Sadece çayla idare etmek zorunda olanlara yazık doğrusu. | Open Subtitles | أشفق على أولئك الذي يقنعون بالشاي أوافقك تماماً |
Jay'in, Simon'ın çayla yapmasını istemediği tek şey, çay yapmasıydı çünkü çay olduğunu anladı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لم يريد جاي أن يفعله سايمون بالشاي, هو صنع الشاي لأنه أكتشف أنه شاي |
Çin'den gelerek Britanya üzerinden getirilen çayla ağzına kadar doluydu. | Open Subtitles | كانت ممتلئة على آخرها بالشاي الصيني المستورد بواسطة بريطانيا |
Ama bir fincan çayla, elini biraz tutmam yetti. | Open Subtitles | اعطيتها كوبا من الشاى و امسكت بيدها شويه |
Ona çayla birlikte bu bademli kurabiye verdim. | Open Subtitles | أعطيتها بعض الشاى مع نفس بسكويت اللوز |
Biliyor musunuz Bay Nobbs, burası çayla işliyor diye düşünüyorum. | Open Subtitles | هل تعرف سيد (نوبس) ؟ أنا أعتقد أن هذا المنزل يعيش على الشاى |
Ama istersen, sana her sabah yeşil çayla gelirim. | Open Subtitles | لو استطعت, سأتي لك بالشاي الاخضر كل صباح. |