Geçenlerde yeraltı dünyasındaki bir vurma olayını takip eden polis Latin Amerikalı olduğu düşünülen bir kaçağı arıyor. | Open Subtitles | في ما يلي وقوع حادث طلق نار وشجار الشرطة تبحث عن الهارب ومن المعتقد أنه ذو جنسية لاتينية أمريكية |
Geçenlerde yeraltı dünyasındaki bir vurma olayını takip eden polis Latin Amerikalı olduğu düşünülen bir kaçağı arıyor. | Open Subtitles | في ما يلي وقوع حادث طلق نار وشجار الشرطة تبحث عن الهارب ومن المعتقد أنه ذو جنسية لاتينية أمريكية |
Ve bu yola temel bir önermeyi kabul ederek başlıyorlar, ve bu önerme de şu: Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir. | TED | إنهم بدأوا ذلك الطريق بقبول الافتراض الأساسي، وذلك الافتراض كما يلي: الكذب هو عمل تعاوني. |
İşin ardında yatan şey şu: SOPA ve PIPA yasaları çoğunlukla 20. yüzyılda kurulan medya şirketleri tarafından şekillendirildi. | TED | وتلك القصة هي ما يلي: SOPA وPIPA كتشريعات، تمت صياغة مسودتها من طرف شركات إعلامية تأسست في القرن ال20. |
İsveç hükümeti, gelecek hafta dağıtacağı Nobel ödüllerinin sahiplerini şöyle kararlaştırdı: | Open Subtitles | قررت الحكومه السويديه ان تهدي جائزة نويل الاسبوع القادم كما يلي: |
Eğer retinamı laserle yatay düzlemde izlersem orada ufak köşede şunu elde ediyorum. | TED | اذا انا فحصت شبكية عيني من خلال المستوى الأفقي الذي ترونه هناك في الزاوية الصغيرة، ما اتحصل عليه هو ما يلي |
Serena, ertesi sabah uyandığımda, bekaretimi kaybettiğim ve sevdiğim kızın şehri terk ettiğini ve bir yıl boyunca ondan haber alamayacağımı öğrendim. | Open Subtitles | استيقظت الصباح الذي يلي فقداني لعذريتي وأكتشف أن الشخص ،الذي أعطيته إيّاها ،الذي أحببته |
Oğlumun ölümünü takip edecek suçluluk duygusu ve çöküntüyü yatıştırmama yardımcı olabilecek bir nedenin olmasını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | وأنا أرى أنها قضية تخفيف الشعور بالذنب والإحباط الذي يلي موت الابن |
Olay şu ki, sadece kötü adam hedeflerini takip etmiyorsun. Ayrıca onların hakkındaki verileri de takip ediyorsun. | Open Subtitles | لكنها يلي ليس فقط هدفه، ولكن أيضا جميع بيانات التعريف الخاصة بهم. |
Şaşırtıcı olan bir diğer husus da bizim dünyamızı çok yakın takip etmesi ve Şarlken-Fransa ilişkilerinin geleceği ile ilgili şöyle diyor: | Open Subtitles | وما فاجأني أيضاً هو أنه يتابع أخبار عالمنا عن كثب وقال عن "تشارلز الخامس" و"فرنسا" ما يلي: |
Sorulması gereken soru şu: Bugün nasıl oluyor da ülkeyi siyahi öğrencilerin bilim ve mühendislik alanlarında doktora yapmaya aday olması için seferber ediyoruz? | TED | والسؤال هو ما يلي: كيف أننا الآن نقود الدولة في إخراج أفارقة أمريكان يكملون تعليمهم إلى مرحلة الدكتوراه في العلوم والهندسة والدكتوراه في الطب؟ |
Yani olay şu: Şimdiye kadar bütün çalışmalarım içinde en çok kullanılan, aranan ve paylaşılan resim bu. | TED | لذا إليكم ما يلي: أكثر صورة تم استعمالها و البحث عنها و مشاركتها من مجموع كل أعمالي حتى الآن هي هذه الصورة. |
Düşünce şu: Uzayın, var olan her şeyin tabanı olduğunu düşünün. | TED | الفكرة تبدو كما يلي: تخيل أن الفراغ هو عبارة عن طبقات يتواجد عليها كل شي في الكون. |
şöyle düşünün: Bu enstrümana, kornoya bakın ve hava akımının titreşiminin, enstrümanın şeklinden etkilendiğine dikkat edin. | TED | تمعن في ما يلي. إذا نظرت إلى آلة موسيقية، البوق الفرنسي، لاحظ أن إهتزاز تيار الهواء يتأثر بشكل الآلة الموسيقية. |
Yani şöyle. | Open Subtitles | كان الأمر كما يلي رفاق من اللجنة المركزية |
Dediklerine göre; bağımsızlaşan her üçüncü dünya ülkesi lideri daha ilk günün sabahında şöyle söylüyormuş:... | Open Subtitles | يقال بأن كل حاكم في العالم الثالث يقول نفس العبارات في الصباح الذي يلي الاستقلال: |
Bak, bu b.k hakkında hiçbir şey bilmiyorum ama şunu diyorum ki herhangi biri bir ölmüş bir şahitle uğraşıyorsa çok işi var demektir. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً عن هذا الأمر لكنني أعرف ما يلي أيّ شخص يصبح شاهداً، سيُقتل |
Eğer birini saklıyorsanız, şunu bilin: | Open Subtitles | اذا كنت تحاولين اخفء شيئ ما عليكِ أن تعرفين ما يلي: |
Ameliyatın ertesi günü daima biraz şaşkınlık içinde olurlar. | Open Subtitles | إنهم دائماً مرتبكون في اليوم الذي يلي العملية. |
Bekle, kızın biri seni ertesi sabah ekti mi? | Open Subtitles | مهلاً، هناك فتاة هجرتك في الصباح الذى يلي علاقتكما ؟ |
İşte benim şehrimin New York'un sel baskınlarını kırmızıyla gösteren bir haritası. | TED | وفيما يلي خريطة لمدينتي، مدينة نيويورك ، مع عرض غمر باللون الأحمر. |
Willy Wonka olsa seni meyve suyu odasına yuvarlardı. | Open Subtitles | ينظر إليك. يلي ونكا سوف لفة لك غرفة عصر العصير. |
Willie'ya taşıttırdım. | Open Subtitles | أنا جعلت يلي يحمل لك. |
"İki karenin ardından bir üçgen geliyorsa, iki dairenin arkasından ne gelir?" | TED | إذا قلت، لقد حصلنا على مربعين متبوعين بمثلث، فما الذي يلي دائرتين؟ |