"يعيش هنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • burada yaşıyor
        
    • Burada yaşayan
        
    • burada yaşamıyor
        
    • burada yaşadığını
        
    • yaşıyor burada
        
    • burada yaşıyormuş
        
    • burada yaşardı
        
    • Burada oturmuyor
        
    • oturuyor burada
        
    • burada oturuyor
        
    • Burada yaşadığına
        
    • Burada oturan
        
    • burada yaşıyordu
        
    • burda yaşıyor
        
    • burada yaşamış
        
    Los Angeles polisinden olmayabilir ama şimdi burada yaşıyor. Open Subtitles من الممكن الا يكون من شرطة لوس أنجيلوس ولكنه يعيش هنا الان
    Oh, ayrıldık, duygusal olarak. Fiziksel olarak ise burada yaşıyor çünkü metresi onunla ilgilenmeyi reddediyor. Open Subtitles نحن كذلك عاطفياً إنه يعيش هنا فقط لأن عشيقته رفضت الاعتناء به
    Burada yaşayan her canlı kıyıların düzenine ayak uydurmak zorunda. Open Subtitles كل شيء يعيش هنا يجب ان يمشي على إيقاع الساحل.
    Burada yaşayan her Amerikalı için bir dosya tutuyorlar. Open Subtitles إنهم يحتفظون بملفات عن كل أمريكي يعيش هنا
    Bazılarımız burada yaşamıyor ya da yataktan mükkemel görünerek kalkmıyor. Open Subtitles بعضنا لا يعيش هنا أو ينهض من السرير بشكلٍ رائع.
    Japonya'yı pek az kişi görebildi ve onlardan biri de burada yaşıyor! Open Subtitles ناس قليلون جدا رأوه بعيونهم و واحد منهم يعيش هنا
    4 yaşından beri burada yaşıyor. Open Subtitles انه يعيش هنا منذ ان كان عمره أربعة سنوات
    Patronum da burada yaşıyor ve pek kibar biri değildir. Open Subtitles رئيسي يعيش هنا ايضاً انه ليس ذلك النوع اللطيف من الأشخاص
    Onu tanıdığımı söyleyemem ama burada yaşıyor. Open Subtitles لا أسطيع أن اقول أنى أعرفه ، ولكنه يعيش هنا.
    Yeni bir erkek arkadaşı bulmuş ve adam da burada yaşıyor ama... Open Subtitles لديها هذا الخليل الجديد و هو يعيش هنا لكن
    Belki Burada yaşayan biridir ve Anahtarıda olabilir.. Open Subtitles إضافة إلى، من هو كان قد يعيش هنا. لربما حتى قفل.
    Burada yaşayan herkesi kutsamanı ve onlara nimetlerinden zenginlik getirmeni istiyoruz. Open Subtitles من أجل مباركه كل من يعيش هنا وأجلب لهم الخير من كل الثمار
    Burada yaşayan kişi benim arkadaşımdı. Onun bilgisayarına ihtiyacım var. Open Subtitles الرجل الذى كان يعيش هنا صديقى أريد كمبيوتره
    Küçüklükten beri burada yaşamıyor. Asker çocuğu olduğu için oldukça sık taşındılar. Open Subtitles لم يعيش هنا حينما كان صغيراً، حيث ينتمى إلى عائلة عسكرية،عائلته كانت كثيرة الترحال.
    baban burada yaşamıyor çünkü ben tek bir çocuk yetiştirmek istedim ve seni seçtim. Open Subtitles ودعني أكون واضحة أبوك لا يعيش هنا لأنني قررت أن أربي طفل واحد وقد اخترتك
    Endişelenme. Artık burada yaşamıyor. Open Subtitles لا تقلقي ، انه ا يعيش هنا بعد الآن
    Biliyorum. Ölü birinin bir zamanlar burada yaşadığını bilmek tuhaf. Open Subtitles أعلم ذلك، من الغريب أنه شخص ميت كان يعيش هنا
    Kim yaşıyor burada, Roma İmparatoru mu? Open Subtitles من يعيش هنا الامبراطور (كاليغيلا)؟
    İlaç satış temsilcisi, 6 hafta önce boşandığından beri burada yaşıyormuş. Open Subtitles انه مندوب مبيعات ادوية انه يعيش هنا منذ 6 اسابيع منذ طلاقه
    Hayır, pek değil. Demek istediğim, burada yaşardı ama... Open Subtitles لا ليس حقا اعني انه كان يعيش هنا ولكن
    Görüyorsun, Nimetzade Burada oturmuyor. Open Subtitles ترى، "نعمت زاده" لا يعيش هنا لكنّي أعرفه، ..
    Bir akrabam oturuyor burada. Open Subtitles قريب لي يعيش هنا
    Kapıcımız da "Sorun yok ya, o burada oturuyor" dedi. Open Subtitles "فرأيت الحارس يجيبه : "هذا الرجل يعيش هنا, لا تقلق
    - Matthew. Adamın hâlâ Burada yaşadığına emin misin, anne? Open Subtitles أأنتِ متأكدة أنه ما زال يعيش هنا حتى يا أمي؟
    - Eskiden Burada oturan birini getirdim! Open Subtitles -مرحباً. لقد أحضرت معي ضيفاً. لقد كان يعيش هنا فيما مضى.
    Billy Hanson burada yaşıyordu. Open Subtitles انسة ديفو لقد علمت ان بيلي هانسون كان يعيش هنا
    Hayır. Bu annemle babamın eviydi. kardeşim burda yaşıyor. Open Subtitles لا, كان هذا منزل والداي اخي يعيش هنا
    Bu berbat bir şey, Ronnie, burada yaşamış olan adam. Open Subtitles من قام بهذا العمل رونى الرجل الذى كان يعيش هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more