"çıkarları" - Translation from Turkish to Arabic

    • مصلحة
        
    • مصالح
        
    • المصالح
        
    • مصالحه
        
    • مصالحهم
        
    • مصلحتهم
        
    • لمصالح
        
    • المصلحة
        
    • منافع
        
    • مكاسب
        
    • وتشويه
        
    • انتَ تضع
        
    -Kanunen bu kapitalizm muhafızlarının müşterilerinin çıkarları için çalışmalarına bile gerek yok. Open Subtitles قانونيا، هؤلاء المدافعون على الرأسمالية ليسوا مضطرين للعمل على تحقيق مصلحة زبائنهم.
    Biz, şimdilik, halkı bilgilendirmenin ülkenin çıkarları için iyi olmayacağını düşünüyoruz. Open Subtitles في الوقت الحالي نعتقد أن إبلاغ الشعب لن يكون في مصلحة البلاد.
    1966 ile 1990 arasında, ABD ve Sovyet çıkarları ülkemin kontrolünü ele geçirmek için savaştı. TED بين عامي ١٩٦٦ و ١٩٩٠، مصالح الولايات المتحدة والإتحاد السوفيتي تقاطعت من أجل السيطرة على وطننا.
    Ülkem için büyük değer taşıyorsun müsaade et de ülkemin çıkarları için kendim karar vereyim. Open Subtitles يجب ان اُذكّرك بأنك ذو فائدة عظيمة لبلدى وحفاظا على سلامتك, يجب ان تسمح لى بأن أحمى مصالح بلادى بطريقتى الخاصة
    Ne zaman Iran'ın ideolojik dürtüleri kendi stratejik çıkarları ile çatıştı, stratejik çıkarları her zaman galip geldi. TED عندما تصادمت الدوافع الإيديولوجية مع المصالح الاستراتيجية، كانت الغلبة للمصالح الاستراتيجية.
    Ne yazık ki bu noktada, benim ve Neil Gross'un çıkarları aynı. Open Subtitles لسوء الحظ في هذه المرحلة .مصالحي تتلاقى مع مصالحه
    Acaba onlar bu bilgileri, çevresel ve ekonomik çıkarları doğrultusunda nasıl kullanabilirler? TED كيف قد يستخدمون هذه البيانات لتنظيم مصالحهم البيئية مع الاقتصادية؟
    Güç sahibi insanlar, kendi çıkarları için zenginleri fakirlerle karşı karşıya getiriyor. Open Subtitles اشخاص في السلطة بستخدمون انقسام الاغنياء ضد الفقراء من اجل مصلحتهم الخاصة
    çıkarları ve özlemleri değil grupları düşünmeliyiz o, senin gibi, bizi ayırmaya istiyor Open Subtitles وليس لمصالح ولتطلعات الجماعات والمجتمعات ذلك يشبه، وكأنك تريدنا أن نتفكك
    Herkesin çıkarları için el ele tutuşup karşıya geçelim mi? Open Subtitles لذا للآن، سيكون في مصلحة الجميع أن تتشابك أيدينا لنعبر الشارع معاً، حسناً ؟
    Köşkün çıkarları yolcuların acıkmasından daha mı önemli? Sence? Open Subtitles ليس في مصلحة لودج إلى مسافرين من الجوع, ليست لك؟
    Narcisse seni kendi çıkarları için korkutup, yanına çekmek istiyor. Open Subtitles نارسيس، يحاول إخافتك لتحقيق مصلحة نفسه هل حقا تظني أنه يهتم ماإن عشتّي أو متّي؟
    Tüm ı kentin çıkarları ve insanları olduğunu yaptığını görmek gerekir. Open Subtitles يجب أن نرى أن كل ما فعلته كان في مصلحة المدينة وأهلها.
    Sığır yetiştiricileri, kendi çıkarları için bu bölgeyi herkese açık halde tutmak istiyorlar. Open Subtitles مصالح اصحاب الماشية تريد أن تبقي هذه الأرض مجموعة مفتوحة.
    "Bunlar, ortak çıkarları olan bir çeşit, çok uluslu komünite." Open Subtitles إنهم مجموعة من الناس ذوي جنسيات متعددة ، لهم مصالح مشتركة
    "Bunlar, ortak çıkarları olan bir çeşit, çok uluslu komünite." Open Subtitles إنهم مجموعة من الناس ذوي جنسيات متعددة ، لهم مصالح مشتركة
    Siyasetçilerin seçilme sebebi de ulusal çıkarları ve yerli halkın ilgi alanlarını aramak, bulmak ve bu sayede gücü elde tutmaktır. TED هذا ما يحقق انتخاب الساسة: أن تسعي و تفوز وتحتفظ بالسلطة خلال تحقيق المصالح المحلية أو القومية في أحسن حال.
    Onun çıkarları korunuyor. Open Subtitles مصالحه تم النظر إليها
    Ve ister istemez bunlardan yararlanabilecekler ve bu çoğu kez kendi çıkarları için olacak. Open Subtitles ‫وحتماً فإن البعض سوف ‫يستفيدون من هذه ‫الأوقات العصيبة لتعزيز ‫مصالحهم الخاصة
    Başkaları her zaman kendi yararları ve çıkarları için hareket edecektir. Open Subtitles ليسوا سوى أطراف ثالثة وسيتصرفون من أجل مصلحتهم الخاصة
    Jimmy bizim ülkemiz kötü adamların mali çıkarları zaten. Open Subtitles جيمي, بلادنا هي العمل لمصالح الرجل الشرير
    Hainleri ortaya bulmak için Ulusal çıkarları bahane edip her türlü yola baş vurdular. Open Subtitles استغلوا المصلحة الوطنية لتبرير أيّ وسيلة لكشف المخربين
    Bugünlerde sendika çıkarları yüzünden zor biraz. Open Subtitles يَصعب أن يحدث منافع النقابة هذه الأيام.
    Savaşı kendi ekonomik çıkarları için savunduğunu söylemiyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت لا تقترح بأن يناصر الحرب ليحقق مكاسب مالية شخصية
    Size şimdiye kadar gösterdiğim örnekler gazetecilerin, besin destekleyici ürün satan tüccarların ve natuopatların (dogal ürün sağaltıcıları) kendi çıkarları için kanıtları çarpıttığı örnekler. TED ما أريتكم إياه هو مجرد أمثلة لطرق بسيطة ومباشرة التي يستخدمها الصحفيون ومروجوا العقاقير والمنتجات الغذائية والعلاج بالأعشاب يمكنها تحوير وتشويه الأدلة بما يتوافق مع أهدافهم.
    CIA, kendi çıkarları uğruna Amerikan halkının ve uluslararası kamunun haklarını çiğniyor. Open Subtitles .بتحريض من الاستخبارات والمافيا - انتَ تضع الاشتباه في الاستخبارات المركزية - قبل الاشتباه في الشعب .الاميركي والتحالف الدولي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more