hafta bir aileyi besleyebilir. Open Subtitles لكن في أثيوبيا هذا المبلغ يطعم عائلة لمدة أسبوع
    Ve yeniden Brook Park yemek fişi veya parmak izi olmaksızın yüzlerce insanı besliyor. TED حقيقة. ومرة أخرى، متنزه بروك يطعم المئات من الناس بدون طبعة طعام أو بصمة اصبع.
    Führer köpeğini besliyor. Birazdan sizinle görüşecek. Open Subtitles الفوهرر يطعم كلبه سيراكن خلال فترة قصيرة
    Eğer yapamıyorsa, erkeğin görevi o zaman geçindiremediği ailesini beslemek için bu şeyleri rehin vermektir. Open Subtitles فإن لم يستطع فعل ذلك فإنه عمل الرجل أن يقوم برهن الأشياء كي يطعم العائلة التي لا يستطيع إعالتها
    Yani, kendini beslemek zorunda değil mi? Open Subtitles أعني ، عليه أن يطعم نفسه صحيح ؟
    Ama çocuklarını ısırganlara yem edemezsin. Open Subtitles ولكن لا يمكنك إطعام تابعيه للعضاضون لن يطعم أحد الأخر للعضاضون
    Selam sana, arpaları yaratan sığırları besleyen, gemileri yüzdüren tanrıların en büyüğü. Open Subtitles نادى عليه .. صانع الشراب الذى يطعم المواشى ..
    Alan, o bebeği odanda tut dedim sanıyordum. Hadi ama. Kadını ara sıra beslemesi lazım. Open Subtitles على الرغم من انني اخبرتك بأن تبقي تلك الدميه في غرفتك انه يطعم احيانا الطيور
    - Oda arkadaşım "Buz Kıracağı"nın şekerleri satmak için Maine'e gideceğinden bahsettiğimi hatırlıyor musun? - Evet. "Kıç Deliği"ni besleyecek birisini bulmayı unuttum. Open Subtitles هل تتذكر عندما احظرت الحلوى هناك "نسيت ان اوصي شخص بأن يطعم"باتهول
    - Balıkları beslesin. Open Subtitles دعيه يطعم السمك
    Mike Tyson, Maria Sharapova'nın alpakasını Kareem Abdul-Jabbar'ın çiçekleriyle beslerken görülmüş. Open Subtitles شوهد (مايك تايسون) يطعم ألبكة (ماريا شاربوفس) ورود (كريم عبد الجبار)
    O ailesini beslemeye çalışıyordu, bu nasıl suç olur? Open Subtitles حاول أن يطعم عائلته ، كيف تكون هذه جريمة ؟
    Bebeği kimin beslediğini düşünüyoruz? Open Subtitles ومن تعتقدينه يطعم الطفلة ؟
    İnsanları tarla kuşu ve istiridyeyle besleyebilir, taa ki hepsi çatlayana kadar. Open Subtitles يمكنه أن يطعم الشعب الطيور و المحار , حتى ينفجروا
    Tanrım! Bu dört kişilik bir aileyi bile doyurur. Open Subtitles يا إلهي، هذا ممكن أن يطعم عائلة من أربعة أفراد.
    Bu Ramgarh'lılar kızlarına ne yediriyor böyle? Open Subtitles ماذا يطعم الرجال في هذه القرية بناتهم.
    Onur, ne karnımı ne de atımı doyurmuyor. Open Subtitles فشرفى لن يطعم معدتى ولن يكسو حدوة حصانى
    Şarap halkımın karnını doyurmaz. Open Subtitles -النبيذ لن يطعم قومي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more