Bir sürü temiz havası, açık alanı ve günlük asabiyet kontrolü dersleri var. | Open Subtitles | بها هواء نقي و أماكن مفتوحة كثيرة و دروس يومية عن التحكم بالغضب |
Gerçekten çok basit. günlük testler ve haftada 3 kez diyaliz. | Open Subtitles | انها في غاية البساطة اختبارت يومية و ديال 3 مرات اسبوعياً |
Bütün ülkedeki tek bayan günlük gazete yazı işleri müdürü olacaksın. | Open Subtitles | سوف تكونى المحرر النسائي الوحيد. من صحيفة يومية في البلد بأكمله. |
Fatıma'yı ardında bıraktı. Şimdi 12 yaşında. her gün babasını soruyor. | Open Subtitles | عافولي فطوم عمرها 12 سنة يومية تسألني وين بابا وين بابا |
her gün bunları izleyerek genel bir fikir edinebilirim. Bu bilgileri arkadaşlarımla paylaşabilir, doktoruma verebilirim. | TED | يمكنني معرفة ذلك بصفة يومية. ويمكنني إطلاع أصدقائي و طبيبي عليه. |
En güzel haberler, diğer New York gazetelerinden daha çok fotoğraf ve şehirdeki en güvenilir teslimat Daily News'da. | Open Subtitles | نحن عندنا مميزات أفضل,صور أكثر أكثر من أى جريدة يومية فى نيويورك و نحن نمتلك أحسن تسليم منزلى فى المدينة |
Öbür tarafta o yıl her iki günde bir, bir siyahi adam öldürüldü. | TED | على الجانب الآخر من المدينة، كان يُقتل رجل أسود بصفة يومية في ذلك العام. |
Babamın yıllar öncesinden kalma bir günlüğü vardı. - Onu arıyordum. | Open Subtitles | أبي كان لديه دفتر يومية أسلاف الأسرة لسنين ، فكـّرت بالأطلاع عليهِ. |
Gerçekten çok hoş Gündüzleri çalışıyor olman yani... | Open Subtitles | مدهش جدا أنك لا تزالين تحتفظين بوظيفة يومية. |
Robert Hooke, sağlığını günlük dozda pelinotu, afyon, cıva gibi bazı kötü alışkanlıklar yüzünden mahvederek yıllar önce ölmüştü. | Open Subtitles | مات روبرت هوك ولكن قبل سنوات من موته دهور صحته بنفسه بعادات سيئة جرعات يومية من الإفسنتين, الأفيون والزئبق |
günlük olarak farkındalık eğitimlerini yapmaya devam etti. | TED | واستمر في ممارسة التمارين، بصورة يومية. |
Fakat bu demokratik tutkulara karşı baskılanmak özellikle Mısır'da çok farklı günlük tecrübelerdi. | TED | لكن في مواجهة هذه الطموحات الديمقراطية كانت هناك تجربة يومية مختلفة جدا، خاصة في مصر. |
Sürekli geri dönüş alıyorsunuz. günlük güncelleme seanslarınız var. | TED | هناك ملاحظات بإستمرار. هناك دورات تحديث يومية. |
Bilim, tiyatro, araştırma, felsefe, akıl ve beden oyunları gibi şeyler hep günlük hayatta icra edilen şeylerdi. | TED | العلوم ، المسرح ، الأبحاث ، الفلسفة ألعاب العقل و الجسم كلها كنت تدريبات يومية |
günlük olarak nefret postaları aldık. | TED | فقدنا وظائفنا. كنا نتلقى رسائل الكراهية بوتيرة يومية. |
Bitki, oradan daha ötelere yayıldı, çayın hızlı gelişimine, günlük ticari bir mal olarak yardım ederek. | TED | منذ ذلك الحين، انتشرت نبتة الشاي، مما ساعد في التزايد السريع للطلب على الشاي كسلعة يومية. |
Tercihen her gün tüm gezegenin görüntüsü elimizde olsun isteriz. | TED | ما نحتاجه بالفعل هو صور يومية لكل الأرض |
duyma kaybı olanlar her gün iletişim ile ilgili sorunlara karşı savaş veriyor. Bu sorunlar onların karşılarına her gün çıkıyor. | TED | يواجه الأشخاص الذين يعانون من ضعف االسمع معارك يومية للوصول إلى الاتصال، ويتم وضع تلك الحواجز يوميا بالنسبة لهم. |
Daily Planet'teki herkes seni özlüyor. | Open Subtitles | حسنا، الجميع في كوكب يومية يفتقد لك. |
Daily Bobcat. Braddock üniversitesinin gazetesi. | Open Subtitles | (إنها يومية (بوبكات (صحيفة طلاب جامعة (برادوك |
Tarifeli olarak günde üç uçuş var, ama şu anda yer yok. | Open Subtitles | لدينا ثلاث رحلات يومية, لكن لا توجد أماكن شاغرة |
Laranın bir günlüğü varsa, saklaycağı son yer bizim kamaramız olur. | Open Subtitles | اذا كان لدى لارا مفكرة يومية فآخر مكان تريد الاحتفاظ بالمفكرة به سيكون غرفتنا |
Gerçekten çok hoş Gündüzleri çalışıyor olman yani... | Open Subtitles | مدهش جدا أنك لا تزالين تحتفظين بوظيفة يومية. |