Her nasılsa, hayır diyordum, ve sonra da o, okuldaki geçit törenlerinin nasıl olduğu konusunda bütün tanıtımlara gidiyordu. | Open Subtitles | على كلٍ ، لقد كنت على وشك الرفض ،بعد ذلك بدأ بنسج قصصه الخيالية عن التقاليد في المدرسة الثانوية |
- İyi bir pazarlamaydı baba. Ama ben hala " hayır " a sıcak bakıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، هذا خبر رائع يا أبي ، ولكنني سأستمر في الرفض |
" hayır " ın anlamını bilmiyordum, ama çok güzel açıkladı. | Open Subtitles | انا لا اعرف معنى كلمة لا لكن كان اللقاء جيدا |
Kendimi senin için tehlikeye attım bana hayır dersen sadece aptal olmakla kalmam. | Open Subtitles | لقد ضحيت بنفسي من أجلك لذا إذا قمت برفضي لن أكون حمقاء وحسب |
Sam Baily affedilme isteğinde ısrarlı ama yasa " hayır " diyor. | Open Subtitles | سام بيلي ثابت في طلب الرأفة لكن القانون يقول لا |
Bu, hayır diyebileceği bir durumda evet dediği anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني انها قالت نعم عندما تقدر ان تقول لا |
Hayır, bu sessizlik falan değil, düpedüz inkardır! | Open Subtitles | لا, هذا الصمت لم يكن صمتاً بأى حال من الأحوال بل كان رفضاً بليغاً |
Tamam, şu tuşa "evet" diyelim, şuna da " hayır " . Tamam. | Open Subtitles | هذا الزر يمثل الإجابة أجل وهذا الزر يمثل الإجابة لا |
Onun için " hayır " ı cevap olarak kabul etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | حسنا ، ليس من الضروري أن تعتبري الرفض كجواب لها |
Gerçekten " hayır " dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim. | Open Subtitles | لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته |
Gerçekten " hayır " dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim. | Open Subtitles | لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته |
Yapma, bizim oralarda hayır, evet demektir. Haklı mıyım yoksa haklı mıyım? | Open Subtitles | الرفض يعني القبول في المكان الذي عشت فيه أأننا محقة أم لا؟ |
- Her şey bitti. Aileme hayır diyemiyorum. Hepsini geri ödeyeceğim. | Open Subtitles | . لا أستطيع قول كلمة لا إلى عائلتى . سأدفع كل شئ خلفى |
Ne yapmalıydım? Asla " hayır " ı kabul etmiyor. | Open Subtitles | ماذا كان يفترض أن أفعل لم تقبل بـ كلمة لا |
Hayır cevabına alışık olmayan bir grup güçlü insan. | Open Subtitles | مجموعة من الأقوياء غير معتادين على كلمة لا |
Hayır demek için seni daha sonra arayabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أتصل بك مرة أخرى لأخبرك برفضي ؟ |
Bu görüşmeyi hürmeten kabul ettim çünkü; yüzüne karşı hayır demek istedim. | Open Subtitles | قبلت بهذه المقابلة من باب الاحترام, لأنني أردت ان اخبرك برفضي وجهاً لوجه |
Ama insanlar bana "Martin, bu imkansız, adam çok meşgul ve hayır diyecek" dediler. | TED | ولكن الناس قالوا لي، أتعلم، مارتن، هذا مستحيل، الرجل مشغول جداً، و سوف يقول لا. |
O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der ancak anlayışlı bir hasta da bazen teşhis konulma ya da tedavi edilme imkânını geri çevirir. | TED | وبالتالي، فإن الطبيب الجيد قد يقول لا أحيانًا، ولكن المريض أيضًا قد يرفُض، أحيانًا، فُرصة أن يتم تشخيصه أو علاجه. |
Hemen evet demez. Adama on yıl boyunca falan hayır der. | Open Subtitles | .لا تقول نعم على طول .تقول لا للرجل، لسنوات، عشر سنوات |
- Yarın gelirsin ofisime ve cevabın hâlâ hayır ise- | Open Subtitles | تعال لمكتبي غداً، وإن ظلت إجابتك الرفض ستظل رفضاً |
- Glenn'e cavabın yine de hayır olduğunu söyle. - Tamam. | Open Subtitles | حسنا، أخبر [ غلين ] أن الإجابة لا تزال لا حسنا |
RB:Hayır.Tahminimce eğer restoranlarda veya onun gibi yerlerde rezervasyon yaptırmak sıkıntı oluyorsa denemeye değer diye düşünüyorum. | TED | ر ب: لا. أفترض فى حالة أنه لديك مشكلات لتحجز فى مطعم او شئ كهذا, فربما يستحق الأمر إستخدامه. |