Buraya kendi cehennemim dedin. Demek ki vicdan azabı çekiyorsun. | Open Subtitles | نعتك هذا المكان بدار عذابك يعني أنّك تشعر بالندم. |
Bu güzel. Öfke. Demek ki hissetmek istiyorsun. | Open Subtitles | هذا جيد، إنّه الغضب، هذا يعني أنّك ترغبين بالشعور. |
Bu da ölmemi istemediğin anlamına gelir. Hâlâ bir şey istiyorsun. | Open Subtitles | مما يعني أنّك لا تريدين قتلي، وأنّكِ ما زلتِ تريدينني لغاية. |
Eğer o gittiyse, bu demek oluyor ki sen tekrar görevdesin. | Open Subtitles | لذا، إن غادرت فهذا يعني أنّك ستعودين مكانها |
Çünkü bir şey yapabiliyor olman yapman gerektiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | أن تستطيع فعل شيء لا يعني أنّك يجب أن تفعل. |
Sanırım bu da senin bizimle olduğun anlamına geliyor. | Open Subtitles | والمشوّهون مع المشوّهون .. أعتقد ان هذا يعني أنّك معنا |
Ve artık kız kardeşim olmadığına göre, senin kim olduğunu bilmiyorum... bu da demektir ki sen bir yabancısın. | Open Subtitles | وبما أنّه لم يعد لي أخت، فلا أعرف من تكونين ممّا يعني أنّك غريبة |
Bunun anlamı kendini savunma ihtiyacı duymuyorsun ki bu da çocuğu alma konusunda endişeli olmadığın anlamına gelir ki bu da zaten aldığın anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعني أنّك لا تشعرين بالحاجة للدفاع عن نفسك مما يعني أنّكِ لستِ قلقةً بشأن الحصول على طفل مما يعني أنّكِ حصلتِ على طفل بالفعل |
Bu da Demek ki, ya "reddet" tuşuna bastın ya da şarjın bitti. | Open Subtitles | ما يعني أنّك إمّا ضغطت "تجاهل"، أو انتهى شحن هاتفك |
Hic yasamamissin Demek ki. | Open Subtitles | هذا يعني أنّك لم تعيشي حياة كاملة |
- İstifini bozmadın, Demek ki hazırsın. | Open Subtitles | لم تتردّد حتّى وهذا يعني أنّك مستعد |
Tabi, ağrı beynin iki farklı kısmını bağlayan bir yerden kaynaklanmıyorsa ki bu da sizin beyninizi kullanmadığınız anlamına gelir. | Open Subtitles | إلا أن الألم في مكانين يتصلان بمنطقتينِ مختلفتينِ من الدّماغ مما يعني أنّك لا تستخدمُ دماغك |
Etik konusunda tavsiye isteyeceğin son insan benim, gerçekten bu da diğer herkese sorduğun ve hiçbirinin sana istediğin cevabı vermediği anlamına gelir. | Open Subtitles | أنا آخر من يمكن أن تلجأ إليه لنصيحةٍ أخلاقية حرفياً مما يعني أنّك سألتَ الجميعَ قبلي |
demek oluyor ki daha genç ve daha hızlı ölen biri için buradasın. | Open Subtitles | خلال الأيام القليلة القادمة مما يعني أنّك هنا لأجل من هو أصغر، ويموت أسرع |
Bu demek oluyor ki sen de bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | مما يعني أنّك تعرفين بعض الأمور أنت أيضاً |
Bundan böyle profesyonel ilişkimizin olmaması beraber yemek yiyip içki içmeyeceğimiz ve arada bir ayakta 69 pozisyonu yapmayacağımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | عدم وجود رابطة عمل بيننا، لا يعني أنّك لا تستطيع عصري، التهامي، |
Demem o ki o sopayı sallamamış olabilirsiniz ama bu, onu öldürmediğiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | لذا من حيث أقف الآن، قد لا تكون ضربت بذلك المضرب، لكن ذلك لا يعني أنّك لمْ تقتله. |
Evet ama bu akşam bazı kişileri davet etmek zorunda olacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لدعوة أناس بعينهم للدخول الليلة. |
Evet ama bu akşam bazı kişileri davet etmek zorunda olacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لدعوة أناس بعينهم للدخول الليلة. |
Bu da demektir ki onu öldürmeyi plânlamış olmalısın, değil mi? | Open Subtitles | هذا يعني أنّك كنت تُخطط لقتلها دوماً، أليس كذلك؟ |
Bunun anlamı, doğrusunu bulana dek tüm kombinasyonları deneyeceksin. | Open Subtitles | يعني أنّك سوف تجرّب كلّ توليفة حتّى تقع على التوليفة الصحيحة |
İnsani davranışta bulunmak asla bir hata değildir. Olgunlaştığını gösterir. | Open Subtitles | التصرف كإنسان ليس خطأً أبداً، ذلك يعني أنّك تتطور. |