"يُخبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylememiş
        
    • söylemedi
        
    • anlatmadı
        
    • yalan
        
    Herkes şükran günü için plan yapmış, ve kimse anneme söylememiş. Open Subtitles الجميع إختار عدم حُضور عيد الشكر لهذه السنه ولم يُخبر أحد امي
    Nereye gittiğini kimseye söylememiş. Open Subtitles و لكنهُ لم يُخبر أي أحد أين سيذهب
    Sebastian da şişirme bebek sevgilisine hiçbir şey söylememiş. Open Subtitles تعلمين أن (سباستيان) لم يُخبر خليلته الدمية أيضاً
    Bu yüzden de henüz Lord hazretlerine söylemedi. Open Subtitles ذلك هو السبب بأنهُ لم يُخبر سيادتهُ حتى الآن
    Neden Kristy'ye bir şey söylemedi? Open Subtitles لماذا لم يُخبر "كريستي"؟
    Eşine anlatmadı. Çünkü suç dolu geçmişini bilsin istemiyordu. Open Subtitles لمْ يكن يُريد أن يُخبر زوجته حيال ذلك، لأنّه لمْ يُردها أن تعرف حيال ماضيه الإجرامي.
    Neden eşine anlatmadı? Open Subtitles لماذا لم يُخبر زوجته؟
    "yalan söyleyip söylemediğimi anlar mı?" TED "هل يستطيع أن يُخبر فيما إذا كنتُ أكذب؟"
    Neden Dr. Medina'ya onu yalanları için kullandığını söylememiş? Open Subtitles لماذا لم يُخبر الطبيب (ميدينا) أنه كان يستخدمه كقصة للتغطية على الأمر ؟
    Jenny'e bile söylememiş, Espo. Open Subtitles (أسبو)، هُو لمْ يُخبر حتى (جيني).
    Ed Hayes de söylemedi. Open Subtitles و(إيد هايس) لم يُخبر أحد.
    Asla söylemedi. Open Subtitles لم يُخبر أحداً
    Nina'ya veya başkasına gerçekleri hiç anlatmadı. Open Subtitles لم يُخبرها أو يُخبر أحدًا قط.
    Fısıltıyla bağırır gibi cevap verdim: "Evet, yalan söylerseniz bilgisayar anlar." TED ولذالك همست له بصوت مرتفع، "نعم الكمبيوتر يستطيع أن يُخبر فيما إذا كنتَ تكذب."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more