"يَجْعلُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapar
        
    • yapıyor
        
    Ectoplasm, hayaletleri insan gözüyle görülebilir yapar. Open Subtitles الايكتوبلازم الذي يَجْعلُ الأشباح مرئية إلى العينِ الإنسانيةِ
    Yani, bu kaçtı neden daha kolay anlamak için yapar. Open Subtitles أَعْني، يَجْعلُ الأمر أكثر سهولة لفَهْم لِماذا هَربتَ.
    Bu 16 torba yapar Uzak bir yere taşıyor. Open Subtitles ذلك يَجْعلُ 16 حقيبةَ هي مَحْمُولةُ في حتى الآن.
    Buradan çok keyif alıyorum. Müşkül durumumu daha da destansı yapıyor. Open Subtitles أنا مستمتعة تماماً هنا فهذا يَجْعلُ معضلتَي تَبْدو واضحة بدرجة أكبر
    Niles'ın yardıma ihtiyacı olursa Doktor Jim Beam burada. Hem ev ziyareti yapıyor. Open Subtitles إذا تَحتاجُ النيل مساعدة أكثر، هو يُحْصَلُ على الدّكتورِ شعاع جيِم هنا، وهو يَجْعلُ نداءاتَ البيتِ.
    Ve bombasını taklit parçalarla yapıyor. Open Subtitles وهو يَجْعلُ قنابلَه خارج الأجزاءِ المزوّرةِ
    Bu durum, ateşli silahları daha güvenli yapar ve suç işlemeyi de azaltır. Open Subtitles يَجْعلُ الأسلحة أكثر أماناً ويخفض من نسبة الجرائم
    Bu da kadın kurbanımızı birincil hedef yapar, ama neden? Open Subtitles الذي يَجْعلُ أمَّ كرةِ قدمنا الهدف الأساسي، لكن الذي؟
    Evet. Lezzetli chili yapar o. Open Subtitles نعم، هو يَجْعلُ فلفل حار جيد جداً.
    Ne tür bir aktris tek bir film yapar? Open Subtitles الذي نوع ممثلةِ يَجْعلُ فلمَ واحد فقط؟
    Evleri kadınlar, savaşları erkekler yapar... ve içkiyi. Open Subtitles تَجْعلُ النِساءُ البيوتَ. يَجْعلُ الرجالُ الحروبَ... ومشروباتروحية.
    Dr. Kroger her zaman hata yapar. Open Subtitles يَجْعلُ الدّكتورُ Kroger الأخطاء دائماً.
    [Echoing] ¶ O bir liste yapar, iki defa kontrol eder ¶ Open Subtitles [تَرديد] ¶ هو يَجْعلُ a قائمة، يُدقّقُه مرّتين ¶
    Herkes hata yapar. Open Subtitles يَجْعلُ كُلّ شخصُ الأخطاءَ.
    Babam muz birası yapar. Open Subtitles أبي يَجْعلُ تابوتَ موزِ.
    -Bu Hood'u benim amcam mı yapıyor? Open Subtitles ذلك يَجْعلُ القلنسوةَ هو عمِّي ؟
    Makine düşük bir uğultu yapıyor. Open Subtitles وهو يَجْعلُ دندنة منخفضة. مثل هذا.
    O kadınla büyük bir hata yapıyor. Open Subtitles لقَول الشيءِ إلى النيل. هو يَجْعلُ a فظيع خطأ مَع تلك الإمرأةِ.
    Öyleyse şekerleri kendi yapıyor. Open Subtitles لذا يَجْعلُ المادةَ.
    Daha çok yapıyor. Open Subtitles هو يَجْعلُ أكثر.
    Rico rampaları yapıyor. Open Subtitles يَجْعلُ ريكو التعليات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more