"يمنحك" - Translation from Arabic to Turkish

    • veriyor
        
    • verir
        
    • verdiği
        
    • verecek
        
    • verebilir
        
    • verdi
        
    • vermez
        
    • verdiğini
        
    • verecektir
        
    Bu da bir umut veriyor çünkü eğer doğru yaparsak herkes için kazançlı olacak. TED بحيث يمنحك هذا الأمل، لأنه لو قمنا به بالطريقة الصحيحة، سيعود بالنفع على الجميع.
    Sanırım bu sana bir heyecan veriyor. Küçük kirli bir heyecan. Sanırım beni kendi özel kirli kartpostalın olarak görüyorsun. Open Subtitles أفترض بأن هذا يمنحك الاثارة , اثارة قذرة و صغيرة أفترض أيضاً بأنك تراني ملكا لك
    Ama kim size bisküvi yiyişinizi izlemek için 1 milyon dolar verir? Open Subtitles لكن لماذا قد يمنحك أحدهم مليون دولار ليشاهدك تجلس وتتناول المقرمشات ؟
    Kilisenin verdiği yetkiyle, Tanrı'dan seni huzura ulaştırmasını diliyor... ve Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına günahlarını bağışlıyorum. Open Subtitles من خلال كهنوت الكنيسة، قد يمنحك الله المغفرة والسكينة، أنا أبرئك من ذنوبك باسم الأب والابن والروح القدس آمين
    Sana verdiğim gibi o da krediyi ödemen için bir hafta verecek. Open Subtitles لن يمنحك الأجل الذي أعطيتك إيّاه لترّد القرض ..
    O sana bizim asla hayal edemeyeceğimiz bir hayatı verebilir. Open Subtitles أظنني... يمكنه أن يمنحك الحياة التي لم نحلم بها أبداً.
    O bir nevi doğru sevgiyi muhtemelen size veremedi, fakat bizim için, o bir nevi doğru sevgiyi insanlara verdi, bu önemlidir. TED أعتقد أنه لم يمنحك الشكل الصحيح من الحب و لكنه أعطانا نحن النوع الصحيح من الحب و التعاطف و هذا شيء مهم.
    Şimdi, sorun şu, ...ulusumuza onurlu bir şekilde hizmet etmiş olman, ...sana, benimle bu şekilde konuşma hakkı vermez. Open Subtitles لمجرّد أنّك خدمت أمتنا بشرف لا يمنحك الحق للتحدّث معي هكذا
    Korkunun adama kanat verdiğini herkes bilir, Romalı! Open Subtitles الجميع يعلم أن الخوف يمنحك جوانحاً, أيها الروماني
    Ünvanın sana ülkemizin tahtında hak iddia etme şansı veriyor, ama insanlar, ünvanların peşinden gitmezler, cesaretin peşinden giderler. Open Subtitles لقبك يمنحك زعامة أسكتلندا العرش لكن الناس لا تتبع الألقاب. إنهم يتبعون الشجاعة.
    Hastane, sınava tekrar girebilmen için sana dört ay süre veriyor. Open Subtitles المستشفى يمنحك أربعة شهور لإعادة الإمتحان
    Bu gökkuşağının sonu gibi bilirsin, küçük altın küpü. Orada olmadığını bilirsin ama buna inanmak güzel çünkü sana yolculuk yapacak bir yön veriyor. Open Subtitles انها كنهاية قوس قزح انت تعلم انه غير موجود لكنه يمنحك اتجاهاً للسير
    Madde sana gücü veriyor ama bunu kontrol etmelisin. Nasıl? Open Subtitles الغبار المعدنيّ يمنحك قِوَى خارقة, ولكن عليك أن تُحسِنَ السيطرة عليها.
    Elindeki mürekkep buralarda sana ayrıcalıklar veriyor olabilir. Open Subtitles أن الحبر على يدك قد يمنحك بعض الامتيازات في جميع ألانحاء هُنا
    İyi bir insansan ve inançlıysan Tanrı sana sağlık, zenginlik ve sonsuz mutluluk verir. TED إذا كنت صالحاً ومؤمناً، سوف يمنحك الله صحة وثروة وسعادة غير محدودة.
    Çizgi roman, çağrı-cevap şeması üzerinde kurulur: Sanatçı size, pano içinde göreceğiniz ve panolar dışında hayal edeceğiniz öğeleri verir. TED الرسوم الهزلية نوع من النداء والإستجابة الذي يمنحك إياه الفنان شيء لتراه في اللوحات, ويمنحك شيء لتتخيله بين اللوحات.
    Frankel sana C verdiği için not ortalamanı 4 olarak tutman zor. Open Subtitles سيكون صعباً الحفاظ على علامة كاملة عندما يمنحك فرانكيل علامة مقبول
    Kilisenin verdiği yetkiyle, Tanrı'dan seni huzura ulaştırmasını diliyor... ve Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına günahlarını bağışlıyorum. Open Subtitles من خلال كهنوت الكنيسة، قد يمنحك الله المغفرة والسكينة، وأنا أعفوك من ذنوبك باسم الأب الابن وروح القدس،
    Böyle zamanlarda hep gergin olurdum ama bu normal ve sana enerji verecek. Open Subtitles دوما اشعر بالتوتر في اوقات كهذه لكنه أكر طبيعي وسوف يمنحك الطاقة
    Bu size Kont de la Fere yetkisiyle davranma gücünü verecek. Open Subtitles هذا يمنحك القدرة على التصرف مع نفوذ الكونت دي لا فير".
    Biliyor musun, bence bir içki sana bir bakış açısı verebilir. Open Subtitles شراب واحد يمكنه أن يمنحك منظوراً أفضل للأمور
    O senin kağıdına baktı ve numara ile Katırı verdi. Open Subtitles والذي يتطلع في الورقة ثم يمنحك البغل المرقم في الورقة
    Doğruyu yaptığında kimse sana madalya vermez, ama yanlış yapınca hemen rütbe indirirler. Open Subtitles لن يمنحك احد ميدالية لقيامك بشيء صحيح بل يسحبون رتبك اذا فعلت شيء خاطئ
    Bize o uyuşturucuları onlara kimin verdiğini söylediğin sırada, değil mi? Open Subtitles عندما كنت اقول نحن الذين يمنحك منهم المخدرات. ليس من الصعب ، أليس كذلك؟
    Şu an, kendine bakmalısın, sadece tek bir yol sana doğru zenginliği verecektir. Open Subtitles و فى هذه اللحظة عليك البحث فى نفسك لان طريق واحد سوف يمنحك الثراء الحقيقى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more