"ينفع" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaramıyor
        
    • işe yaramaz
        
    • işe yaramadı
        
    • yaramayacak
        
    • olmuyor
        
    • işe yarar
        
    •   
    • olur
        
    • faydası
        
    • olmaz
        
    • yararı
        
    • fayda
        
    • yürümez
        
    • yürümeyecek
        
    • işe yaramazsa
        
    demeleri gibi. Bu ayakkabılarda işe yaramıyor ve bizim vücudumuz ayaklarımızdan kat ve kat daha karmaşık. TED هذا لا ينفع مع الأحذية، وأجسامنا أكثر تعقيداً من أقدامنا بمرات عديدة.
    Gördüğün gibi, senin Yanki kanunların Meksika ordusunda pek işe yaramaz. Open Subtitles كما ترى , بكونك رجل قانون اليانكي لن ينفع هذا مع المكسيكيين
    İşte burada ilk mercekte Eve var, ikinci merceğe Eve koyduk, işe yaramadı. TED وهنا تظهر إيف على العدسة الاولى، وضعنا إيف على العدسة الثانية. لم يكن ذلك ينفع.
    Bu işe yaramayacak, dikkatimi dağıtmaya çalışman-- Open Subtitles أتعلمين هذا لن ينفع فأنتِ تحاولين تشتيتي
    Baba ne olur kavga etmeyelim. Bunu çok yaptık zamanında hiçbir şey olmuyor. Open Subtitles أبي دعنا لا نتشاجر فعلنا ذلك كثيرا بالماضي ولم ينفع
    derdim. Bazen işe yarar, bazen yaramazdı, yani-- Ama sadece, cinsel kimlik, var oluşumuzun temelinde, öyle değil mi? TED وأحيانا يجدي نفعًا، وأحيانا لا ينفع. ولكن ذلك فقط تحديد الجنس في صميمنا، أليس كذلك؟
    Bakıcılık gibi bir düşünüyordum ama bu da yeterli bence. Open Subtitles حسناً، كُنتُ أفكرُ في وظيفة المربية ولكن ينبغي لذلك أن ينفع
    Köşeye sıkışacak olursak polisin babası mükemmel bir pazarlık kozu olur. Open Subtitles إذا ما علقنا في مشكلة، فوالد شرطي ينفع جيدًا في المقايضة
    Bunu atlatacaktır. Ayrıca okuyup yazmanın bir kıza ne faydası olur ki? Open Subtitles لقد تغلبت على هذا , مالذي ينفع الفتاة بالقراءة والكتابة؟
    Bu şekilde olmaz. Lazım olan ne peki? Veritabalarımız var. TED وهذا لن ينفع. إذاً فما الذي نحتاجه؟ عندنا قواعد البيانات
    İyi olmaya çalışıyorum. Ama işe yaramıyor. Open Subtitles أحاول أن أكون بخير ولكن لا يبدو أن ذلك ينفع
    Menapoz seni manyak yaptığından beri tüm günümü yanında geçiriyorum ama hiç işe yaramıyor. Open Subtitles حين جعلك سن اليأس مجنونة كان يمكنني تمضية اليوم بأكمله معك ولن ينفع الأمر بشيء
    Artık bu bir işe yaramaz. Open Subtitles ينظر إليك كأنه طفل ذو ست سنوات يفعل نفس الشيء معي، هذا لن ينفع
    Hayır bayım, koruma emri muhtemelen işe yaramaz dedim. Open Subtitles كلا يا سيدي, قلت إن أمر عدم الاقتراب لن ينفع على الأرجح
    Aileni sevmeye çalıştım, kişisel olarak alaya alarak, tuhaflık olarak, tiye alarak uyarıcı bir örnek olarak. Ama hiç biri işe yaramadı. Open Subtitles حاولت الإستمتاع بعائلتك على محمل شخصي أو سطحي ، لكن لم ينفع شيء
    Seni boğmak bir işe yaramadı, daha kesin bir şey denemeliyim. Open Subtitles اغراقك يبدو انه لم ينفع. لنحاول بشكل مباشر اكثر.
    Ama, burada bu taşlı bölgede bu tekniği kullanmak hiçbir işe yaramayacak. Open Subtitles لكن لعلمك, هذا الأسلوب لا ينفع في منطقة صخرية
    olmuyor işte, olmuyor. Size biraz zaman verirsem şu seks işini kafanızdan atarsınız sanmıştım. Open Subtitles لن ينفع ذلك، ظننت أنه بمرور الوقت ستتخطى مسألة الجنس
    O tuğlalar sizin evinizde daha çok işe yarar hiç kimse de kalkıp bahçesi küçüldü diye şikayetçi olmaz. Open Subtitles هذا الطوب سوف ينفع أكثر في منزلكم ولن يشتكي أحد من الحديقة الصغيرة.
    Neden olmasın?'' Bir kadın için de, aynı şekilde iyi çıkartacak bir karakter çizimiydi. TED وهذا الدور ينفع حقاً للمرأة، على قدم المساواة وكذلك.
    Yaban elmamız kalmamış Bayan S. Normal elma olur mu? Open Subtitles عصير التفاح بالكران خلص يا الحبيبه ينفع عصير تفاح ساده؟
    Yemek pişirmek dışında kimseye bir faydası yoktu. Open Subtitles ما كان ينفع ولا بتبن الا انه كان يعرف يطبخ
    olmaz, bu televizyon gazeteciliğine dair bildiğim her kurala aykırı. Open Subtitles كلا ، هذا ينفع كل القوانين ويخالف كل القواعد الصحفيةالتىتعلمتها.
    Size katılmaktan mutluluk duyardım ama bir amatörün size yararı olmaz. Open Subtitles أود الإنضمام إليكما بكل سرور، ولكن أتخيل أن هاوِ لا ينفع
    Bunun faydası olmaz Nick, biliyorum, bu fayda etmez, Nick. Open Subtitles هذا لن ينفع نيك أعرف،هذافقط لن ينفع، نيك
    Bu yürümez Şefe başka birini atamasını söyleyeceğim. Open Subtitles حونز هذا لن ينفع سأخبر الرئيس كي يرسل شخصاً آخر
    Bu ortaklık işi yürümeyecek. Nelson seni nereden bulduysa geri göndersin. Open Subtitles هذا لن ينفع أنا سأجعل نيلسن يعيدك إلى حيثما وجدك
    Eğer bu da işe yaramazsa bebek maskesiyle hava verirsiniz. TED وإذا لم ينفع ذلك، ساعدوهم على التنفس بقناع الأطفال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more