| çünkü tüm istediğim onun nasıl biri olduğunu görmek ve sonra gitmekti. | Open Subtitles | لأن كل ما قصدت أن ارى اي نوع من الأشخاص هو والمغادرة |
| çünkü tüm bu bağırışma ve bir şeyler fırlatmamız, bozukluğumuzun bir parçası. | Open Subtitles | لأن كل هذا الشِجَار ورمي الأشيَاء .هو جُزء من الخَلل الذي فينَا |
| Ama belki de tüm bu dramı sen yapıyorsundur çünkü tüm bu delilik hissetmekten hoşlanmayacağın duyguları hissetmeni engelliyor. | Open Subtitles | لكن ربما أنتِ تحبين الدراما لأن كل الأمور الجنونية تشتتك من الخوض في المشاعر التي لا تشعرين بالارتياح لها |
| çünkü tüm otel dedktörlerle dolu. | Open Subtitles | أجراس الإنذار سترن لأن كلّ هذه الفنادق لديها كاشفات قنابل |
| Sen çünkü tüm kuralları ve malzeme, biliyorum, sadece ben lazım olduğunu gerçekten zor düşünürdüm olduğunu. | Open Subtitles | كما تعلم ، بسبب كل هذه القواعد والأشياء الأخرى إنه فقط أنني أود أن أعتقد أن هذا صعب حقاً |
| Yani orada yoluma çıkma ve ona prototipi göstereyim çünkü tüm ihtiyacımız olan bu. | Open Subtitles | لذا ابقى بعيداً عني و فقط دعني أقدم لها النموذج لأن ذلك كل ما نحتاجه |
| Arkadaşım bunu bir uyanış olarak tarif etti, ama mutlu bir uyanış. çünkü tüm tanıdıklarım beni görmek için sırada bekliyordu, ama ben ölmemiştim. Sadece kitap imzalıyordum. | TED | صديقي وصفها بيقظة، لكن سعيدة لأن جميع من أعرف كانوا هناك في الصف ليروني، لكني لم أكن ميت. كنت أوقع الكتب. |
| Öyle deniyor çünkü tüm bu nöronlar farklı renklerde parlıyor. | TED | وسمّي كذلك بالطبع لأن كل من هذه الخلايا العصبية متوهجة بألوان مختلفه |
| Ancak hücrelere enerji veren bu makinalar gerçekten şaşırtıcıdırlar ve tüm yaşamın temelini oluştururlar. çünkü tüm bu makinalar birbiri ile iletişim halindedirler. | TED | لكن هذه الماكينات التي تعمل داخل الخلايا فعلاً مدهشة جداً، وهي حقاً أساس كل الحياة. لأن كل هذه الماكينات تتفاعل مع بعضها البعض. |
| Bu da önemli, çünkü tüm biyolojik membranlar lipitlerden oluşmuştur. | TED | و هذا مهم كذلك لأن كل الأغشية الحيوية مصنوعة من الدهون. |
| Tüm bunları sevmiyorum biliyor musun çünkü tüm ihtiyacım olan bir müşteri. | Open Subtitles | لا يعجبنى الموضوع برمّته لأن كل ما أحتاجه هو أن أعيش |
| çünkü tüm fizik yasaları yürürlükten kaldırılmış gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لأن كل قوانين الفيزياء بدا بأنها قد توقفت |
| Aslında şanslı sayılır çünkü tüm bu adamlar ona asılırdı. | Open Subtitles | إنها محظوظة نوعاً ما في النهاية لأن كل هؤلاء الشباب كانوا سيغازلونها |
| çünkü tüm otel dedktörlerle dolu. | Open Subtitles | أجراس الإنذار سترن لأن كلّ هذه الفنادق لديها كاشفات قنابل |
| Sadece kocan kurtarabilirdi çünkü tüm yapabildiğin olduğun yerde seyretmekti. | Open Subtitles | إنهُ من قام بإنقاذها.. لأن كلّ كاستطعتِ فعله هو الوقوف والمشاهدة. |
| "Sevgili Caroline... "Artık bunlara ihtiyacım yok... "çünkü tüm dileklerim gerçekleşti. | Open Subtitles | عزيزتي (كارولين), لم أعد بحاجة إلى هذه لأن كلّ أحلامي تحققت |
| çünkü tüm yapmak istediği buydu. | Open Subtitles | بسبب كل تلك الأشياء التي كان يريد القيام بها |
| çünkü tüm dünyadaki tüm gazinolardaki tüm insanlar şans benim yanıma geliyor. | Open Subtitles | بسبب كل الناس في كل الكازينوهات في كل العالم الحظ يمكن ان يخيم معي |
| Çünkü... tüm bilmek istediğim buydu. Benim için sakıncası yok Bilirsin işte... | Open Subtitles | لأن ذلك كل ما أردت معرفته أنا لا أمانع |
| çünkü tüm büyük suçlular Sauvage'ın hapisanelerinden altı ayda çıktı ve... onun şirketlerince işe alındı. | Open Subtitles | لأن جميع المجرمين الخطرين الذين أطلق سراحهم من سجون سوفاج منذ ستة أشهر قد تم توظيفهم في في احدى شركات سوفاج |
| Çözüm aslında uzanmak için düşündüğümüzden daha yakın olabilir, çünkü tüm kurduğumuz bu kentler fırsattır. | TED | ان الحل ربما يكون اقرب الينا مما نعتقد لان كل المدن التي نعمل على انشائها تملك في طياتها فرصاً لذلك الحل |
| Perdeyi açtık ve baktık çünkü tüm muhabbetimizi mahvetmişti o ses. ..saçma sapan müzikler içindeydik resmen. | Open Subtitles | خرجنا جميعا لنكتشف مجموعه من الأشخاص يرقصون ويضحكون ويشربون ممنوعات |