"يظنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşündüğü
        
    • düşünüyor
        
    • sanıyor
        
    • düşündükleri
        
    • düşünür
        
    • düşüneceği
        
    • düşündüğüne
        
    • düşündüklerini
        
    • düşünürse düşünsün
        
    • sandığı
        
    • düşünüyordu
        
    • düşündüğünden
        
    • zannettiğinden
        
    • olarak gördüğü
        
    • düşündüklerine
        
    Şey, size şunu söyleyeyim, Abe Ryland herkesin düşündüğü gibi biri değil. Open Subtitles حسنا, دعنى اخبرك, ان آبى ريلاند ليس هو الرجل الذى يظنه الجميع
    Ben, çoğu kişinin iki ayrı alan olarak düşündüğü bir şey için çalışıyorum. Ancak ben bunların farksız olduğuna inanıyorum. TED أعمل فيما يظنه معظم الناس حقلين مختلفين، ولكنني أعتقد أنهما متماثلان.
    Bazılarınız bu insanlar ne düşünüyor diye düşünüyor olabilir? TED قد يتسائل بعضكم الآن، عما يظنه أولئك الناس؟
    Onu kovalamanın bize pahalıya mal olacağını göstermeye çalışıyor ve bir yerde pes edeceğimizi düşünüyor. Open Subtitles هندى أحمر يطارد شيئاً ما حتى تستحق المطاردة قيمتها الباهظة، وحينها سيكتفى ذلك. وهذا ما يظنه.
    Biliyor musunuz, o Ulusal Muhafız birliğinde. Üniforması içinde güzel göründüğünü sanıyor. Open Subtitles إنه في الحرس الوطني يظنه سيبدو رائعا في هذا الزي
    Bana ne olduğu umurunda değil. Tek derdin insanların senin hakkında ne düşündüğü. Open Subtitles أنت لا يهمك ما حدث لي بل ما يظنه الناس بك فحسب
    Herşeyden öte, hayat birçok insanın düşündüğü kadar karanlık değil. Open Subtitles رغم كل شيء, الحياة ليست مظلمة بالقدر الذي يظنه بعض الناس
    Bir, Rus hasatı herkesin düşündüğü kadar kötü olmayacak...ve iki üçüncüsü de, kız arkadaşının boynundaki mücevherlere bakılırsa, onu mutlu etmek için her peniye ihtiyacınız olacak sanırım. Open Subtitles أولاً حصاد القمح الروسي لن يكون بالسوء الذي يظنه الناس وثالثاً: بالنظر للحلي على عنق صديقتك
    Başka insanların hakkımızda ne düşündüğü önemli değil. Open Subtitles انه لا يهمنا ما يظنه الاخرين عن امورنا الشخصية
    Önemli değil, artık insanların ne düşündüğü umrumda değil. Open Subtitles لا بأس. فأنا لا أكترث لما يظنه هؤلاء بشأني
    Ve şimdi herkesin onun hakkında düşündüğü, karanlık sınıra kadar gittiği ve bu korkunç, bencilce şeyi yaptığı. Open Subtitles و الآن كل ما يظنه الناس عنها أنها لم تفكر سوى نفسها و ارتكبت فعلتها الأنانية البشعة
    Yazı karakterini, düzeni değiştirdi, modaya uygun fotoğrafçılar tuttu ve babam onun bir kahraman olduğunu düşünüyor. Open Subtitles غير الخط، المخططات، عيّن مصورين عصريين، وأبي يظنه بطلاً ما
    - Yerel polis ne olduğunu düşünüyor? Open Subtitles ما الذي يظنه رجال الشرطة المحليين حصل له؟
    Arkadaşların gün boyunca ne yaptığını düşünüyor? Open Subtitles ما الذي يظنه اصدقائك انك تفعلينه طوال اليوم؟
    Herkes, hakkımda ne düşünüyor diye uykularım kaçmıyor. Open Subtitles أنا لست قلقاً على ما يظنه بقية العالم بي
    Doktorlar öyle sanıyor değil mi? Open Subtitles هذا فقط ما يظنه هؤلاء الأطباء، أليس كذلك؟
    Önemli olan, ben değilim. Önemli olan, insanların hakkında düşündükleri. Open Subtitles لا يتعلق بي , بل يتعلق بما يظنه الناس عنك
    Ve komşularınız bunu gördüğünde ne düşünür, bütün her şeyi düşünüyoruz. TED وجميعكم يفكر فيم قد يظنه جيرانكم حين يرون ذلك.
    Etraftakilerin ne düşüneceği hakkında hep çok endişelenirdi. Open Subtitles كانت دائما قلقة للغاية عما يظنه الجميع
    İnsanların senin hakkında ne düşündüğüne dair şüphelenmek gayet normaldir. Open Subtitles اتعلمين انه من الطبيعي ان تقلقي من , الذي يظنه الناس عنك
    Yani, sen hiçbir zaman insanların senin için düşündüklerini önemsemedin. Open Subtitles أقصد , لم تكوني تهتمين بما يظنه الناس بكِ
    Herkes ne düşünürse düşünsün, o büyük bir adamdı. Open Subtitles ، بغض النظر عمـا يظنه بقية العالم كان رجلاً رائعاً
    Yani katil zekiymiş, ama sandığı kadar da zeki değilmiş. Open Subtitles -إذاً فالقاتل ذكي لكنه ليس بالذكاء الذي يظنه
    Herkes böyle düşünüyordu Vitaly, ta ki Fransız Kanadalılar gelene kadar. Open Subtitles هذا ما كان يظنه الجميع يا فيتالي حتى ظهر هؤلاء الكنديون
    Gerekli parçaların gelmesinin düşündüğünden daha uzun zaman alacağını söyledi. Open Subtitles أجل، قال بأنها ستستغرق أكثر مما كان يظنه شيء يختص بطلب القطع
    Sen aslında insanların zannettiğinden çok daha zekisin. Open Subtitles أتعلمين, أنتي أذكى بقليلٍ مما يظنه الناس
    - Meclisin, tehdit olarak gördüğü her şeyin peşine düşmeye hakkı var. Open Subtitles الكونغرس لديه الحق للسعى وراء أيّ شيء يظنه يشكل تهديداً.
    Özsaygım, sınıf arkadaşlarımın hakkımda ne düşündüklerine göre değişmez, anladınız mı? Open Subtitles ثقتى بنفسى لا تعتمد على ما يظنه زملائى السابقين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more