Bu da kişi başı ortalama 200 tişörtün kendini çöpte bulması demek. | TED | وهذا يعادل 200 قميص تقريباً لكل شخص ينتهي بها الحال في القمامة. |
Hala o çöpte bulduğum düğün albümüne bakarak çekiyorum ama... | Open Subtitles | مازلت استمني على البوم الزفاف الذي وجدته في القمامة ولكن |
Bir kadın yerde kuruş arıyor, diğeri de çöpte yemek. | TED | والبعض تبحث في القمامة .. والبعض تأكل منها |
Bana söyleceğin bir şey varsa, bunu hemen söyle. Çünkü yarın çöpte olacaksın. | Open Subtitles | لديك شيء تقولينه لي قوليه الان, لانك غداً ستكونين بالقمامة |
Amacım çöpte tozlu bir ekmek parçası bulmaktı. | TED | كان هدفي ايجاد قطعة من الخبز في سلة المهملات |
bu alanda fırsat gördüm. çöpte para olduğunu gördüm. | TED | من رؤية الفرصة في تلك الاسلاك ورؤية المال في القمامة |
Bu! Bunu çöpte kahve tortusunun altında buldum. | Open Subtitles | هذا،وجدت هذه العلبة الفارغة في القمامة تحت صندوق القهوة |
çöpte dün geceden kalma biber dolması var. | Open Subtitles | يوجد فلفل محشي في القمامة من عشاء البارحة |
çöpte bulduğum berbat kravatlarla kendimi asabilirdim! | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أشنق نفسي برباطات عيد الميلاد الموجودة في القمامة |
Yazıldığı mürekkepli kalem da aynı çöpte bulundu. | Open Subtitles | يجاري الحبر قلم لبادي الذي وجد أيضا في القمامة. |
çöpte bulabileceğimi düşünmediğim şeyler. | Open Subtitles | أنواع الأشياء التي اعتقدت بأنك لن تجدها في القمامة ، أتعلم ؟ |
Şu haline bak, Çöp şeyler yiyorsun, sahte sakal takıyorsun ve kostümünü dışardaki çöpte bulduk. | Open Subtitles | أنظر لنفسك تاكل فضلات وترتدي لحية مزيفة ولقد وجدنا زيك في القمامة انا لم أعد دراجون فلاي |
çöpte ambalaj kağıdıyla birlikte bir mücevher kutusu var. | Open Subtitles | هناك صندوق مجوهرات في القمامة مع ورق تغليف |
Öğrenciler bu cüzdanı beşinci cadde yakınında çöpte bulmuşlar. | Open Subtitles | لقد وجدتُ هذه المحفظة في القمامة بالقرب من الجادة الخامسة |
Bütün bunlar bir hataydı. Filmi çöpte bırakmalıydım. | Open Subtitles | لقد كان هذا كله خطئاً ، كان يجب ان أترك هذا الفيلم بالقمامة |
Gelip ofisime bakabilirsin. Kalanı hâlâ çöpte duruyor olabilir. | Open Subtitles | تعال إلى مكتبي قد نجد الباقي منها في سلة المهملات |
Kirli tamponlarını falan çöpte bırakıyorlar. | Open Subtitles | يتركون أغطية فرشهم قذرة ويعيشون في قمامة |
Çünkü 2 gün önce Dayton, Ohio'dan Ashley Wilcox'un cesedi yine Savannah'da bir çöpte bulundu. | Open Subtitles | لأنه و منذ يومين جثة آشلي ويلكوكس من مقاطعة دايتون بولاية اوهايو تم العثور أيضا في صندوق القمامة في مقاطعة سافانا. |
Onu atmak istemiştim ama annemin çöpte bulacağından korktum. | Open Subtitles | كنت سأرميها , لكن كنت خائفه من والدتي ان تجدها في القمامه |
Adam bunu sormanın kolay bir yolu yok ama birisi bugün iğneni çöpte buldu. | Open Subtitles | أدم لا توجد طريقة لكي أسألك عن هذا ولكن أحداً ما وجد إبرتك اليوم في النفايات |
Bir hafta sonra çöpte solacak olan çiçekler. | Open Subtitles | زهور ستنتهي في صفيحة القمامة بعد أسبوع |
Bacagı bu sabah Clarksburg, Batı Virginia'daki bir çöpte bulundu. | Open Subtitles | لا بل بقية جسمه لقد وجدت ساقه في سلة القمامة في كلاسبيرج غرب فيرجينيا هذا الصباح |
Trenimi kaçırmadım, harika bir dvd okuyucu çöpte duruyordu ve cebir sınavında patlatmıştım. | Open Subtitles | لم أفوت قطاري، ومشغلة الأقراص كانت تجلس هناك بصورة مثالية واختبار الجبر أديته بكافآءه |
Küçükken çöpte bir çizgi roman bulmuştum. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة و جدت هذا الكتاب الهزلى فى القمامة |
Cep telefonunu çöpte buldum adamım. | Open Subtitles | مهلا,لقد وجدت هذا الهاتف فى القمامه يا رجل |
Jeff, iki tane boş bira kutusu buldum çöpte. | Open Subtitles | جيف، وَجدتُ إثنان فارغَ علب البيرة في النفاياتِ. |
Hapiste çürümektense çöpte çürümeyi tercih ederim, bu yüzden... | Open Subtitles | حسناً ، أود أن أتعفن إلى حد ما في مكب النفايات و بعد ذلك في السجن ، لذا |