"çaplı" - Translation from Turkish to Arabic

    • نطاق
        
    • قطرها
        
    • على مستوى
        
    • بقطر
        
    • أطمنك
        
    • نطاقٍ
        
    • مستوى منخفض
        
    Sadece Fransa'da çeyrek milyon farklı birimin olmasından ötürü, büyük çaplı bir değişim çok ciddi bir parçalanmaya neden olurdu. TED بوجود ربع مليون وحدة قياس مختلفة في فرنسا لوحدها، فإن أي تغيير يطبّق على نطاق واسع سيحتاج لحدوث اضطراب هائل.
    Kariyerime bir sanatçı olarak başlıyorum ve bilgisayarımla bişeyler geliştiriyorum, küçük çaplı şeyler, bitkilerin büyüme sistemleri gibi şeyleri araştırıyorum. TED أنني أبدأ مهنتي كفنان أبني أشياء باستخدام حاسوبي، على نطاق ضيق بالتحري عن أشياء أشياء كأنظمة نمو النباتات
    Avustralya'daki parklarda, geniş çaplı zıplama ipleri ve 9 metre uzunluğunda tırmanma kuleleri ile tam olarak bunu yaptılar. TED وهذا بالضبط ما نفذته المتنزهات في أستراليا مع حبال التزلق المنتشرة على نطاق واسع وأبراج التسلق ذات ارتفاع 30 قدم.
    Patlamanın çevresindeki 30 metre çaplı alana yoğunlaş. Open Subtitles ركِز على دائرة نصف قطرها 30 متر من موقع الانفجار
    Geniş çaplı da olabilir; yani yenilik dediğimiz şeyler. TED وقد يكون على مستوى عالمي، أعني، شيء نسميه ابتكارًا.
    1200 mil çaplı bir ateş topu dünyaya yönelmiş durumda... ve nasıl durduracağımızı bilmiyoruz. Open Subtitles كرة من النار بقطر 1,200 ميل تتجه مباشرة نحو الأرض وليس لدينا فكرة كيف نوقّفها تلك هي المشكلة
    Sizi temin ederim ki geniş çaplı bir soruşturma yürütüp sizi bilgilendireceğiz. Open Subtitles أطمنك أننا سنجري تحقيق كاملاً ونبقيك على أطلاع كامل.
    Büyük, geniş çaplı ve devasa bir şeyler yapabilir miyim? TED هل يمكنني بشيء كبير وعلى نطاقٍ واسع ولا يُقهر؟
    Atmosfer sirkülasyonu, atmosferdeki su ve havanın geniş çaplı hareketi değişiyor ve bulutlar da buna ayak uyduruyor. TED الدورة الجوية في حركة على نطاق واسع من الهواء والماء في الغلاف الجوي، هي تتغير، والغيوم تتأثر بذلك.
    Salgın şimdi de insan popülasyonunda görülüyor. Şimdilik neyse ki küçük çaplı salgınlar, ufak gruplar arasında müşahade ediliyor. TED نحن الآن نرى تفشيات للفيروس بين تجمعات البشر. حتى الآن، لحسن الحظ، في نطاق محدود تفشيات بسيطة، في تجمعات قليلة.
    Almanlar aynı zamanda Doğuyu hastalık bölgesi olarak görmeye başladılar ve büyük çaplı bir dezenfeksiyon programı başlattılar. Open Subtitles اعتبر الألمان الشرق كمكان موبوء تنتشر به الأمراض وبدءوا برامج تطهير على نطاق واسع.
    16km çaplı bir daire çizersek 118 salonda renk uzmanları incelemesi ve Open Subtitles يوجد 118 صالون فى نطاق 10 أميال يفصل بينهم خبراء الألون
    Geniş çaplı bir boşaltmayı düşünseniz iyi olur. Open Subtitles يجب أن تبدأ فى الأعداد لإخلاء جماعى على نطاق واسع فورا
    Doğum günü partileri için küçük çaplı gösteriler düzenleyeceğim. Open Subtitles أنا سَأُردّدُ عملَ عمل نطاق ضيقِ المثيرِ في حفلات عيد الميلادِ.
    Yasaları ve siyaseti, geniş çaplı politik eylemler sayesinde değiştirmeliyiz. Open Subtitles علينا تغيير القوانين والسّياسات نحو أنشطة سياسية جماعية على أعلى نطاق
    Altı blok yarı çaplı bölgeyi kordon altına alın. Open Subtitles طوقوا المنطقة على الأقل بمساحة نصف قطرها 6 شوارع
    Oteli ve ceset parçasını referans noktaları olarak alırsak yaklaşık 80 kilometre çaplı bir alandan bahsediyoruz. Open Subtitles حسناً، إستخدام الفنادق ونفاية الجسم كنقاط محور نحن نبحث عن دائرة نصف قطرها 50 ميلا
    30 kilometre yarı çaplı bir alanın içinde. Open Subtitles إنه في مكان ما ضمن دائرة نصف قطرها 20 ميل حولك
    Şu ana kadar, telefon dinleyerek son altı aydır ufak çaplı uyuşturucu işini duymaktan başka bir şey yapmadık. Open Subtitles حتى الآن نحن نتنصّت على بعض هذه الهواتف منذ 6 أشهر لدينا حديث واحد فقط عن المخدرات وهو على مستوى تجار الشوارع الصغار
    1200 mil çaplı bir ateş topu dünyaya yönelmiş durumda... ve nasıl durduracağımızı bilmiyoruz. Open Subtitles كرة من النار بقطر 1,200 ميل تتجه مباشرة نحو الأرض وليس لدينا فكرة كيف نوقّفها تلك هي المشكلة
    Sizi temin ederim ki geniş çaplı bir soruşturma yürütüp sizi bilgilendireceğiz. Open Subtitles أطمنك أننا سنجري تحقيق كاملاً ونبقيك على أطلاع كامل.
    Ama böylesine geniş çaplı cepheleşen bir olayda kalabalığın kotrolünü sağlamak sizin ilk defa yaptığınız bir şeydi. Open Subtitles لكنها كانت المرة الأولى التي تقوم فيها بالسيطرةِ على الحشود على نطاقٍ واسع الحدث
    Maillere göre ufak çaplı şeyler mahalle satıcıları ve laboratuvarları. Open Subtitles أشارات بريدية تماثيل ذات مستوى منخفض مختبرات الحي موزعين محليين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more