"يكون هنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Burada olması
        
    • burada olmak
        
    • burada olur
        
    • burada olabilir
        
    • burada olmalı
        
    • burada olacak
        
    • burada olmaması
        
    • burada olmalıydı
        
    • burada olmayı
        
    • burada olmasını
        
    • burada olmayacak
        
    • burada olsun
        
    • burada olurlar
        
    • Burada olsa
        
    • gelmiş olması
        
    Burada olması gerekirdi ama değil. Bu da beni endişelendiriyor. Open Subtitles من المفترض أن يكون هنا ، وعدم وجوده يغيظني
    Burada olması gerekirdi ama değil. Bu da beni hala endişelendiriyor. Open Subtitles من المفترض أن يكون هنا ، وعدم وجوده يغيظني
    Bugün gerçekten burada olmak istedi, ama yapacak çok önemli işleri vardı. Open Subtitles أراد أن يكون هنا اليوم و لكن لديه أشياء مهمة ليقوم بها
    Geç kalmadı leydim. Ancak günbatımında burada olur. Open Subtitles انه لم يتأخر سيدتى كان ينبغى ان يكون هنا مع غروب الشمس
    Hızlı hareket etmek zorundayız. Konuklar her an burada olabilir. Open Subtitles يجب أن نتحرك بسرعه ربما يكون هنا في أي دقيقه
    Görüş açına bağlı. Vücudun burada olmalı, ama ruhun değil. Open Subtitles انه التفكير, جسدك يجب ان يكون هنا لكن تفكيرك لا يفعل ذلك
    Şu anda bir basın konferansı veriyor. Yarım saat içerisinde burada olacak. Open Subtitles انه يقيم مؤتمرا صحفيا من المفروض ان يكون هنا خلال نصف ساعة
    Aslında o benim üvey kardeşim ve Josh'ın burada olmaması gerekiyordu sanırım. Open Subtitles بالواقع نحن اشقاء وجوش لم يكن من المفترض ان يكون هنا الان.
    Güvenlik hattı on dakika önce burada olmalıydı. Open Subtitles الخطّ الآمن يجب أن يكون هنا منذ عشر دقائق
    Küçücük fıçıcık, sadece hafta sonları Burada olması gereken turşucuk. İpucu ister misin? Open Subtitles من هو القصير الصغير صعب الأرضاء ومن المفترض أن لا يكون هنا هذا الأسبوع؟
    Normalde Burada olması gerekiyordu. Ama eksik bir kiriş yüzünden şuraya kaymış. Open Subtitles الوضع الطبيعي مكانه يكون هنا لكن لفقدان نسيج رباطي
    13.00'de Burada olması gerekiyordu. Open Subtitles من المفترض ان يكون هنا عند الساعة الواحدة
    Birisinin Burada olması lazımdı, ben de buradayım. Open Subtitles ،فكان على أحد ما أن يكون هنا لذا أنا هنا آسف لتأخري
    Ve aslına bakarsan haklı olup olmadığını görmek için burada olmak bile istemedi. Open Subtitles أتعلم أنه لم يرغب حتى أن يكون هنا ليعرف ما إذا كان محقاً؟
    burada olmak ister, ama hareketli kalmak koşuluyla, öyle değil mi? Open Subtitles انه يفضل ان يكون هنا ولكنه يفضل ان يكون بعيد اليس كذلك؟
    Yakında burada olur. Onu getirmesi için çocuklardan birini yolladım. Open Subtitles يجب ان يكون هنا الان انا ارسلت واحد من الصبيه لاحضاره
    Avukatın 30 dakika içinde burada olur. Open Subtitles مساعدك القانوني يجب أن يكون هنا خلال 30 دقيقة تقريباً
    Hayır. Çalışma odasında aradım ama orada yoktu. burada olabilir. Open Subtitles ، لا ، بحثُ عنه في الحُجرة لكنه ليس هناك ، ربما يكون هنا
    O burada olmalı, Mulder. Virüs veya bakteriyle ilgili bir kanıt olmalı. Open Subtitles إن الدليل بوجود فيروس أو بكتريا يجب أن يكون هنا.
    Eski Başkan Yardımcısı cuma günü burada olacak. Open Subtitles نائب الرئيس السابق سوف يكون هنا يوم الجمعة
    Etrafa bakın, burada olmaması gereken ne var? Open Subtitles انظروا حولكم أي شيء لا يفترض أن يكون هنا ؟
    Tren 10 dakika önce burada olmalıydı. Open Subtitles القطار كان بجب ان يكون هنا من 10 دقائق هنا
    Gerçekten burada olmayı istedi ama askeriye gitmesine izin vermiyor. Open Subtitles إنه يريد أن يكون هنا حقا ولكن الجيش شغلوه بشده
    - Çünkü bugün burada olmasını ona söyledim. Sebebi bu. Open Subtitles لأنني قلت له أن يكون هنا اليوم، هذا هو السبب
    "Şey, bizim hakkımızda bir şey söyleyecek kadar uzun süre burada olmayacak." Open Subtitles حسناً، لن يكون هنا طويلاً لاخبار أي شخص عنا
    Mike'ı hayatının olayı yerine buraya sürüklemiştim, burada olsun diye. Open Subtitles من حدث من العمر من الممكن أن يكون هنا ,
    Güneş doğana kadar burada olurlar. Open Subtitles سوف يكون هنا عند شروق الشمس تقريباً
    Sabrım taşıyor. Dosya Burada olsa iyi olur. Open Subtitles إن صبري ينفذ، يجدر بهذا الملف اللعين أن يكون هنا.
    - Buraya gelmiş olması gerekirdi. - Takımından bir kişiyi geride bıraktın. Open Subtitles كان يجب أن يكون هنا الآن لقد تركت أحد أعضاء فريقك خلفك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more