"يفهمه" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamadığı
        
    • anladığı
        
    • anlamıyor
        
    • anlayan
        
    • anlamadı
        
    • anlayamadığı
        
    • anlıyor
        
    • anlayacağı
        
    • anlamadıkları
        
    • anlayamayacağı
        
    • anlaması
        
    • anlayabileceği
        
    Çoğu insanın anlamadığı olay şu ki, Avrupa'da yetişen ve kendi olma özgürlüğüne sahip olmayan bizim gibi birçok insan var. TED الشيء الذي لا يفهمه معظم الأشخاص هو أنه يوجد الكثير منا ممن يترعرع في أوروبا لا يتمتع بالحرية ليكون على طبيعته.
    Ama pek çok insanın anlamadığı nokta şu TED لكن هناك ما لم يفهمه معظم الناس بخصوص الأوكسيتوسين.
    Şiddet kullanmayı, çünkü insanlarınızın anladığı tek şey bu gibi geliyor. Open Subtitles أعمال العنف ، منذ البداية تبدو أنها الشيء الوحيد الذي يفهمه شعبكم.
    Yalnız kalıyor ve kimse onu anlamıyor sanıyor. Open Subtitles يقضي كثيراً من الوقت وحده ويظن أنه لايوجد من يفهمه
    Onu senin gibi bu kadar iyi anlayan birine sahip olduğu için şanslı. Open Subtitles انه محظوظ بأن لديه شخص يفهمه كما تفهمينه
    dedim. (Kahkahalar) Gerçekten inanılmaz. Kimse ne dediğimi anlamadı. TED ( ضحك) أنه أمر لايصدق, لم يفهمه الجميع حقيقتًا.
    Ve işte ilk defa, onu dinlerken yavaş yavaş içine doğru çekilmekte olduğu bu şeyin hüzünle ve anımsamakla ilgisi olan ve daha önce anlayamadığı o şeyin varlığını hissediyor. Open Subtitles حضور ذلك الشيء الذي لم يفهمه والذي له علاقة بالحزن و الذاكرة والتي يجب أن يفهمها مهما كلّف ذلك
    Ricky anlıyor bir tek. Başka kimse anlamıyor. Open Subtitles "ريكي " يفهمه , ولكن لا يفهمه الآخرون
    anlayacağı bir şey hakkında konuş. Büyük hayvan avı mesela. Open Subtitles تحدث معه عن شئ يفهمه مثل الصيادين المحترفين , على سبيل المثال
    Gracchus ve dostlarının anlamadıkları da işte bu. Open Subtitles هذا ما لا يفهمه جراكوس وأصدقاؤه
    Başka hiç kimsenin anlayamayacağı bir şeyi anlıyormuş gibi hissedersiniz. Open Subtitles تشعر و كأن كلاكما فقط تفهمون شيئاً لا يفهمه الآخرون.
    Laik sol, ateist, ortodoks ve dindarların tümünün anlamadığı diğer bir şey de, neden dini aktivizmin umursanması gerektiği? TED الشيئ الآخر الذي لم يفهمه اليسار العلماني والملحدون والأرثوذوكس واليمين المتدين، هو لماذا نهتم أصلًا بالنشاط الديني؟
    CA: Peki Orta Amerika'nın sahil elitlerinde anlamadığı şey ne? TED كريس أندرسن: لكن ما الذي لا يفهمه وسط أميريكا عن النخبة الساحلية؟
    anlamadığı şey şu ki, sanatın iyi olup olmadığının bir önemi yok. Open Subtitles ما لم يفهمه هو انه لا يهم ان يكون الفن جيدا ام لا
    tamam, biz insanların anladığı her şeyi anlamıyorlar. Open Subtitles وسلمنا بإنها لا تفهم كل ما يفهمه البشر ؛
    Baş meleklerin tek anladığı şey şiddettir. Open Subtitles فالشيء الوحيد الذي يفهمه رؤساء الكائنات السامية هو العنف
    Kimse bir şey anlamıyor! Önce büyük sonra da küçük bir ayakkabı çizdin, kimse bilemedi. Başka bir şey çizmelisin. Open Subtitles اللعنة إنه لا يبدو حذاء لقد رسمت حذاء كبيراً ثم حذاء صغيراً و لم يفهمه أحد عليك أن ترسمي شيئاً مختلفاً
    Kocan, anladığını sandığı bir yaratıkla uğraşıyor ama anlamıyor. Open Subtitles زوجك يعبث مع شخص معتقداً أنه يفهمه و هو لا يفهمه
    Her bir anlamayana karşı, 2 tane hukuku anlayan yargıç. Open Subtitles قاضيان يفهمان القانون مقابل كل قاضٍ لا يفهمه
    Ama Emery Steve'in de anahtar olduğunu anlamadı. Open Subtitles ... "ما لم يفهمه "إيمرى إن "ستيف" كان مفتاحاً أيضاً ستيف" ؟"
    İnsanların asla anlayamadığı şey, çok farklı yollardan işler. Open Subtitles الذي لا يفهمه البعض أبداً هو أنها تحرزها بطرق عديدة مختلفة
    Artık oğlumuz neyi anlıyor biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين، ما يفهمه الآن؟
    Neden sıradan bir kitap yazmıyorsun? Diğer insanların anlayacağı bir kitap. Open Subtitles لما لاتكتب كتاب عادى كى يفهمه بقيه الناس
    İnsanların ebeveynlik hakkında anlamadıkları şey bu. Open Subtitles -لا، لا، لا . ترين، ذلك الشيء الذي لا يفهمه الناس عن الأبوة.
    Karşınızdaki insanın anlayamayacağı bir şeyi asla söylemeyin veya yapmayın. Open Subtitles لا تقل أو تفعل أي شيء لا يستطع الشخص المقابل لك أن يفهمه
    En az demek insanların olayı daha az anlaması demek olur. Open Subtitles في كثير من الأحيان، الحد الأدنى يعني المزيد فوتوغرافياً... . مما يفهمه معظم الناس.
    Yenileyici tıp herkesin anlayabileceği, inanılmaz kolay bir kavram. TED الطب التجديدي مفهوم في غاية البساطة يمكن لأي شخص أن يفهمه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more