| O halde matematik flört pencerenizdeki ilk yüzde 37'ye ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Ciddi bir evlenme potansiyeli olan herkesi geri çevirmelisiniz. | TED | إذن فالرياضيات يقول بأنه ما عليك فعله في ال37 في المئة الأولى من تاريخ مواعدتك، عليك فقط أن تقصي الجميع كزوج محتمل. |
| - Onun kaza olduğunu söylüyor. - Şey, belki öyleydi. | Open Subtitles | ــ يقول بأنه كان حادثا ــ حسنا ربما هو كذلك |
| Bu bilgiye değeceğini düşündüğümden daha fazla para istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه يريد مال أكثر مما أعتقد أن معلوماته تستحق |
| Görevli memur, yolcu koltuğunda kızıl saçlı bir kız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول بأنه شاهد فتاة شعرها أحمر اللون تجلس في المقعد الآخر |
| Savunmanın dediğine göre, o gün dengesiz davranışları varmış, ...polisi kışkırtmış. | Open Subtitles | الدفاع يقول بأنه تصرف بعصبية في ذلك اليوم مما أثار الشرطي |
| Newsweek dergisinde çalışan kankam diyor ki yakalanmaktan öylesine korkuyormuş ki, o yüzden saçını uzatmış ve koca bir ortodoks sakalı bırakmış. | Open Subtitles | لدى صديق بالشبكة يقول بأنه شديد الخوف من أن يتم الإيقاع به لدرجة أنه أطال شعره و ربى لحية كبيرة على الطريقة الأرثوذكسية |
| - Ölüsüne saygı duyan bir Navajoya ait oldugunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه من المحتمل أن يكون النافاهو لذي يحترم الموتى |
| İflas ettiğini söylüyor, ki yalan, biz de üstüne gidiyoruz! | Open Subtitles | يقول بأنه مفلس و هذا هراء، لذلك نحن نرد بالمثل |
| Eğer, geometri kâinatın yazıldığı dilse bu eskiz, bütün unsurlarının içerisinde var olabileceğimizi söylüyor gibi. | TED | إذا كان علم الهندسة هو اللغة التي كتب بها الكون، فيبدو أن هذا الرسم يقول بأنه يمكننا التوجد في جميع عناصره. |
| Burada olmaktansa Bermuda'da esir olmayı tercih edeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه يفضل أن يكون سجين حرب في برمودا من هنا. |
| Bu adam bir melek olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه ملاك وقد حاول تنويمي مغناطيسياً |
| Viktor senin için iyi olduğunu söylüyor. Sağlıklı olan her şeye deli olur. | Open Subtitles | فيكتور يقول بأنه ممناسب لكِ فهو مهوس بأي شئ صحي |
| Viktor senin için iyi olduğunu söylüyor. Sağlıklı olan herşeye deli olur. | Open Subtitles | فيكتور يقول بأنه ممناسب لكِ فهو مهوس بأي شئ صحي |
| Afrikalı koca maymun içki istediğini söylüyor. | Open Subtitles | القرد الآفريقى الصغير يقول بأنه يُريد بعض البراندى |
| Durumun farkında olduğunu söylüyor, ama yapabileceği bir şey yokmuş. | Open Subtitles | يقول بأنه يعلم ما تريده ولكن لا يوجد شيء باستطاعته أن يفعله |
| Hiçbir şeyi umursamadığını söylüyor ama umursadığı bir şeyler vardır. | Open Subtitles | هو يقول بأنه لا يهتم لأمر شيء, لكنه يهتم لشيء لكن لا يمكن أن تعرف ماسيكون هذا الشيء |
| Bekçi, ana girişi sürekli kontrol altında tuttuğunu söylüyor. | Open Subtitles | . الحارس يقول بأنه يُراقب المدخل الرئيسى دائما |
| Avukatın senin davana benzer 8 kadar dava olduğunu söyledi. | Open Subtitles | محاميك يقول بأنه لربما هنالك ثمان قضايا أخرى مشابهة |
| Dediğine göre, Celibici'nin dağlarında bir yerlerde saklanıyormuş tam Karadağ sınırının yakınında. | Open Subtitles | "إنه يقول بأنه يختبئ بأعلى جبال "شيليبيتشى "تماماً قرب حدود "الجبل الأسود |
| Jake, koç diyor ki on dakika içinde buzun üzerinde olmazsanız içeri girmenize izin vermeyecekmiş. | Open Subtitles | جيك. المدرب, يقول بأنه يجب أن تكون على الثلج خلال 10 دقائق |
| Polisin kanunsuzluklarıyla mücadele edeceğini söyler hep. | Open Subtitles | هو دوماً يقول بأنه سيحارب الشرطة الفاسدة |
| Şey hasta olduğunu söylemiş, ama dün gayet iyi görünüyordu. | Open Subtitles | حسناً يقول بأنه مريض لكنه كان بخير البارحة |
| Ve 3. hatta polis olduğunu söyleyen biri var. | Open Subtitles | والآن لدينا شخص على الخط الثالث يقول بأنه شرطي |
| "Nefesimi bu şekilde tutacağım ve... egzersizlerim için çok faydalı" dedi. | Open Subtitles | قرر حبس أنفاسه هكذا يقول بأنه جيد لتدريبه. |