"يكذب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yalan söyler
        
    • yalan söylemez
        
    • yalan söyledi
        
    • yalan söylesin
        
    • yalan söyleyen
        
    • yalan söylüyorsa
        
    • yalancı
        
    • söylüyor
        
    • yalan söylüyormuş
        
    • yalan söylemedi
        
    • yalan söylemiş
        
    • yalan söylemiyor
        
    • - Yalan
        
    • yalan söylediği
        
    • yalan söylüyordur
        
    Fizyoloji yalan söylemez. Onun dışında her şey yalan söyler. Open Subtitles علم وظائف الأعضاء لا يكذب، بل كل شيء آخر يكذب.
    Burada kalmam için bana yalan söyledi ama ona inandım. Open Subtitles هذا هو الشخص الذي يكذب فقط ليبقى عملياً، لكنني، أصدقه
    Bak, Elliott bu konuda neden yalan söylesin bilmiyorum ama ailesinin çiftliği yok. Open Subtitles اسمعي،لا أعلم لما قد يكذب إليوت بشأن هذا لكن عائلته لا تمتلك مزرعة.
    Tek gördüğüm kızını kurtarmak için yalan söyleyen umutsuz, acınası bir adam. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أراه.. هو رجل يائس ومثير للشفقة، يكذب لينقذ ابنته
    Ya yanılıyorsa? Ya ondan bilgi gizleniyorsa veya bilmediğimiz bir sebepten yalan söylüyorsa? Open Subtitles ماذا إن كان مخطئا أو أُبعد أو حتى يكذب لأسباب لا نعلم بها؟
    O bir yalancı. Bize yalan söylüyor, dostum. O bize yalan söylüyor. Open Subtitles إنه كاذب ، إنه يكذب علينا ، يا رجل إنه يكذب علينا
    Herkes yalan söyler Abby. Kimse kendisi hakkındaki gerçekleri söylemez. Open Subtitles الجميع يكذب يا آبي لا احد يقول الحقيقه عن نفسه
    Fizyoloji yalan söylemez. Onun disinda her sey yalan söyler. Open Subtitles علم وظائف الأعضاء لا يكذب، بل كل شيء آخر يكذب.
    Ama öte yandan, bildiğimiz üzere, vücut dili yalan söylemez. Open Subtitles ولكن من ناحية ثانية الجسد لا يكذب كما نحن نعرف
    İnsanlar abartıp unutabilir. Ama kan, dedem gibidir. Asla yalan söylemez. Open Subtitles يبالغ الناس، أو ينسون لكن الدم مثل جدي، لا يكذب أبداً
    Son 22 yıldır bana yalan söyledi. Open Subtitles لقد كان يكذب علىّ طيلة اثنين وعشرين عاماً
    Astsubay Thompson liseden 19'unda mezun olmak konusunda yalan söyledi. Durdu ve soluna baktı. Open Subtitles ثومبسون كان يكذب في تخرجه من العليا في عمر 19
    Yolculuğu saklamadığı halde neden esrar konusunda yalan söylesin ki? Open Subtitles لماذا يصارحنا بأمر الرحلة لكن يكذب بشأن التدخين؟
    Bir insan tarihin en büyük hazine filosunun parçası olmak varken neden yalan söylesin? Open Subtitles الآن، لماذا يكذب بشأن أن يكون جزء من أسطول الكنز الأعظم في التأريخ؟
    Şimdi yalan söyleyen biri ile nasıl konuşmak ve bir yalanı nasıl gözlemlemek hakkında biraz konuştuk. TED لقد تحدثنا قليلا عن كيف تتحدث إلى شخص يكذب وكيف تكتشف الكذبة.
    Eğer yalan söylüyorsa, Stewart Paşa'ya verdiğim yüzüğü nasıl bilebilir? Open Subtitles اذا كان يكذب ، اذن كيف عرف عن الخاتم الذى أعطيته لستيوارت ؟
    yalancı kim şimdi? İstiyorsun. O kadını istediğinden de fazla istiyorsun. Open Subtitles من الذي يكذب الآن تريد ذلك أكثر مما تريدها
    Bak, bir şey yapmadan oturuyor, ve hala yalan söylüyor. Open Subtitles انظر إليه يجلس دون أن يفعل شيئاً و لازال يكذب
    Bana da numara, para, her şey hakkında yalan söylüyormuş. Open Subtitles كان يكذب عليّ ايضاً عن عمليات الأحتيال والأموال وكل شيء
    Ama şunu kabul etmem lazım: Bana hiç yalan söylemedi. Open Subtitles لكني أشهد له بأمر واحد، أنه لم يكذب عليّ أبداّ
    Toz almayla kafayı bozmanın parlak bir gelecek sağlamayacağını kim söylediyse yalan söylemiş. Open Subtitles مهما يكن من يقول ان التفاني لن يقود الى مستقبل باهر فهو يكذب
    Deli olabilir, ama yalan söylemiyor. Onu öldürdü gerçekten de. Open Subtitles ربما أنه مجنون, و لكنه لا يكذب, لقد قتلها فعلاً
    - Benimle dalga geçilmesini sevmem. - Yalan söylüyor. Yerini biliyor. Open Subtitles انا لا احب ان يمزح احد معى انه يكذب, انه يعرف مكانها
    Bir insan yalan söylediği zaman dünyanın bir bölümünü öldürüyor demektir. Open Subtitles عندما يكذب شخص, فإنه يعذب جزءا من العالم
    200 hisse alacak parası olmadığını söyleyen biri yalan söylüyordur. Open Subtitles شخص يقول لك عنده مشاكل فى شراء 200 سهم, فهو يكذب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more