"يمتلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olan
        
    • vardı
        
    • elinde
        
    • vardır
        
    • ait
        
    • varmış
        
    • ın
        
    • yoktu
        
    • onun
        
    • sahiptir
        
    • sahibiydi
        
    • ele
        
    • onda
        
    • sahipti
        
    • sahip
        
    Tüm buruna sahip olan benim babam, ev de dahil. Open Subtitles إن أبي هو الذي يمتلك هذا بالكامل بالإضافة للجهة البحرية
    Tüm buruna sahip olan benim babam, ev de dahil. Open Subtitles إن أبي هو الذي يمتلك هذا بالكامل بالإضافة للجهة البحرية
    Parasını bana teslim eden insanların bildiğim şeylere erişimi vardı. Open Subtitles الذي يضع ماله في مصرفي يمتلك الوصول لمعرفة ما يريد
    O çocuk elinde insanların hayatını kurtarabilecek bilginin anahtarını tutuyor. Open Subtitles هذا الفتي يمتلك مُفتاح لفتح المعلومات التي قد تنقذ الأرواح.
    Paris Valisinin çokça parası vardır, Doğru değil mi Feron? Open Subtitles محافظ باريس يمتلك العديد من الأموال ,أليس كذلك؟ , فيرون؟
    Burası kime ait acaba. Belki başka bir yer baksak iyi olur. Open Subtitles أستغرب من يمتلك هذا المكان أعني ربما يجب أن نجدَ مكاناً آخر
    O kadar güvenilirmişsin ki kasa dairesinin anahtarı bir tek sende varmış. Open Subtitles قالت لي أيضاً بأنك الوحيد من بين المديرين الذي يمتلك مفتاح للقبو
    Söylendiğine göre, kahverengi bir evrak çantasında 25,000 $'ı olan bir avukatı var. Open Subtitles من المفترض أن لديه محام يمتلك خمسة و عشرين ألف دولارا في حقيبته
    Turp gibi olan bir Büyüğün bu hale düştüğünü görmek... Open Subtitles كونه يمتلك صحة جيدة و قلب سليم الحكيم قلل من
    Tamirhane gibi bir yere sahip olan birini tanıyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف أي أحد يمتلك محل سيارات من أي نوع؟
    Eve gittik, bir adam vardı ve yanında silahı vardı. Open Subtitles نحن ذهبنا الى بيتاً, كان هناك رجلاً, كان يمتلك مسدساً.
    Bilge bir insandı doğru ama aynı zamanda harika bir espri anlayışı vardı. TED كان حكيما , لكنه كان يمتلك أيضا حس فكاهي رائع
    Rastgele mutasyona sahipti ve her iki elinde de altı parmağı vardı, eğer bir atıcıysanız, gerçekten faydası olduğu ortaya çıkıyor. TED ولقد كانت لديه طفرة عشوائية جعلته يمتلك ستة أصابع في كل من يديه الذي تبين أنه أمر جيد في حال كونك رامي إغاثة
    Yani bir ülkenin bir sürü çiftçisi vardır ve biri de hükümettir. Bu yüzden ülkenin nasıl yönetildiği, nasıl idare edildiği TED حسناً ، يمتلك كل بلد العديد من البستانين ، والحكومة هي واحدةٌ منهم ، لذلك يجب أن نطرح هذا السؤال، كيف يبدو حكم البلد ؟
    Burası kime ait acaba. Belki başka bir yer baksak iyi olur. Open Subtitles أستغرب من يمتلك هذا المكان أعني ربما يجب أن نجدَ مكاناً آخر
    Hey, bir fıkra anlatayım mı? Bir çocuğun süt ürünleri ç iftliği varmış. Open Subtitles إسمع قصة عن ذلك الصبى الذى كان يمتلك مزرعة بقر
    Zeki, yakışıklı, Rhode Island'ın neredeyse yarısı babasının ve dudakları harika! Open Subtitles انه ذكي, ولطيف والده يمتلك نصف رود ايلاند ولديه شفايف رائعة
    Kimsenin o kadar uzun bir boru döşeyecek parası yoktu. Open Subtitles ولم يكن أحد يمتلك المال الكافي لبناء أنبوب بهذا الطول
    Ya birinde sihirli bir kulübe varsa, belki de mavidir, ...ve bu kişi her birkaç milyon yılda bir onun fotoğrafını çektiyse? Open Subtitles و فرضا أن هناك شخص ما يمتلك صندوقا سحريا صندوقا أزرقا على الأرجح و لنفترض ان شخصا ما أخذ لقطة فوتوغرافية لها
    Buradaki herkes, eminim ki kameralı bir akıllı telefona sahiptir, değil mi? TED أنا متأكد أن كل شخص هنا، يمتلك هاتفًا ذكيًا بكاميرا، صحيح؟
    Babam bir krom kaplama fabrikası sahibiydi ve ağır çelik parçaları kimyasal tankları arasında taşımaları gerekiyordu, TED لقد كان يمتلك شركة تصفيحات كروم، وكانوا مضطرّين لنقل أجزاء الصّلب الثقيلة بين خزانات للمواد الكيميائية،
    "Eğer birisi o güçlerden önce muskayı ele geçirebilirse o zaman her yüz yılda bir, gece yarısında bir seçenek daha oluşur harfi harfine uyulması gereken bir tören sayesinde cehenneme bir delik açılacak lanetlilerin yaşadığı yere büyük bir hortuma benzeyen girdap kötülüğün güçlerini sonsuza dek yutabilir". Open Subtitles لو امكن لاحد أن يمتلك التعويذة قبل تلك القوات كل مائة سنة،
    onda Şeytan'la beraber bir eylemi gerçekleştirmeye çalışan bir kızın gözleri vardı. Open Subtitles كان يمتلك عينيّ فتاة تتوقان إلى مجامعة الشيطان
    Ben ona ne verdiysem ona sahipti, ki çok şeyi yoktu. Open Subtitles هو يمتلك فقط ما أعطيته اياه والذي لم يكن بشيء يذكر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more