| 23 saat önce, General Aleksander Kodoroff 10 savaş başlığı çaldı. | Open Subtitles | منذ 23 ساعة مضت الجنرال أليكساندر كودروف سرق 10 رؤوس نووية |
| Birileri anılarımı çaldı. Kafamın içinde, ben hala 10 yaşındayım. | Open Subtitles | أحدهم سرق ذاكرتي بداخل رأسي، أنا في العاشرة من عمري |
| Sonun da bu komşumuz o kadar hastaydı ki çim biçme makinasını çaldı. | Open Subtitles | وأخيراً هذا الجار حصلت على المرضى حتى من ذلك أنه سرق في جزازة. |
| Biri bana ait olanı çaldı ve onu geri almalıyım | Open Subtitles | لقد قام أحدهُم بسرقة . كرتى و أنا أنوي إسترجاعها |
| Marangoz Mona Lisa'yı çaldı ve dünya bu haberle çalkalandı. | Open Subtitles | ، سرق النجار لوحة لموناليزا وانتشر خبر السرقة أرجاء العالم |
| Klinikten tıbbi kaydımı çaldı ve alerjilerimi bana karşı kullandı. | Open Subtitles | سرق الملف الطبي خاصتي من الممرضة وعرف حساسيتي ليستخدمها ضدي |
| Richard tahtı çaldı fakat Buckingham ve Leydi Margaret , onlar oğlumu öldürdü. | Open Subtitles | ريتشارد سرق العرش لكن أعتقد أن باكنغهام وسيدة مارجريت هما من قتلا ولدي |
| Evden çıktığımda para yanımdaydı sonra sokağın ortasında bayılınca birisi onu benden çaldı. | Open Subtitles | كان لي عندما خرجت من المنزل. ثم، مررت في الشارع، وشخص سرق مني. |
| Geçen hafta birisi telefonumu çaldı ve dişçime erotik mesajlar yolladı. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أحدهم سرق جهازي الخلوي وأرسل رسالة إغراء لطبيب أسناني |
| Yani birisi hırsızı öldürdü ve sonra da ondan kalbi mi çaldı? | Open Subtitles | انتظر , إذا شخصاً ما قتل السارق ثم سرق القلب منه ؟ |
| Bu lanet olası tetikçi benden 1.2 milyon dolar para çaldı. | Open Subtitles | الأن ، هذا المجرم اللعين، سرق 1.2 مليون دولار من أموالي |
| Olduğumu düşündüğüm kişiyi çaldı ve gerçekten olduğumu bulduğum kişiyi bıraktı | Open Subtitles | لقد سرق مني ما ظننت أني عليه وتركني لأكتشف من أنا |
| Hank'in cebini çaldı, yani bir şekilde bağlantısı var. - Öğrenebilirim. | Open Subtitles | سرق الهاتف الخليوي هانك بحيث نحن نعرف انه تم تكليف هانك. |
| Kötü kararlar silsilesi içinde, bir dükkandan 30 tane dizüstü bilgisayar çaldı ve onları internet üzerinden sattı. | TED | في سلسلة من القرارات السيئة، سرق ٣٠ من أجهزة الكمبيوتر المحمولة من محل وباعهم في الإنترنت. |
| Ateş Ulusu, Büyük Kütüphane'den bizimle ilgili bir bilgi çaldı. | Open Subtitles | قوم النار قام بسرقة معرفتنا و علومنا من المكتبة العظيمة. |
| Ve tam olarak 11 yıl önce dün, penguen ofisindeki telefonum çaldı. | TED | وقبل 11 عام بالضبط رن جرس الهاتف في مكتب رعاية البطاريق |
| Bir gün bir oyuncak dükkanına gitti ve bir sürü oyuncak çaldı. | Open Subtitles | أحد المرات دخل إلى متجر للألعاب وسرق كل الألعاب فيه سرقها بالقوة |
| ama ne yazıkki iksirin tarifi kitabın içinde, ve küçük aptallar onu çaldı! | Open Subtitles | لكن وصفة تحضير هذه الجرعة فى كتاب التعاويذ والصعلوك الصغير قد سرقه |
| Kim bunu nasıl umurunda? Siz, onlar Gölgeler Kitap çaldı. | Open Subtitles | لا يهم كيف فعلوها أيها الأصحاب لقد سرقوا كتاب الظلال |
| İçeri girdi, bu resimleri çekti ve radyoaktif iyotu çaldı. | Open Subtitles | لذا، إذا تقتحم، تأخذ هذه الصور و يسرق يودا مشعّا. |
| Senin duygularını anlamıyor değilim. Yani sonuçta adam senin giriş kartını çaldı. | Open Subtitles | ليس أنني لم أتعاطف معك, أعني لقد سرقة بطاقة المرور الخاصة بك |
| Ve ben bunu çizim tahtasının her yerine koyarken telefon çaldı. | TED | وبينما كنت أدرس في كلّ هذا على لوحة الرسم، رنّ الهاتف. |
| Sadece 20 altın çaldı. Bağırmaya değmez. | Open Subtitles | لقَد سَرقَ 20 ريو فَقَط لا حاجةَ للانفِعال |
| Benim görüşüme göre o ufak tefek... önemsiz şeyleri belli bir amaç için çaldı. | Open Subtitles | أعطيك رأيي بأن سرقتها للأشياء الجميلة كان لغرض ما |
| Sonunda kapı çaldı sürünerek kapıya gittim ve böyle "Merhaba." dedi. | Open Subtitles | أخيرا طرق الباب ذهبت للباب زحفا وفتحته ثم قال لي مرحبا |
| Gemicilikle alakalı 18.yüzyıla ait bir harita parçası çaldı. | Open Subtitles | لقد سرقَ قصاصة لمخطط بحري تأريخي يعود للقرن الـ18 |
| Shelby az önce ekibimin çalıştığı Adalet Bakanlığı dosyalarını çaldı. | Open Subtitles | لقد سرقت للتو ملفاً لوزارة العدل كان فريقة يعمل عليه |