"يلوح" - Translation from Arabic to Turkish

    • sallıyor
        
    • elinde
        
    • Ufukta
        
    • sallayıp
        
    • sallayarak
        
    • sallıyordu
        
    • işaret
        
    • sallar
        
    • sallarken
        
    • basar
        
    • salladı
        
    • sallaması
        
    • Scarecrow
        
    • el sallayan
        
    • el salladığını
        
    Kurabiye Canavarı taba rengi bir atın eğerinde oturmuş size el sallıyor. TED وكوكي مونستر يلوح بيده إليك من موقعه فوق حصان أسمر
    Sanki seçimlere katılacakmışçasına gülüyor ve kalabalığa el sallıyor. Open Subtitles انه يلوح للجماهير وكأنه يستعد لمنصب سياسي
    Geçen hafta o adamı elinde silahla gördüğümü polise söylemiştim. Open Subtitles إطلاق نار قلت للشرطه انه كان يلوح بالسلاح الأسبوع الماضي
    Acımasız kış Ufukta ve kışı geçirmek için yeterince yağ depolamayan ayılar açlıktan ölebilir. Open Subtitles فصل شتاء قاسٍ يلوح بالأفق، والدببة التي لم تُخزن دهوناً كافية للصمود شتاءً قد تموت جوعاً
    Silahı sallayıp duruyor. Bu işin sonu ceset torbasında bitecek. Open Subtitles يحب أن يلوح بهذا الشيء كثيراً سينتهي أمرنا بكيس الجثث
    Tramplenin üzerinde yaylanacak ve tek sıçrayışta piramidin tepesine inip, bayrağı sallayarak muhteşem bir final yapacak. Open Subtitles الذى سيقفز من هذا المنط فى قفزة واحدة إلى قمة هذا الهرم يلوح علمه الصغير
    Karanlıktı. Bıçağını sağa sola sallıyordu. Peki ya bardan önce? Open Subtitles كان المكان مظلما و يلوح بسكين وقبل ذلك في البار؟
    Birisi taksiye işaret edip taksi durunca içine öylece dalıp taksinin senin olduğunu mu söylersin? Open Subtitles .. إذا رأيت شخصاً يلوح إلى سيارة أجرة .. و توقفت له سيارة الأجرة لا يمكنك القفز إلى السيارة هكذا لتقولى إنها أصبحت ملكك
    Mavi kabanlı bir adam var, silahını sallıyor ve bağırıyor... bir kadına. Open Subtitles رجل بمعطف أزرق يلوح بمسدس ويصرخ على إمرأة
    Ve sonra biri sihirli bir değnek sallıyor ve bütün notalar yerlerini bulmaya başlıyor. Open Subtitles وبعدها , يلوح أحدا بعصا سحرية وكل تلك المقطوعات
    Aslında şu anda yolun karşısından bana el sallıyor, gitmem gerek. Open Subtitles انه يلوح إلي من الجانب الآخر من الشارع , سوف اذهب ..
    Melon şapka takıyor, takım elbiseli, elinde İncil'le geziyor. Open Subtitles يرتدي قبعة , و بدلة و يلوح بالكتاب المقدس
    Ufukta yeni birisi var mı? Open Subtitles إذن , هل يوجد أي مواعدة جميلة يلوح في الأفُق ؟
    Cidden, sihirli sopasını sallayıp seni tekrar işe sokabileceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقد حقاً انه سوف يلوح بعصاه السحريه الجاسوسية ويرجعك مره اخري ؟
    Kuyruğunu sallayarak." Open Subtitles إسبح إسبح إ سبح وهو يلوح بزعانفه
    Televizyonda onun iğrenç yüzünü gördüm insanlara el sallıyordu. Open Subtitles رأيت وجهه مقرف على شاشة التلفزيون، وكان يلوح للناس.
    Dört-Güç anlaşmasını bitirme onayı vermesi, Batı Berlin'in Komünist Doğu Almanya'ya teslim edilmesi talepleri, yeni büyük bir krize işaret etmekte. Open Subtitles بالموافقة على إنهاء معاهدة القوى ،الأربعة الحاكمة لبرلين الغربية وتسليم المدينة لألمانيا الشرقية الحمراء، مما يلوح بأزمة كبيرة
    Senin piramidin tepesinde bayrağı sallar işte muhteşem bir final. Open Subtitles فى قمة هرمك ، يلوح علما لنهاية مجيدة
    Bajirao kıIıcını Hindistan haritasını değiştirmek için sallarken... onun onuruna Pune'da muhteşem bir saray inşa ediliyordu, Shaniwar Wada. Open Subtitles بينما كان باجيراو يلوح بسيفه لتغيير خريطة الهند كان يتم بناء قصر
    Buraya beş yıl sonra ilk kez ayak basar ve rüşvetleriyle satın alınan kraliyet komisyonuna el sallayıp burayı sahiplenir. Open Subtitles أول مرة يضع قدمه هنا منذ 5 سنوات يلوح لنا ويقول أنه قد إشترى المكان
    - Şu acayip tip bana el salladı. Open Subtitles - أن هذه البطة ذو المظهر العليل - يلوح بيده لى هكذا
    Ben, bu kostümün içinde duyamıyorum , bu yüzden sahnede sıram geldiği zaman birisinin bana el falan sallaması lazım! Open Subtitles لا يمكنني السماع في هذا الزي لذا سأحتاج لشخص ما بأن يلوح أو شيء ما عندما يحين دوري للذهاب على خشبة المسرح
    Scarecrow is wavin' at the moon Open Subtitles خيال المآته يلوح للقمر
    Aşağıdan ona el sallayan birilerini gördü. Open Subtitles رأت أن هناك شخص ما بالأسفل يلوح لها.
    el salladığını gördün mü? Open Subtitles هل رأيته يلوح لنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more