"çakmaktaş" - Translation from Turkish to Arabic

    • فلينتستون
        
    • فلنستون
        
    • فلينستون
        
    • فلنتستون
        
    Bay Çakmaktaş, şu anda zimmetine yüksek miktarda para geçirmek üzeresin. Open Subtitles سيد فلينتستون ، انت على وشك اختلاس قدراً كبيراً من المال
    Ok, Çakmaktaş kardeş, kazanmamız için hepsini devirmen lazım. Open Subtitles حسنا ، أخي فلينتستون نحن بحاجة إلى ضربة لتحقيق الفوز
    İnan yada inanma, en yüksek puanı alan Fred Çakmaktaş. Open Subtitles صدق أو لا تصدق ، والذي سجل الأعلى كان فريد فلينتستون
    Huysuz'un üstünden Fred Çakmaktaş'ın yaptığı gibi kayarak inmesi havalı olmaz mıydı sence? Open Subtitles سيكون جميلا لو- تزحلق على الذيل مثل فريد فلنستون
    Çakmaktaş, orada uyuyamazsan iyi edersin! Open Subtitles (فلنستون) , يستحسن أن لا تكون نائما هناك!
    Wilma Çakmaktaş'ın kızlık soyadının Çemberkömür olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعرفين ان الإسم الاوسط لـ ويلما فلينستون هو ساغلبول
    Sanırım adını Çakmaktaş olarak söyledi. Open Subtitles أعتقد أنها قالت أن إسمها فلنتستون
    Bay Çakmaktaş, bilmenizi isterim ki... uzun süre çalışmaktan, gecenin bir vaktine kadar çalışmaktan, hatta hafta sonları bile çalışmaktan çok hoşlanırım. Open Subtitles سيد فلينتستون أريدك أن تعرف أنني أستمتع بالعمل لساعات طويلة وفي أوقات متأخرة من الليل حتى في عطل نهاية الأسبوع
    Çakmaktaş'a bu belgeyi hemen imzalatabiliriz, Open Subtitles نحن يمكن أن نجعل فلينتستون يوقع هذه على الفور
    Bunun yanında, eğer bay Çakmaktaş vicdanlı olmaya çalışıyorsa, Open Subtitles بالإضافة إلى إذا أصر السيد فلينتستون على أن يكون صاحب ضمير جداً
    Endişelenmeyin Bay Çakmaktaş. Ben hemen ilgilenirim. Open Subtitles لا تقلق ، سيد فلينتستون سأهتم بذلك حالاً
    Çakmaktaş, duyduğuma göre dosya odasındaymışsın. Open Subtitles فلينتستون ، سمعت انك كنت بالأسفل في غرفة الملفات
    Oh, Bayan Çakmaktaş. Bu haneye tecavüzü neye borçluyum? Open Subtitles أوه ، سيدة فلينتستون , بماذا أنا مدين لهذا الشرف ، في الإستراحة ؟
    Evet belki böcek yiyor olabilirim, fakat benimde duygularım var Bay Çakmaktaş. Open Subtitles أنا قد آكل الحشرات ، ولكنني لدي مشاعر سيد فلينتستون
    Burada graniti öpüyorum Çakmaktaş. Bu uygun bir zaman olmayabilir ama dikkatinizi bu yana çekmişken bu ay maaşımı biraz erken alabilir miyim acaba? Open Subtitles أنا أقبل الصوان هنا, (فلنستون) هل أبدو بخير ؟
    Aslında Bay Çakmaktaş, tüm hayatım boyunca taş kırmayı düşünmüyorum. Open Subtitles في الواقع , سيد (فلنستون) , أنا لم أخطط لتكسير الصخور طوال حياتي.
    Çakmaktaş, burada kendine gerçekten özel bir şey yapmışsın. Çakmaktaş! Çakmaktaş! Open Subtitles (فلنستون) لقد فعلت شيئا مميزا جدا هنا. (فلنستون)!
    Harika bir gösteriydi, Çakmaktaş. Open Subtitles لقد كان عرضا مفاجئ , (فلنستون).
    Fred Çakmaktaş'ın kıçı gibi kokuyor! Open Subtitles رائحتة مثل مؤخرة فريد فلينستون
    O biftek sanki "Çakmaktaş"'lardan kalmış gibiydi. Open Subtitles تلك اللحمة البقرية كانت وكأنها قد خرجت من كارتون "فلينستون"
    Seçeneğiniz yok Bayan Çakmaktaş. Open Subtitles لا تملكين خياراً آخر يا سيدة (فلينستون).
    Zımpara kağıdına benzemeyen bir tuvalet kağıdı, Fred Çakmaktaş'ın kullanacağı bir şişede satılmayan bir votka istiyorum. Open Subtitles أريد ورق مرحاض غال أريد فودكا تبدو كأن (فريد فلنتستون) لن يشرب منها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more