"çalışıyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحاول
        
    • تحاول
        
    • تعمل
        
    • عمل
        
    • كان يعمل
        
    • حاول
        
    • عملت
        
    • يُحاول
        
    • يعملون
        
    • يحاولون
        
    • تُحاول
        
    • يُحاولُ
        
    • يعملان
        
    • محاولاً
        
    • عملوا
        
    Hayır, o kadar emin değilim. O bizi uyarmaya çalışıyordu. Open Subtitles لا ، أنا لست متأكدة لقد كان يحاول أن يحذّرنا
    Barney hâlâ iyi olan şeylerin gece saat 2'den sonra olacağını kanıtlamaya çalışıyordu. Open Subtitles بارني مازال يحاول اثبات ان الاشياء الجيدة يمكن ان تحدث بعد الثانية صباحاً
    Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu. TED دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع.
    Nineniz bunun üzerinde çalışıyordu, bu da demektir ki çözmeye çok yaklaşmıştı. Open Subtitles جدتك كانت تعمل على بداية إذاً هذا يعني أنها كانت قريبة لاكتشافها
    Madem Haladki, Derevko için çalışıyordu, niye ölümünü Sloane'dan gizledin? Open Subtitles إذا هالادكي عمل مع دريفكو، لماذا يخفي موته من سلون؟
    Babam çok sıkı çalışıyordu, biraz fazla uyuması gerek sadece. Open Subtitles أبي كان يعمل بجّد هو فقط يحتاج إلى النوم فحسب
    Belki de kitabın yazarı sadece kendini iyi hissettirmeye çalışıyordu. Open Subtitles ربما مؤلف الكتاب حاول فحسب أن يجعل نفسه يشعر بتحسن.
    En azından, cinsel içerikli rüya olduğunu sanıyorum. Beni boğmaya çalışıyordu. Open Subtitles أعتقد على الأقل، أنه كان حلم إقامة علاقة كان يحاول خنقي
    Sonuç olarak, yüzeye doğru sadece orta parmağını kullanarak... çıkmaya çalışıyordu. Open Subtitles نحن نستنتج أنه كان يحاول السباحة للنجاة مستخدما فقط الإصبع الوسطى
    - Hala Keith bana bir şey söylemeye çalışıyordu diye düşünüyorum. Open Subtitles ؟ ؟ انا اشعر باستمرار كأن كيث يحاول ان يخبرني بشيء
    Bu büyük problemi ortadan kaldırmaya çalışıyordu ama ona yardım eden kimse yoktu. Open Subtitles يحاول أن يصحح تلك المشكلة الهائلة ولكنه لا يستطيع أن يجد أحداً لمساعدته
    Hayır. Bir yere ulaşmaya çalışıyordum ve biri beni durdurmaya çalışıyordu. Open Subtitles كلاّ، كنت أحاول الذهاب لمكان ما وكان ثمة من يحاول منعي،
    Mike onu üçüncü sınıftan beri korkutmaya çalışıyordu ama hiç başaramadı. Open Subtitles مايك , يحاول إخافتها منذ الصف الثالث لكنه لم ينجح أبدا
    Onu almaya gittiğimde, annem şapka iğnesini ona saplamaya çalışıyordu. Open Subtitles عندما ذهبت لجلبه ، وجدت أمي تحاول قتله بدبوس قبعة
    Gangsterler para için eşeleniyorlar polislerse onları yavaş yavaş hapse tıkmaya çalışıyordu. Open Subtitles العصابات تجني أرباح صغيرة و الشرطة تحاول أن تقضي عليهم شارعاً بشارع
    Gömme dolabın içinde saklanıyorduk, o da bizi bulmaya çalışıyordu. Open Subtitles كنا نختبيء في الخزانة و هي كانت تحاول أن تجدنا
    Ben çocukken, annem bir dava üzerinde gece gündüz çalışıyordu. Open Subtitles وأنا صغير، كانت أمّي تعمل على قضية على مدار الساعة.
    Onca zaman boyunca sizinleyken gizlice benimle, taslağı sizden alıp getirmek için çalışıyordu. Open Subtitles عندما كانت معكم طوال الوقت حين كانت تعمل معي سرّاً لتحضر المخطوطة منكم
    Herkes angarya işlerle uğraşıyordu. Dokuma tezgâhında çalışıyordu, sakallarını kırpıyordu. Hayır... Open Subtitles فالجميع مشغول بالأعمال الرتيبة ، عمل المنوال .. وتشذيب ذقونهم ..
    Ekip profil üzerinde çalışıyordu ve sanırım bir şey bulduk. Open Subtitles الفريق كان يعمل على الوصف و نظن ان لدينا شيئا
    Öyle olmak zorundaydı, kontrol edilemiyordu, kaçmaya çalışıyordu diğer hayvanlara saldırıyordu. Open Subtitles إضطررت لذلك، لقد خرج عن السيطرة، حاول الخروج ومهاجمة الحيوانات الأخرى.
    Son iki yıldır benim için çalışıyordu. Golf sahamdan sorumluydu. Open Subtitles عملت لدي في العامين السابقين وظفتها لتشرف على ملعب الغولف
    40 yıl sonra, 2007'de, California'da öldüğünde hala çözmeye çalışıyordu. Open Subtitles عندما تُوفي في كاليفورنيا سنة 2007، قبل أربعين عاماً، كان ما يزال يُحاول.
    Onlar yıllardır bunun üzerine çalışıyordu. Sen daha yenisin. Open Subtitles الرجال يعملون لسنوات بجهد وأنت لم تفعل شيئاَ
    Göründüğü kadarıyla hastalarıyla ilgilenebilmek için asla yeterli zamanı olmayan doktorlar, ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu. TED الاطباء, كان ظاهرا, لم يكن لديهم في الواقع ما يكفي من الوقت لجميع المرضى، يحاولون على ما يقدرون.
    Ona karşı iyi davranmaya çalışıyordu. Sonrasını biliyorsun. İşini kaybetti. Open Subtitles كانت تُحاول أن تكون لطيف معه، الأمر التالي الذي تعرفه أنّها خسرت وظيفتها.
    Michael babasının isteği doğrultusunda kardeşini işe dahil etmeye çalışıyordu. Open Subtitles مايكل كَانَ يُحاولُ تَضْمين أَخِّيه في العملِ في طلبِ أبّيه.
    Adam aynı okulda çalışıyordu. İki ölümüz oldu. Bu garip. Open Subtitles شخصان يعملان في نفس المدرسة ثم يموتان ذلك غريب
    Biyosilah tüplerinden birini taşıyordu. Bizim araçlardan birini kullanarak buradan kaçırmaya çalışıyordu. Open Subtitles وكان يحمل قنينةً للسلاح البيولوجي محاولاً تهريبها مستخدماً إحدى مركباتنا
    O günlerde çoğu programcı envanter sistemleri, maaş bordrosu, fatura ödeme sistemleri gibi ana bilgisayarlar üzerine çalışıyordu. TED أغلب المبرمجين هذه الأيام عملوا على حواسيب مركزيّة، لبناء أشياء مثل أنظمة الجرد وأنظمة المرتبات وأنظمة دفع الفواتير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more