Bazılarının kuyrukluyıldızdan bahsettiğini duydum. Onun bir alamet olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | سمعت بضع الرجال يتحدثون عن المذنب، يقولون أنه حسن طالع |
Bir dava oluşturmak için yeterli olmadığını söylüyorlar, mahkemeye götürülmeyecek. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يكفي لبناء قضية ولن تذهب إلى المحكمة |
Osaka'daki ünlü Kado tiyatrosunda oynuyormuş diyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه كان يؤدي عروض في مسرح كادو الكبير في أوساكا |
Birçok insan, kahramanların artık günümüzde sahip olmadığımız birşey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كثيرا من الناس هذه الأيام يقولون أنه لم يعد هناك أبطال |
Derler ki, "Bir Tacik bir kadınla seks yapmak istediğinde..." | Open Subtitles | حسنا، يقولون أنه عندما يريد طادجيكي إقامة علاقة مع إمرأة |
Dediklerine göre Roma'ya yürüyüp kendisini kral yapmak istiyormuş. | Open Subtitles | يقولون أنه يريد أن يزحف إلي روما و يعلن نفسه ملكاً |
İtalyanlar, üzümlerinin köklerinde şarap olduğu ve yüzleri de dağlara dönük olduğu için çok iyi bir şarap olduğunu söylerler. | Open Subtitles | إن الإيطاليين يقولون أنه نبيذ جيد لأن جذور الكروم تمتد إلى الوادى و تكون عيونها على الجبال |
Kadın ve bebekleri öldürmekten suçlu olduğunu söylediler. Aynı şeyi yapan tam olarak kaç bomba attı dersin? | Open Subtitles | يقولون أنه مٌذنب بقتل النساء والأطفال ولكن، كم قنبلة اُلقيت تقوم بنفس الشئ ؟ |
Bebekle nasıl ilgilenilmesi gerektiğini biliyorlar. Benim bilmediğimi söylüyorlar. | Open Subtitles | إنهم جميعاً يعرفون ماذا يفعلون مع الطفل و إنهم يقولون أنه ليس بإمكانى |
En iyilerinden biri olduğunu söylüyorlar. Gerçekten çok hoş biri. | Open Subtitles | يقولون أنه من أفضل الأطباء ولكنه حقاً شخص لطيف |
Birçok kötü şey yaptığını söylüyorlar. Kimisi doğru, kimisi değil. | Open Subtitles | واليوم يقولون أنه فعل أشياء سيئة بعض مما قالوه حقيقة والآخر خطأ |
Hiçbir geminin buradan çıkamayacağını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه لا سفينة يمكنها النجاة من هذا. |
Halen 20'lerinin sonlarındaki kadınları oynayabileceğimi söylüyorlar... ama ben olmaz diyorum, en fazla 30'lu yaşlar olabilir. | Open Subtitles | إنهم يقولون أنه لا زال باستطاعتى أن ألعب دوراً لإمرأة فى أواخر العشرينات لكننى أقول لا ، أوائل الثلاثينيات |
- Buraya gömülmeye uygun değil diyorlar. | Open Subtitles | لماذا ؟ أنهم يقولون أنه لا يصلح للدفن هنا ماذا ؟ |
- Allah ın oğlu değildir diyorlar, İsa Allah ın oğlu olamazmış! | Open Subtitles | ماذا تقولون فى المسيح ؟ يقولون أنه لايمكن أن يكون لله أبن , و أن المسيح ليس أبن الرب |
Ailesi bilim kurgu izlemediğini söylüyor, çizgi roman da okumuyor. | Open Subtitles | الآباء يقولون أنه لا يشاهد الخيال العلمي أو القصص المصورة |
Derler ki, şayet çeteyi terk etmeye kalkarsan senin bütün kanını boşaltır. | Open Subtitles | وإذا حاولت أن تترك العصابة فهم يقولون أنه يمتص دمك |
Dediklerine göre 10 yıl önce bir hasta kaybolmuş. | Open Subtitles | يقولون أنه منذ 10 سنوات ، أحدالمرضى إختفى |
Dinin, insanların birbirlerinden nefret etmeleri için yeterli ama birbirlerini sevmeleri için yetersiz olduğunu söylerler. | Open Subtitles | إنهم يقولون أنه يوجد كفايه من الدين يجعل الرجال يكرهون بعضهم.. لكن ليس الحب |
Doktorlar onun bir anlık hislerini kontrol edemediğini söylediler. | Open Subtitles | الأطباء يقولون أنه ليس عنده سيطرة لإهواءه |
Ona bakan iyi rahibeler onun bana ihtiyacı var dediler. | Open Subtitles | الأخوات اللاتي يعتنين به يقولون أنه يحتاجني |
Havasındaysa çok neşeli ve komik olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | في حفلات العشاء يقولون أنه مرح ومسلى إذا كان فى مزاج جيد |
Carl Sagan gibi bazı astronomlar zeki uzaylıların kendini kopyalayan makineler yapmayacağını söyler. | TED | بعض علماء الفضاء، مثل كارل ساغان، يقولون أنه لن يبني الغرباء الأذكياء آلات تنسخ نفسها على الإطلاق. |
Olduğunu söyledikleri şey mümkün. | Open Subtitles | ما يقولون أنه حدث من الممكن وقوعه. |
Söylediklerine göre, Şanghay'da, birçok insanın yakalanmasında Japonlara yardım etmiş. | Open Subtitles | يقولون أنه ساعد اليابانيين بالقبض على كثير من الناس في شنغهاي |