Ama ormanlar çözümün büyük bir parçası da olabilirler. Çünkü karbonu indirip, yakalamanın ve depolamanın bildiğimiz en iyi yolu bu. | TED | بالمقابل, الغابات من الممكن ان تكون جزء كبير من الحل ايضا التي تمثل افضل طريقة نعرفها لسحب, وحفظ وتخزين غاز الكربون. |
Sanıyorum ki, Brod polisi birinci çözümün basitliğini tercih edecektir. | Open Subtitles | أظن أن البوليس فى برود سوف يفضل بساطة الحل الأول |
Daha da kötüsü herkesin çözümün çok basit olduğunu söylemesi. | Open Subtitles | والأسوأ من ذلك أن كل شخص يخبرك أن الحل بسيط |
Seni seviyorum, ama her sorunla ilgili çözümün bir dağda yaşamak. | Open Subtitles | احبك , ولكن حلك لكل المشاكل هو ان تعيش في الجبال |
Üçüncü Dalga sadece bir amaç değil, çözümün ta kendisi. | Open Subtitles | "الموجه الثالثة" ليست مفهوم مُجرّد من المُفردات. إنه الحلّ المُنقذ. |
-Üzgünüm. Büyük çözümün, herkese bir kızdan dayak yediğimi anlatman mı? | Open Subtitles | الحل الكبير هو ان تخبري الجميع تم ضربي من قبل فتاة |
Biz tüm bu karışıklığa karşı olan çözümün bir parçasıyız. | Open Subtitles | نحن.. نحن جزءٌ من الحل في خضمّ كل هذه الفوضى |
Örneğin, hesap yapma. çözümün sayı çizgisinin neresine düşebileceğini hissedebiliyor musunuz? | TED | على سبيل المثال .. العملية الحسابية هل يمكنكم أن تشعروا أين يمكن أن يوجد الرقم الذي يمثل الحل ؟ |
çözümün çok basit olduğunu düşünüyor olabilirsiniz: herkesin bir tuvaleti olsun. | TED | الآن يمكنك التفكير، حسناً، الحل بسيط سنعطي مرحاضاً للجميع. |
Bundan çok daha ileri gidiyoruz. Evde yaşayan insanlar aslında çözümün büyük bir parçası. | TED | الناس الذين يعشون في المنزل بالواقع هم جزء رئيسي من الحل خمس و سبعين بالمئة من فريقنا المحلي في استراليا |
Ama şunu bilmeli ve inanmalıyız ki, bir çözüm var, bu çözümün bir parçası olmak bizim görevimiz. | TED | لكن دعونا ننتبه ونقتنع بوجود حل. وبواجب أن نكون جزءً من هذا الحل. |
Ve hislerden uzaklaşmak, çözümün en önemli parçasıdır, bilime göre çözümün daha önemli bir parçasıdır. | TED | والابتعاد عن العواطف هو أهم جزء من الحل للعلم كجزء مهم من الحل. |
21. yüzyılda ise, teknoloji çözümün bir parçası olabilir, tabii dünyanın ihtiyaçlarına göre ayarlanırsa. | TED | في القرن الواحد و العشرون، التكنولوجيا يُمكن أن تكون جزء من الحل.. اذا ما انحنت هي لما يحتاجه العالم. |
Gerçekler anlatıldığında finans patronları endişelendiler ve kararlı bir şekilde çözümün bir parçası olmak istediler. | TED | ينتبه القادة الماليين عندما يتم مواجهتهم بالحقائق، وتريد الأغلبية العظمى أن تكون جزءًا من الحل. |
Buradaki herkes çözümün bir parçası olabilir. | TED | يمكن للجميع هنا أن يكونوا جزءًا من الحل. |
Aslında buradaki herkes çözümün bir parçası olmalı. | TED | في الواقع ،الكل يجب أن يكون جزءًا من الحل. |
Ve eğer doğum şartlarının önemsiz olduğu bir dünya yaratmak istiyorsak hepimiz çözümün bir parçası olmalıyız. | TED | وإذا أردنا أن نخلق عالماً لا تهم فيه ظروف ولادتك، علينا أن نكون جميعاً جزء من الحل. |
çözümün, ikinizi bütün gece aynı kafese kapatmak mı oldu? | Open Subtitles | حلك ، فقط أن تبقوا أنتما الإثنان وحدكما فى غرفة طوال الليل ؟ |
Amcanın suikast yaparak işime zarar vereceğini duydun. çözümün bu muydu? | Open Subtitles | لقد سمعت بأن عمك يريد أن يخرب عملي بالقيام بعملية في مطعمي و ذلك كان حلك ؟ |
Yani senin çözümün bu mu? Bir yolunu bulmak. | Open Subtitles | إذاً ، أهذا هو حلك ، أننا سنحل الأمر بهذه البساطة ؟ |
çözümün bir parçası değilsen, problemin bir parçasısındır. | Open Subtitles | إذا لم تكن جزءًا من الحلّ فأنت جزء من المشكلة |
çözümün egzoz gazı solumaksa öyledir. | Open Subtitles | إنه كذلك لو كان حلّك امتصاص شكمان سيارتك |
Bu bozulmuş dünya için çözümün bu mu? | Open Subtitles | وهل هذا هو علاجك للعالم المكسور؟ |
Sorunumuza en doğru çözümün bu olduğundan hala emin değilim. | Open Subtitles | ما زلتُ غير متأكدة أنَ هذا هوَ الحَل الأفضَل للمُشكلَة |