Çok isterdim ama sana o p.çin saklandığı yeri söyleyemem çavuş. | Open Subtitles | مثلما أحب أن أفعل, لا يمكنني إخبارك بمكان الوغد أيها العريف |
Sana söyleyemem. Eğlence mahvolur. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك هذا سيفسد المتعة في الأمر |
Kapatmam gerekiyor. Sana şu an daha fazlasını söyleyemem, üzgünüm. | Open Subtitles | "حسناً، عليّ إنهاء المكالمة آسفة لا يمكنني إخبارك المزيد حالياً" |
Bunu sana ikimizin kulaktan kulağa konuştuğumuzu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك أن كلانا أكل أذني الآخر بالحديث عن هذا الشيء |
Bunu gömleğinin açık bıraktığın 4 düğmesinden söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك أن أربعة من أزرار قميصك ليست مغلقة |
Etkilerden bahsetmişken ofiste bıraktığın etkiyi kaç kişinin fark ettiğini sana anlatamam. | Open Subtitles | تبدين جميلة. حسنا، بالحديث عن الإنطباعات لا يمكنني إخبارك كم شخصاً لاحظ |
Sana bir hikaye anlatabilirim ya da radyo dinleyebiliriz. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك بقصة أو يمكننا الإستماع للراديو |
Maaşı balık fabrikasından daha iyi, o kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | أتقاضى راتباً مجزياً مقارنة بمصنع السمك يمكنني إخبارك بهذا القدر |
Sana davanı nasıl yöneteceğini söyleyemem, ama benimkini nasıl yöneteceğimi söylerim. | Open Subtitles | -انظر لا يمكنني إخبارك كيف تدير قضيتك بل أدير قضيتي فقط |
Hayır, gittikleri yeri söyleyemem. | Open Subtitles | كلا، كلا، لا يمكنني إخبارك بماهيته أو مكان تواجده. |
Anlaşmayı imzalayana kadar sana söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك,ليس حتى توقعي الاتفاقية |
Bunu sana söyleyemem, sana söyleyebileceğim sadece orada hayal bile edemeyeceğin şeyler göreceksin. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك بهذا لكن ما يمكنني قوله أنّك ستشاهدين أشياء هناك |
Sana, Dr. Leonardo'nun GD ağaç bilimi araştırmacısı olduğunu ve bitki dokusu besin naklini çoğaltmaya çalıştığını söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك ان دّكتور ليوناردو هي عالمة الشجر الأفضل وتعمل على زيادة نقل مغزيات الخشب |
Nedenini söyleyemem ama sadece içimden atmalıyım tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك بسبب هذا ، ولكنني أحتجت تسوية الأمر ، حسناً؟ |
Seni daha güvenli bir yere götüreceğiz. - Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim. | Open Subtitles | سنأخذك إلي مكان آمن هذا كل شيء يمكنني إخبارك به الآن |
Sana şunu söyleyebilirim. Orada hayal bile edemeyeceğin şeyler göreceksin. | Open Subtitles | لكن يمكنني إخبارك بأنكِ سترين أشياءً هناك |
Şimdi söyleyebilirim taş çatlasa ortalamanın üzerine çıkamazsın. | Open Subtitles | بينما يمكنني إخبارك بأنكِ مجرد شخص بمعدل متوسط |
Asla anlayamayacağın şeyleri sana anlatamam. | Open Subtitles | لا يمكنني إخبارك بأشياء لن تستطيع فهمها أبدا |
Amacanızın ölümüyle ilgili daha fazla şey anlatamam Bay Starks. | Open Subtitles | يؤسفني ألا يمكنني إخبارك المزيد عن وفاة عمك. |
Onun babasını öldürdüm ne olduğunu sana anlatabilirim, bu bir özür değil af için yalvarmıyorum. | Open Subtitles | أنا قتلت أباه يمكنني إخبارك ما حصل وذلك ليس عذراً و لست استجديك الرحمة |
Mitchell'ın iyi yönlerini ortaya çıkarmamıştı, o kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | من المؤكد انه لم يظهر أفضل ما في ميتشل يمكنني إخبارك بذلك الان |
Tek söyleyebileceğim beslenildiği her defasında hayatta kalma ihtimali çok azalıyor. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخبارك به أنه في كل ،مرة يتغذى فيها الشبح عليه فرص بقائه حياً تنقص على نحو خطير |