"çözümün" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحل
        
    • حلك
        
    • الحلّ
        
    • حلّك
        
    • علاجك
        
    • الحَل
        
    Ama ormanlar çözümün büyük bir parçası da olabilirler. Çünkü karbonu indirip, yakalamanın ve depolamanın bildiğimiz en iyi yolu bu. TED بالمقابل, الغابات من الممكن ان تكون جزء كبير من الحل ايضا التي تمثل افضل طريقة نعرفها لسحب, وحفظ وتخزين غاز الكربون.
    Sanıyorum ki, Brod polisi birinci çözümün basitliğini tercih edecektir. Open Subtitles أظن أن البوليس فى برود سوف يفضل بساطة الحل الأول
    Daha da kötüsü herkesin çözümün çok basit olduğunu söylemesi. Open Subtitles والأسوأ من ذلك أن كل شخص يخبرك أن الحل بسيط
    Seni seviyorum, ama her sorunla ilgili çözümün bir dağda yaşamak. Open Subtitles احبك , ولكن حلك لكل المشاكل هو ان تعيش في الجبال
    Üçüncü Dalga sadece bir amaç değil, çözümün ta kendisi. Open Subtitles "الموجه الثالثة" ليست مفهوم مُجرّد من المُفردات. إنه الحلّ المُنقذ.
    -Üzgünüm. Büyük çözümün, herkese bir kızdan dayak yediğimi anlatman mı? Open Subtitles الحل الكبير هو ان تخبري الجميع تم ضربي من قبل فتاة
    Biz tüm bu karışıklığa karşı olan çözümün bir parçasıyız. Open Subtitles نحن.. نحن جزءٌ من الحل في خضمّ كل هذه الفوضى
    Örneğin, hesap yapma. çözümün sayı çizgisinin neresine düşebileceğini hissedebiliyor musunuz? TED على سبيل المثال .. العملية الحسابية هل يمكنكم أن تشعروا أين يمكن أن يوجد الرقم الذي يمثل الحل ؟
    çözümün çok basit olduğunu düşünüyor olabilirsiniz: herkesin bir tuvaleti olsun. TED الآن يمكنك التفكير، حسناً، الحل بسيط سنعطي مرحاضاً للجميع.
    Bundan çok daha ileri gidiyoruz. Evde yaşayan insanlar aslında çözümün büyük bir parçası. TED الناس الذين يعشون في المنزل بالواقع هم جزء رئيسي من الحل خمس و سبعين بالمئة من فريقنا المحلي في استراليا
    Ama şunu bilmeli ve inanmalıyız ki, bir çözüm var, bu çözümün bir parçası olmak bizim görevimiz. TED لكن دعونا ننتبه ونقتنع بوجود حل. وبواجب أن نكون جزءً من هذا الحل.
    Ve hislerden uzaklaşmak, çözümün en önemli parçasıdır, bilime göre çözümün daha önemli bir parçasıdır. TED والابتعاد عن العواطف هو أهم جزء من الحل للعلم كجزء مهم من الحل.
    21. yüzyılda ise, teknoloji çözümün bir parçası olabilir, tabii dünyanın ihtiyaçlarına göre ayarlanırsa. TED في القرن الواحد و العشرون، التكنولوجيا يُمكن أن تكون جزء من الحل.. اذا ما انحنت هي لما يحتاجه العالم.
    Gerçekler anlatıldığında finans patronları endişelendiler ve kararlı bir şekilde çözümün bir parçası olmak istediler. TED ينتبه القادة الماليين عندما يتم مواجهتهم بالحقائق، وتريد الأغلبية العظمى أن تكون جزءًا من الحل.
    Buradaki herkes çözümün bir parçası olabilir. TED يمكن للجميع هنا أن يكونوا جزءًا من الحل.
    Aslında buradaki herkes çözümün bir parçası olmalı. TED في الواقع ،الكل يجب أن يكون جزءًا من الحل.
    Ve eğer doğum şartlarının önemsiz olduğu bir dünya yaratmak istiyorsak hepimiz çözümün bir parçası olmalıyız. TED وإذا أردنا أن نخلق عالماً لا تهم فيه ظروف ولادتك، علينا أن نكون جميعاً جزء من الحل.
    çözümün, ikinizi bütün gece aynı kafese kapatmak mı oldu? Open Subtitles حلك ، فقط أن تبقوا أنتما الإثنان وحدكما فى غرفة طوال الليل ؟
    Amcanın suikast yaparak işime zarar vereceğini duydun. çözümün bu muydu? Open Subtitles لقد سمعت بأن عمك يريد أن يخرب عملي بالقيام بعملية في مطعمي و ذلك كان حلك ؟
    Yani senin çözümün bu mu? Bir yolunu bulmak. Open Subtitles إذاً ، أهذا هو حلك ، أننا سنحل الأمر بهذه البساطة ؟
    çözümün bir parçası değilsen, problemin bir parçasısındır. Open Subtitles إذا لم تكن جزءًا من الحلّ فأنت جزء من المشكلة
    çözümün egzoz gazı solumaksa öyledir. Open Subtitles إنه كذلك لو كان حلّك امتصاص شكمان سيارتك
    Bu bozulmuş dünya için çözümün bu mu? Open Subtitles وهل هذا هو علاجك للعالم المكسور؟
    Sorunumuza en doğru çözümün bu olduğundan hala emin değilim. Open Subtitles ما زلتُ غير متأكدة أنَ هذا هوَ الحَل الأفضَل للمُشكلَة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more