"يعاقب" - Translation from Arabic to Turkish

    • cezalandırıyor
        
    • ceza
        
    • cezasını
        
    • cezası
        
    • cezalandırılması
        
    • cezalandırılmalı
        
    • cezalandırır
        
    • cezalandırılacak
        
    • cezalandırılacaktır
        
    • cezalandırılmak
        
    • cezalandırılmayı
        
    • cezalandıran
        
    • cezalandırılmasını
        
    • cezalandırılmalıdır
        
    • cezalandırılabilir
        
    Ne kadar çabalasam da ona kızamam. Neticede, kendi kendisini cezalandırıyor. Open Subtitles يجب ألا أكون غاضبا معه إذا حاولت فبالنهاية ، هو يعاقب نفسه
    Av sırasında cinayet ceza hukukunda geçmez. Kaza sayılır. Open Subtitles القتل أثناء الصيد أمر لا يعاقب عليه القانون يعتبر حادث عارض
    Şayet bir asker görevini yerine getirmezse, cezasını bekler. Open Subtitles إذا كان هناك جندي لم يقم بواجبه، من المتوقع أن سوف يعاقب.
    Yargıçlar ölmek istememi anlıyorlar, ama bana yardım etmenin, yasal cezası olduğunu hatırlatıyorlar. Open Subtitles يدرك القضاة أنني أريد الموت و لكنهم يذكّرونني بأن مساعدتي يعاقب عليها القانون
    Generalin eşi olarak Sovyet suçluların cezalandırılması için dua edeceğim. Open Subtitles زوجة الجنرال سوف أصلي كل يوم كي يعاقب السوفيت المجرمين
    Yaptığı için cezalandırılmalı, ama o senin baban ve ölüyor. Open Subtitles إنه يجب أن يعاقب على ما فعله، ولكنه ما زال والدك وهو يحتضر
    Bazen insan kılığını alır ruhlarını almadan önce dünyadaki lanetlileri cezalandırır, derdi. Open Subtitles وأخبرتنى أيضاً أن الشيطان أحياناً يأخذ شكل الإنسان لكى يستطيع أن يعاقب الإناس ويعبث بأرواحهم
    O halde söyle, günü gelince Tanrı hangimizi daha sert cezalandırılacak? Open Subtitles إذن أخبرني واقفان أمام الرب أي منا يجب أن يعاقب بشدة
    Tanrı bazılarını hemen cezalandırıyor ha, sen Katolik misin? Open Subtitles الله يعاقب بعض الناس في الحال هل أنت كاثوليكي؟
    Şimdi Creed'i cezalandırıyor. Drago onu iplere götürüyor. Open Subtitles اليسرى، انه يعاقب الان دراجو يأخذه عند الحبال
    Kurbanları, kendisine verdiği tepkiler yüzünden sülfürik asitle duyularını alarak cezalandırıyor. Open Subtitles انه يعاقب ضحاياه على تصرفهم معه بأنتزاع حواسهم بحمض الكبرتيك
    Tabii ki işlediği suç, ceza gerektiriyor ama affetmeleri hafifletici neden olarak kabul edilecektir. Open Subtitles بالطبع ، مخالفته تلك يعاقب عليها القانون لكن تنازلهم عن حقهم يمكن أن يعتبر كظروف تخفيف
    - Müdire hanım diyen son kişinin ceza aldığını söyleyen not. Open Subtitles التي تفسر أن الشخص التالي الذي سيسميها بالسيدة المديرة سوف يعاقب بشدة
    Baban tüm günahlarının cezasını çekecek, Afro Samuray. Open Subtitles والدك سوف يعاقب على سيئات افعالك ايها الساموراي الأفريقي
    Gece bazen, arabayla parka giderdik yanında yürümemi sağlardı. bu kötülüğü kim yaptıysa cezasını çekmeli. Open Subtitles أحياناً في الليل ، نقود السيّارة إلى الحديقة فمن فعل هذا ، يجب أن يعاقب
    İçeriden bilgi alarak ihale almak suçtur ve cezası hapistir biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تعرفين أن المتاجرة بسبب معلومات داخلية جريمة يعاقب عليها القانون بالغرامة والسجن؟
    Sanki cezalandırılması gereken bir kabahatmiş gibi. Open Subtitles إنها نوع ما من الجرائم التي يعاقب عليها القانون
    Ve birileri bu suçtan cezalandırılmalı. Open Subtitles و لابد أن يعاقب شخص ما على إرتكاب هذه الجريمه
    Kötü şeyler yapan insanları toplumumuz böyle cezalandırır. Open Subtitles هذه هي الطريقة التي يعاقب مجتمعنا الاشخاص لفعل أشياء سيئة
    Ve suikastçının kendisi elimizde olmadığından, onun yerine 10 tane Yahudi cezalandırılacak. Open Subtitles وبما انه ليس لدينا القاتل سوف يعاقب 10 من اليهود بدلا عنه
    Eğer bir erkek bir kadınla seks yaparken yakalanırsa... bir uzvunu kaybedecek şekilde cezalandırılacaktır. Open Subtitles أي رجل اشتعلت في التلبس بالجريمة مع امرأة وسوف يعاقب من جراء فقدان أحد أطرافه.
    Duyduğun suçluluk yüzünden cezalandırılmak istiyorsun ama buna alet olmayacağım. Open Subtitles كنت تريد أن يعاقب على ذنبك، ولن أكون جزءا منه.
    Birinin özel dosyasını çalmak sadece moral bozucu değildir cezalandırılmayı da gerektiren bir harekettir. Open Subtitles سرقة الملف الشخصي لشخص ما ليس فقط فساداً أخلاقياً هو يعاقب عليه بالطرد
    Ama masum insanları kurtarmak için yaptıklarından dolayı kendini cezalandıran biri gibi görünüyorsun. Open Subtitles لا تيبدين كشخص يعاقب نفسه لفعل ما كان عليه فعله ليُنقِذ حياة الابرياء
    Sevdiklerine saldıran insanların tutuklanıp mahkemeye çıkarılmasını ve suçlu bulunup cezalandırılmasını isterler. Open Subtitles و يتطلّعون للقبض أو إدانة من أساء لهم لكي يعاقب عمّا قام به
    Bir asker üstünün emrine karşı gelirse herkesi tehlikeye atar ve uygun bir komuta subayı tarafından cezalandırılmalıdır. Open Subtitles عندما يعصى الجندى أمر من يفوقه رتبه يعرض الجميع للخطر و يجب أن يعاقب على الفور من قبل القياده الملائمه
    O bilgi gizlidir ve ancak yasadışı yollardan edinilebilir kanunen cezalandırılabilir bir suç olduğunu hatırlatırım. Open Subtitles تلكَ المعلومات سرّيّة، ويمكن الحصول عليها بطريقة غير قانونيّة والذي سأذكّركِ أنّه يعتبر جريمة يعاقب عليها القانون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more