Zamanımız tükeniyor ve biz hiçbir şey var, tekrar, gitmek için hiçbir şey. | Open Subtitles | الوقت ينفذ منا و ليس لدينا أي شيء إعادة ، لاشيء لنذهب منه |
Direk olarak, arkadaşlarınızdan önce, bilirkişilerin sabrı tükeniyor. | Open Subtitles | كنّ مباشراً, قبل حتى أن ينفذ صبر أصدقائك, قضاة الناس |
Evet. Zamanım azalıyor, bu yüzden sadede gelsek iyi olacak. | Open Subtitles | .حسناً، الوقت ينفذ مني هنا، لماذا لا ننهي المسألة هنا |
Zaman doluyor Abby. Onun ne yaptığını bilmem gerek. | Open Subtitles | الوقت ينفذ يا آبى أحتاج لأعرف ما الذى يفعلة |
Doğru söylüyor olsan iyi olur evlat. Çünkü zamanımız daralıyor. | Open Subtitles | يستحسن أن تكون محقاً يا فتى لأنّ الوقت ينفذ منا |
Ama bunu yapmak zorundayım. Zamanım doldu değil mi? | Open Subtitles | . ولكن علي القيام بهذا , لأن الوقت ينفذ مني , اليس كذالك ؟ |
Aslında olmaz. Zaman işliyor. Yakınlaşmaya vakit yok. | Open Subtitles | في الواقع، لا، الوقت ينفذ منّا، لا يوجد وقت للإرتياح. |
Evet yakıt bitene kadar. Aslında ben de bunu yeğlerdim. | Open Subtitles | أو أن ينفذ الوقود لدينا في الحقيقة ، هذا ماسيحصل |
Saygısızlık etmek istemem beyefendi, ama başkanın sabrı tükeniyor. | Open Subtitles | مع كامل احترامي يا سيدي صبر رئيسنا بدا ينفذ |
Tamam, şimdi biz gerçekten zaman tükeniyor. | Open Subtitles | نحن فعلا ينفذ منا الوقت نحتاج لهذا الكتاب. |
Tamam, varsayımsal konuşma, sadece diyelim, polis zaman tükeniyor olduğunu. | Open Subtitles | حسناً ، فلنقل فقط كلام إفتراضي أن الشرطة ينفذ منها الوفت |
Ayrıca yiyecek stoğumuz azalıyor. Kapandıktan sonra bir markete girmeni istiyorum. | Open Subtitles | الطعام ينفذ منا، أريدك أن تُنظم جولة بعد وقت عمل المحلات |
Zamanım azalıyor. Bir şarkı söylemek istiyorum. | TED | حسناً الآن، وقتي ينفذ. لذا أريد أن أغني أغنية. |
Trende olduğundan emin olabilirsiniz. Zaman gittikçe azalıyor. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نكون متأكدين من ذلك الوقت ينفذ |
- Bizim alıcılarımızdan kaçmaya devam ediyor, fakat zamanı doluyor. | Open Subtitles | هل تعلم أين هو ؟ يستكمل هروبه من مجساتنا لكن وقته ينفذ |
Saat dörde üç saat kala, Başbakan için zaman daralıyor. | Open Subtitles | قبل ان تبدا مع الموعد النهائي لم يتبقى على الساعه الرابعة إلا 3 ساعات 'الوقت ينفذ بالنسبه لرئيس الوزراء |
Hey, Doktor, Sanirim vakit doldu. Ama daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | مهلاً ، دوك ، أعتقد ان الوقت ينفذ منا لكني أشعر بحال أفضل بكثير |
Doğaüstü senin üzerinden işliyor. - Ama seni kontrol etmiyor. | Open Subtitles | لديكِ صلاحية الدخول إلى عالم الخوارق أنتِ بمثابة قناة ينفذ من خلالها. |
Bende yakıtım bitene kadar hem gözlem yaparım, hem iletişim aracı olurum. | Open Subtitles | سأبقى هنا لمراقبة وتوسّط الاتصالات إلى أن ينفذ منّا الكثير من الوقود. |
Kariyerime odaklanmışken, kötü randevulardan pislik heriflerden mahrum kaldım, şimdi de vaktim kalmadı. | Open Subtitles | لأنعندماكنت أعملبجد، نسيت أمر المواعيد السيئة و الحمقى و الآن ينفذ مني الوقت؟ |
Zamanımız bitiyor ve ne ile karşı karşıya olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz yok. | Open Subtitles | الوقتُ ينفذ منا وليس لدينا أي فكرة عن ما نحن نواجهه |
Fakat en sonunda, merkezdeki yakıt biter ve yıldız tamamen çöker. | TED | لكن في النهاية، ينفذ الوقود في قلب النجم، تاركاً إياه لينهار بالكامل. |
Benzinimiz neredeyse bitti ve artık belki bir yolda bile olmayabiliriz. | Open Subtitles | يكاد ينفذ مننا البنزين، ومن الممكن أن لانكون على طريق أبداً |
Yakıt, yiyecek ve mühimmatımız bitmeden önce ne kadar vaktimiz var? | Open Subtitles | لمتى قبل أن ينفذ منا الوقود والطعام والذخيرة ؟ |
Hem de nasıl! Haydi o zaman, yakıtımız bitmek üzere! | Open Subtitles | حسنا , نحن جاهزون دعنا نمضى فى طريقنا فالوقود ينفذ منا |
Ancak yakıtımız iyice azaldı. Biraz odun atsam iyi olacak. | Open Subtitles | حسنا ،لقد بدأ ينفذ منا الوقود يجب ان نركن في مكان ما |
Böylece herkeste bitse bile bizde bitmez. | Open Subtitles | طبعاً لكي لا ينفذ منا، حتى لو نفذ من كل الناس. |