"يقبل" - Translation from Arabic to Turkish

    • öperken
        
    • öpüyor
        
    • kabul eder
        
    • kabul etmez
        
    • kabul ediyor
        
    • öpüşüyor
        
    • öpüşürken
        
    • öpen
        
    • öpmesini
        
    • kabul ederse
        
    • kabul etmiyor
        
    • kabul etmeyecektir
        
    • razı
        
    • bile
        
    • öpmesi
        
    - Dün gece babamın ofisine gittim, ve O'nu bir kadını öperken gördüm. Open Subtitles ذهبت الى مكتب أبي ليلة أمس ورأيته يقبل إمرأه آخرى
    Portugal için harika bir şanş. Christiano Ronaldo topu öpüyor. Open Subtitles البرتغال هنا لديها فرصه كبيره كريستيانو رونالدوا هنا يقبل الكره
    Anlatmak istediğim, her hekim hayvanlar ve insanlar arasıdaki bazı biyolojik bağları kabul eder. TED أقصد، انظروا، كل واحد من الأطباء يقبل ببعض الاتصال البيولوجي بين الحيوانات والبشر.
    Elbette, gerçek dostlarımdan hiçbiri böyle bir teklifi kabul etmez. Open Subtitles بالطبع، ليس هناك صديق مخلص لي يقبل مثل هذا العرض
    - Çok geç. - Bazıları geç kayıt kabul ediyor. Open Subtitles ـ هذا مُتأخر جداً ـ لا، بعضهم يقبل الإلتحاقات المُتأخرة
    Ne biçim bir öpüşmeydi o, insan bir uyarmaz mı? Adi pislik. Sanki bankaya para yatırıyor gibi öpüşüyor. Open Subtitles أعني، أي نوع من القبل لا يوجد به مقدمة؟ أحمق شرير، إنه يقبل بإستمرار
    Filmerde aşıklar öpüşürken duyulan müzik derken ayrıldım. Open Subtitles لقد غادرت عندما ذكرت الموسيقى التى نسمعها عندما يقبل الأحبه بعضهم فى الأفلام
    Şimdi şunu yapacağız, ruju süreceğiz, ve öpen kişi ruju çıkana kadar öpme hakkına sahip olacak. Open Subtitles ما نفعله، هو أن نضع أحمر الشفاه ثم يقبل كل واحد قدر ما يستطيع حتى يذهب تأثير أحمر الشفاه
    Bay Forman'la ben çıktığımız zaman... sinemanın önünde onu bir kızı öperken görmüştüm... ve onu affetmiştim. Open Subtitles عندما كنت انا وفورمان نتواعد رايته يقبل فتاه اخرى في قاعه السنما
    Her gece seni karının bacağını öperken görüyorsam üçüncü ve dördüncü sıranın sonundakiler de görür! Open Subtitles انجيير , إنتبه لنفسك لأنني اراك يقبل رجل زوجتك كل ليلة و كذلك يراك المشاهدين في الصفوف الثلاثة او الاربعة الاولى
    Pislik adi. Sanki bankaya para yatırır gibi öpüyor. Ayda bir kere. Open Subtitles أحمق شرير ، إنه يقبل كل شهر كأنه يضع نقود فى مدخراته.
    Devamlı elini tutuyor, boynunu öpüyor, karşısında el pençe divan duruyor. Open Subtitles إنه يمسك يديها دائما و يقبل رقبتها و يمشي معها ليل نهار
    Ne kocam senin koşullarını kabul eder ne de ben onun hapse girmesine izin veririm. Open Subtitles زوجى لن يقبل بشروطك وأنا أيضا لن أقبل أن يذهب الى السجن
    Bir dönemde yalnızca 35 kişi kabul eder ve kabul sınavı saat 1'de. Open Subtitles إنه يقبل فقط 35 طالب كل فصل دراسي وإختبار التحديد اليوم في الواحدة ظهراً
    İyi bir polis bir şey olduğunu bilirken hiçbir şey olmadığını kabul etmez. Open Subtitles الشرطي الجيد لا يقبل بوجود شيء ما عندما يعلم أن هناك شيئاً آخر
    Roman, ihtiyacı dayanılmaz hale gelmeden ona gösterdiğimiz şeyi kabul etmez. Open Subtitles الأن حتى تكون حاجيات نورمان لا تطاق لن يقبل بما سنريه
    Biraz önce bu notu Amiral Croft'tan aldım, davetimi kabul ediyor. Open Subtitles غداً لقد تلقيت للتو رسالة من الأدميرال كروفت يقبل فيها بدعوتنا
    Gerçekten doğum gününü unutmuş olsak güzel bir esmerle öpüşüyor olacaktı. Open Subtitles من فضلك,ان كنا نسينا بالفعل عيد ميلاده فسيكون بالخارج الان يقبل فتاة سمراء جميلة
    Geçen gece babamın ofisine gittim ve onu başka bi kadınla öpüşürken gördüm. Open Subtitles لقد ذهبت الى مكتب أبي ليلة أمس ورأيته يقبل امرأة آخرى
    Ben farklı birşey arıyorum, erkek olan birisi, ama iyi davranışlarla birlikte, bana sarılan, okşayan ve beni heryerde öpen. Open Subtitles ولكن رقيق ايضا, يضمني و يداعبني و يقبل كل جسدي
    O da işe yaramazın tekiydi. Doğru dürüst öpmesini dahi bilmiyordu. Open Subtitles لكن كان عديم الفائدة لم يكن بإستطاعته أن يقبل بطريقة جيدة
    Su ruhları beni kabul ederse rüyama dönüp gözümden kaçanı bulabilirim. Open Subtitles إذا كان البلد يقبل إلهي، يمكن للمرء أن العودة إلى حلم
    Aktif savaşçıların birçoğu bu barış herzelerini artık kabul etmiyor. Open Subtitles لن يقبل العديد من رجال المقاومة هذا الهراء حول السلام
    Halkımız hiçbir zaman bu kızın oğlunu kral olarak kabul etmeyecektir. Open Subtitles لن يقبل الشعب أبدًا ابن هذه الفتاة ملكًا عليهم
    Hiçbir saygın hekim görmediği bir hasta üzerine tıbbi görüş sunmaya razı olmaz. Open Subtitles لن يقبل طبيب يتمتّع بسمعة مهنية تقديم رأي طبي عن مريض لم يقابله.
    Benden istediğin her şeyi o almak bile istemedi. Open Subtitles كل الذى أردته أنت منى لم يقبل هو أن يناله
    Bence birinin birini öpmesi için en uygun zaman, sizce? - Gayet mutlu, aşkım. Open Subtitles إذا، أظنه الوقت الذي يقبل فيه أحدكما الآخر، أليس كذلك؟ ‫

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more